Geçtiğimiz yaz, Doğu Akdeniz Kreşi, İlkokulu ve Kolejinin elden çıkartılmasında, ciddi kamuoyu tepkisine rağmen, “gösterdiği kararlılık ve başarıdan dolayı” belirli Üniversite dışı güçlerin tam desteğini almayı başaran DAÜ yönetimi, bu dönemde de üniversite içi paydaşları kısmen veya tamamen süreçlerin dışında tutarak kararlar alıp uygulamaya devam etmektedir.
Hergangi bir yasaya, tüzüğe ve yönetmeliğe dayandırılmadan fakülte ve bölümlerin olumlu görüşlerine rağmen öğretim üyelerimizin işine keyfi gerekçelerle son verilmektedir. Toplu İş Sözleşmesinde yer almasına rağmen Performans Yönetmeliğini hala hayata geçirme iradesini ortaya koyamayan DAÜ Yönetimi, adeta, bu konuda makul bir düzenleme yapmaktan kaçınmakta ve kendilerince Üniversiteye hizmet ettikleri iddiasıyla, vicdanen kabul edilemeyecek bir şekilde çalışanların ekmeklerini ellerinden almaktadırlar. Bugüne kadar, sorunun çözümüne yönelik DAÜ-SEN’in gösterdiği tüm çabalar maalesef karşılıksız kalmıştır. Bundan sonra, gerek imaj olarak gerekse mahkemelerde üniversite’nin uğrayacağı zararın tek sorumlusun bu kararları üreten DAÜ Yönetimi olacaktır.
İşten durdurmaların yanında, ders yüklerinde düzenlemeye giderek tasarrufta bulunacağını iddia eden DAÜ Yönetimi, bu konuda da sosyal adalet duygusundan uzak kararlara imza atmıştır. Sendikamız bugüne kadar, Üniversitemizin mali sorunlarının çözümüne katkı koyacak tasarruf tedbirlerine anlayışla yaklaşmıştır, fakat DAÜ’de tasarruftan anlaşılan halihazırda az kazana ve/veya mağdur olana daha çok yük bindirme veya işine son verme olmuştur. Bu anlayış, giderek üniversitede herşeye rağmen mutlu bir azınlık yaratma noktasına gelmektedir. Söz konusu anlayış, yeniden düzenlenen ders yüklerinde de açıkça görülmektedir. Maalesef, DAÜ Yönetimi tasarruf tasarruf dediği ders yükleri düzenlemesinde, Üniversitede en az kazanan kesimin ders yüklerini %33 oranında artırırken, hiçbir vicdanı sıkıntı duymadan idari görev yapan Akademik Personelin (yani kendilerinin de içinde bulunduğu yönetici gurubunun) ders yüklerini azaltmayı içlerine sindirebilmektedirler. Bu durum, aslında ülkemizde yabancı olmadığımız bir durumdur. Çağdaş demokrasi anlayışının hakim olduğu ülkelerde tasarruf tedbirlerinin yöneticilerden başladığını görürken, ülkemizde yöneticiler kendilerini hep bu tasarruf tedbirlerinin dışında tutmaktan çekinmemektedir. Bu durum,maalesef DAÜ’de de böyle olmaktadır.
Bugüne kadar, kurumların elden çıkarılması dahil DAÜ Yönetiminin uyguladığı yönetim anlayışıyla geldiğimiz nokta mali sorunların çözümünü getirmemiş ama çok ciddi ahlaki ve vicdani tahribat yaratmıştır. Üzülerek belirtmeliyiz ki bugün DAÜ’nün 30 Milyon TL’ye yakın Borcu bulunmakta ve Şubat ayından beri çalışanların ihtiyat sandiği ve sosyal sigorta yatırımları yapılamamaktadır. Çalışanlarımız sağlık karnelerinin süresini uzatamaz duruma gelmiştir.
DAÜ-SEN olarak en büyük endişemiz, Doğu Akdeniz Kreşi, İlkokulu ve Kolejinde yaşanan senaryonun bir benzerinin Doğu Akdeniz Üniversitesi için de yaşanmasıdır. Buna engel olmak için DAÜ-SEN üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya hazırdır. Fakat, DAÜ Yönetimi, kendi bildiği yolda, dün olduğu gibi, kararlı bir şekilde ilerlemektedir. Bu süreçte, DAÜ-SEN her aşamada gelişmeler ile ilgili sahip olduğu bilgileri kamuoyu ile paylaşmayı bir toplumsal sorumluluk olarak görmektedir.
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
.jpg)
.jpg)
k1.jpg)
k1.jpg){kind=small}
