Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu Toplantısı sona erdi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrasında basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Arınç, bir gazetecinin "Paris'te öldürülen 3 PKK'lının öldürülmesiyle ilgili yeni bir bilgi var mı? Bahçeli 'yeni bir Habur yaşanmasın' dedi. Sizin böyle bir endişeniz var mı, tedbirler alınacak mı?" şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi:
"Konu üzerinde görüşmeler yapıldı. Fransa'da yaşanan olay esasen bizim de Sayın Başbakanımızın da, sorumlu arkadaşlarımızın da bugüne kadar beyanlarında ifade ettikleri şekliyle fevkalade iyi planlanmış ve 3 kadının doğrudan öldürülmesine yönelik bir cinayet olarak görülüyor. Şuana kadar gelinen noktada soruşturmada nelere ele geçti, hangi konuda derinleştiriliyor bunu bilemiyoruz. Şüphesiz olay Paris'te işlenmiştir, Fransız yargısı ve soruşturma makamları konu üzerinde durmaktadırlar. Sayın Başbakanımız da hükümetimiz de olayın biran önce aydınlanmasını, faillerinin bulunup ortaya çıkarılmasını ve bu olayın perde arkasında neler varsa ilan ve ifşa edilmesini istiyorlar. Bu bizim hakkımızdır.”
“CİNAYETLER ÜZERİNE YAPILAN AÇIKLAMALARI, SORUNLU AÇIKLAMALAR OLARAK GÖRÜYORUZ”
“Dolayısıyla öldürülen kişilerin Türkiye'ye getirilecek olması insani bir olaydır. Aileleriyle ilgili bir olaydır. Memleketlerinde defnedilecekleri söyleniyor” diyen Arınç, şunları söyledi:
“Cenaze ile doğrudan ilgilenenler var. Şuana kadar bir Çarşamba günü, bir de Pazartesi günü getirilebilecekleri şeklinde kamuya yansıyan bir beyan oldu. Ne gün getirilecekse getirilsinler, cenaze olayının daha büyük bir provokasyona dönüşmemesi gerekir. Bu konuda İçişleri Bakanlığımız ve ilgili birimler gerekli tedbirleri alacaklardır. Olaya insani boyutuyla bakılması ve cenazelerin inancımıza göre defnedilmeleri gerekmektedir. Bütün bunlar ailelerinin öncelikle sorumluluk taşıdığı olaylardır. Meseleyi kendi mecrasından çıkararak buradan bir siyasi rant elde etme çalışmalarıyla, toplumun hissiyatını bir şekilde provoke ederek sokak olaylarına yol açabilecek davranışlardan kaçınılması gerekir.
Bu cinayetler üzerine yapılan açıklamaları, sorunlu açıklamalar olarak görüyoruz. Ve bu konuyla doğrudan veya dolaylı olarak kendilerini ilişkili bulan insanların da provokasyonları meydan vermeyecek, güvenlik güçlerini zora sokmayacak, Türkiye'de huzur ve sükunetin bozulmasına yol açmayacak özeni göstermeleri gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu olayın bir şekilde İmralı'daki görüşmeli ile MİT'in başlattığı sürecin başarısızlığa götürmesi arasında irtibat kuranlar var. Bundan gerçeklik payı olabilir. Bu ve buna benzer olaylarla Türkiye'de bu sürecin engellemeye çalışılması bir endişe kaynağıdır. Bu endişeye yol açmayacak biçimde bir cenaze töreni yapılması, Türkiye'de yaşayan herkesin dikkat ve özen göstermesi gereken bir sorumluluktur. İçişleri Bakanlığımız ve ilgili birimler cenaze olayının, törenin en güzel şekliyle yerine getirilmesi konusunda daha dikkatli ve daha özenli davranacaklardır."
MİT MÜSTEŞARI İLE GÖRÜŞME
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Başbakan Erdoğan'ın bugün gerçekleştirdiği görüşmeyi hatırlatması üzerine, bu görüşmelerin geçen hafta yapılamayan görüşmeler olduğunu hatırlattı.
Arınç, BDP'nin İmralı ile yeni bir görüşme talebinde bulunduğuna yönelik bir soru üzerine de, bunun toplantıda gündeme gelmediğine vurgu yaparak, "Bu konuda bir açıklama yapmak gerekirse de, zamanı geldiğinde, yeri geldiğinde, Sayın Başbakanımız da görev verirse bizler de açıklamamızı yaparız" cevabını verdi.
"CENAZEDE PROVOKASYONA KARŞI HERKES UYANIK OLMALI"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Paris'te öldürülen 3 kadının cenazesinin Diyarbakır'da gömülüp gömülmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine ise, Türkiye'nin istediğinin bu olayın aydınlatılması, faillerin ortaya çıkarılması olduğunu söyleyerek, "Türkiye olarak şunu vaat ediyoruz; bize düşen herhangi bir yargısal yardım veya soruşturma açısından herhangi bir bilgiye ihtiyaç varsa Türkiye olarak bunları derhal yerine getirmek mecburiyetinde olduğumuzu ifade ettik. Şuana kadar bizden herhangi bir talep olmadı" dedi.
"Bu cenazelerin Türkiye'ye getirileceği doğrudan İstanbul mu, doğrudan Diyarbakır mı şuanda netleşmiş değil” diyen Arınç, şunları söyledi:
“Farklı açıklamalar var, bu açıklamalar BDP tarafından yapılan açıklamalar değil. İsmini bir şekilde ortaya koymak isteyen bir takım grupların açıklamaları. Biz şüphesiz bizi ilgilendiren yönüyle, yani Türk hükümeti olarak veya hükümetin İçişleri Bakanlığı veya Dışişleri Bakanlığı olarak neresinde yer alacağımızı elbette aileleri ile görüştükten sonra tespit edebiliriz. Bu açıklamalara bakarsak bir düşünce doğrudan Diyarbakır'a gelecekler, Diyarbakır’dan yapılacak bir törene müteakiben herkesin kendi memleketinde defnedileceğidir. Bir tanesi bildiğim kadarıyla Tunceli, bir tanesi bildiğim kadarıyla Kahramanmaraş, diğeri Mersin veya Mersin'le bağlantılı başka bir il. Bir başka düşünceye göre Pazartesi'ye kalabilecektir ama yine aynı senaryo ile yani Diyarbakır'a getirilip oradan farklı yerle de cenaze definlerinin yapılacağıdır.
Bu cenaze törenini bir şova dönüştürmek isteyen, bir propagandaya dönüştürmek isteyen, bir çatışma ortamına sürüklemek isteyen marjinal gruplar olabilir, suç örgütleri olabilir, farklı bir araya gelmiş gruplar olabilir. Bunlara karşı herkesi uyanık olmaya davet ediyoruz, bu tür provokasyonlara prim vermemelerini istiyoruz. Aksi takdirde güvenlik güçlerimiz olaya müdahale eder ve bu olayın müsebbiplerini etkisiz hale getirmeye çalışır. Çünkü güvenliği tehdit edildiği bir noktada güçlerin devreye girmesi önemlidir. Ancak bir cenaze defninin insani bir olay olarak bütün bunlara prim vermeksizin sadece bu amaçla yapılmış olmasını, yapılacak olmasını biz temenni ediyoruz."
"OKTAY VURAL'A BİR HEKİME GÖRÜLMESİNİ SÖYLEMEK İSTİYORUM"
Arınç, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın kendisi için söylediği sözlerin hatırlatılması üzerine ise, "Bu Sayın Oktay Vural'dan beklenen bir konuşmadır. Yani onun için... Neyse söylemeyeyim, çünkü kendisinden tazminat kazandım. Mukabil dava açar da elimdeki bu imkanı alır diye korkarım. Ancak o bizi hiç şaşırtmıyor. Bu tür sözleri onun söylemesi çok doğaldır" cevabını verdi.
Vural'ın açıklamaları sırasında kendisinin ruh sağlığı konusunda acil şifalar dilediğini hatırlatan Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu insani bir davranıştır, çok teşekkür ediyorum kendisine. Oktay Vural benim sağlığımı istiyorsa, bana şifalar diliyorsa ona teşekkür etmem gerekir. Ama yeri gelmişken benim de ona bir tavsiyem olacak. Kendisini bir kaç yıldan beri Meclis'te takip ediyorum. Ayağa kalkıp sağa sola bağırıyor, sesinin bütün gücüyle ortalığı birbirine katmaya çalışıyor, bazen sırtını dönüyor konuşana. Bazen kolunu arkaya atıyor. Mimiklerine bakıyorum, hareketlerine bakıyorum üzülüyorum ve endişe ediyorum acaba bir rahatsızlığı var mı diye. Madem ki bana şifalar dilemiş, ben de huzurlarınızda Sayın Oktay Vural'a Allah’tan sağlık ve afiyetler diliyorum, mutlaka bir hekime görünmesini, hekimin tavsiyeleri doğrultusunda psikolojik bir destek almasında da yarar olduğunu da söylemek istiyorum. Ne güzel bir vesile yaptınız, size teşekkür ederim."
“ÖCALAN TELEVİZYONDA 12 KANALI İZLİYOR”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin MHP lideri Bahçeli'nin Öcalan'ın odasına televizyon konulmasıyla ilgili olarak imalı konuştuğunu hatırlatması üzerine, "Açık konuşsunlar canım imaya gerek yok. Bir siyasetçi açık konuşur benim konuştuğum gibi" diyerek, Öcalan'ın odasına televizyon konulmasının yasal gerekçesini okudu. Öcalan'ın disiplin cezalarının 2011 yılı sonu itibariyle sona erdiğini belirterek, 1 yıllık gözlem süresi içerisinde disiplin cezasını ya da soruşturmasını gerektirecek bir eyleminin ya da uyumsuz davranışlarının olmadığının gözlemlendiğini kaydeden Arınç, Öcalan'ın odasına televizyon konulduğunu söyledi. Arınç ayrıca Öcalan'ın odasına konulan televizyonda ise 12 tane kanal olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"12 Ocak 2013 günü yani geçtiğimiz günlerde odasına 42 ekran LCD televizyon konulmuş. Aynı gün saat 15.30 itibariyle bakın ne kadar önemli görmüş Adalet Bakanlığımız saat, saniyesi itibariyle bize bilgi veriyor. Aynı gün yani 12 Ocak 2013, 2 gün önce saat 15.30 itibariyle diğer hükümlüler gibi, TRT 1, TRT6, CNN Türk, Kanal 7, Samanyolu, Show TV, Kanal D, ATV, Star, Ülke TV, Kanal 24 ve NTV yayınlarını izleyebilmektedir, kamuoyuna sunulur."
"SÜREÇ BAŞARILI OLURSA MHP BARAJ ALTINDA KALABİLİR"
Arınç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İlker Başbuğ'u ziyaretiyle ilgili bir soru üzerine ise, İmralı ile başlayan sürece dikkat çekerek cevap verdi. Arınç, medyanın yüzde 80'inin bu sürecin başarılı olmasını istediğini, STK'ların da süreci desteklediğini söyleyerek, "MHP'nin bu tavır içerisinde olmasını anlayışla karşılamak lazım. Onların çizgisinin bu olduğunu düşünüyorum. Ama böyle bir sürecin siyasi partiler açısından taşıdığı riskler var. Bu risklerden bir tanesi, bence en büyüğü MHP'yi ilgilendiriyor. Eğer süreç başarılı olursa MHP barajın altında kalabilir. Karşı çıktığı sürece… Çünkü Türkiye'de herkes, huzur istiyor, sükunet istiyor, kanın akmamasını istiyor, gözyaşlarının dinmesini istiyor ve bunu isterken de hamasetten uzak, gerçekçi, akılcı çareler bulunmasını istiyor" diye konuştu.
"OLMUYOR SAYIN HOCAM, DERSİNİZE İYİ ÇALIŞIN"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Sözcüsü Haluk Koç'un kendisine yönelik "Siyasi gevezeliğe devam ediyor" şeklindeki sözlerine de tepki gösterdi. "Sayın Haluk Koç'un ne dediğini anlamak mümkün değil" diyen Arınç, CHP'nin bir siyasi parti olarak hedefi olmadığını söyledi. CHP'nin 63 yıldan bu yana iktidar olamadığını belirten Arınç, "CHP'nin niçin iktidar olamadığını kendileri sorgulasınlar yoksa Atatürk'ün arkasına sığınıp da, 'bizi kuran oydu, kimse bize ilişmesin, bizimle uğraşmasın' demesinler" dedi.
Arınç ayrıca Haluk Koç'a yönelik, "Haluk Koç'a ben bunu tavsiye ediyorum, bir profesör, Genel Başkan adayı olmuş bir insan, kendi partisinin başarısızlığını sorgulamak yerine bana laf yetiştirmeye çalışıyor. Olmuyor sayın hocam, dersinize iyi çalışın" şeklinde konuştu.
"4. YARGI PAKETİ BUGÜNLERDE MECLİS GENEL KURULU'NA GELMEYECEK"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin "4. Yargı Paketi ile ilgili çekinceler giderildi mi" sorusu üzerine, "4. Yargı Paketi bugünler de Meclis Genel Kurulu'na gelmeyecek" dedi.
Anadilde savunma konusuyla ilgili de bilgi veren Arınç, burada sadece Kürtçe'nin söz konusu olmadığını, vatandaşın istediği dilde savunmasını yapabileceğini örneklerle açıkladı. "Yargı dili Türkçe olacaktır ama savunma dili kutsaldır" diyen Arınç, "Yarın grup önerileriyle bunun görüşülmesi mümkün olabilirse bu hafta, bu hafta mümkün olmazsa önümüzdeki hafta bu görüşülecek" diye konuştu.
.jpg)
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
.jpg)
k1.jpg)
