Cumhurbaşkanı Gül, Ramazan Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, bir Ramazan Bayramı'nı daha hep birlikte idrak etmenin mutluluğu içinde olduklarını dile getirdi.

 

Bütün vatandaşların bayramını ayrı ayrı tebrik ettiğini belirten Gül, mesajında şunları kaydetti:

 

''Birlik ve beraberliğimizin pekişmesine vesile olan bayramlar, kaynaşmanın en yoğun şekilde yaşandığı, kardeşliğin canlandığı, sevinç ve kederlerin paylaşıldığı günlerdir. Bayramlarda dargınlıklar, küskünlükler unutulup, tartışmalar, kavgalar, kısacası bütün olumsuzluklar bir tarafa bırakılırken, tüm toplum katmanlarında sıcak bir sevgi ve saygı ortamı oluşmaktadır.

 

Toplum hayatında, esasen bu kutsal günlerin bir kez daha hatırlattığı gibi, kavga, öfke, nefret yerine, paylaşım, hoşgörü, kardeşlik ve sevgi duygularını koyabilmeliyiz. Onun için bayram günlerinin ve birbirimizin kıymetini iyi bilelim. Bu günleri, olumsuzlukları sonlandırmak için bir fırsata çevirelim. Birbirimizi daha iyi anlayabilmek, hoşgörü, sevgi ve saygı ortamını güçlendirmek için vesile sayalım. Kendimizi karşımızdakinin yerine koymayı, onu anlamayı, görüşlerimiz farklı da olsa düşüncelere, inançlara ve değerlere saygı göstermeyi ve böylelikle toplumsal barışı güçlendirmeyi bir hayat felsefesi olarak benimsemeliyiz. Bunu başardığımız ölçüde birbirimizi kırmadan, incitmeden daha güzel bir geleceğe yürüyebiliriz.''

 

 

Cumhurbaşkanı Gül, bu ülkede yaşayan bütün insanların eşit olduğunu, hiç kimse bir diğerinden üstün ve önemli olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

''Hiç kimse düşüncesinden, inancından, kökeninden dolayı bir başkasını dışlayamaz. Aziz vatandaşlarım, sorunlarımızı karşılıklı anlayışla, uzlaşmayla, birbirimizi dinleyerek, ortak akılla, sağduyu içinde hareket ederek çözebiliriz.

 

Sorunları demokratik yöntemlerle çözmek yerine, görmezden gelmek veya siyasi kaygılarla kullanma eğilimine girmenin yanlış olduğunu bir kez daha açık yüreklilikle sizlere hatırlatmak isterim. Bu durum maalesef enerjisini heba eden bir Türkiye görüntüsü ortaya çıkarmaktadır. Diyalog kültürünün geliştirilmesinin, kırıcı sözlerden kaçınılmasının önemini bu vesileyle bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum. Yapay, anlamsız, faydasız tartışmalarla ve söylemlerle geleceğimizi heba etmemeliyiz.

 

Değerli vatandaşlarım, bu düşüncelerle, yurt içindeki ve yurt dışındaki bütün vatandaşlarımın, Türk ve İslam dünyasının Ramazan Bayramını bir kez daha tebrik ediyorum ve bu mübarek günlerin, ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa barış, huzur, mutluluk getirmesini Allah'tan temenni ediyorum.''