Akdeniz Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Konferans Salonu'nda yapılan panelde konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay, Antalya’da eğitim alanında bir çok faaliyetler gerçekleştirdiklerin belirterek, 417 bin öğrenciye engelli veya engelsiz fiziki yapılanmadan eğitimine kadar birçok alanda hizmet verdiklerini söyledi. Gülay, "İlimizde 27 civarında rehabilitasyon merkezi var. Burada 6 bin civarında çocuğumuz eğitim alıyor. Sadece Antalya olarak eski parayla 30 trilyon lira para ayrılıyor. 4-5 yıl önce 50 civarında özel eğitim sınıfımız vardır. Bugün 170’lere çıktı. Öğrenci sayımızı artırdık. Çok daha önemli yapacağımız bir eğitim kurumu var. Kepez altında 15 bin öğrencimize hizmet edecek eğitim kampusümüzün çalışmaları devam ediyor. Burada özellikle ilgili genel müdürlerimizden tek bir isteğimiz olmuştu. O da engelli çocuklarımıza bu kampusün içerisinde okul açılmasını istemiştik. Avrupa ülkelerine örnek gösterilecek 32 derslikli engelli çocuklarımıza meslek öğretecek okulumuz da programa alındı" şeklinde konuştu.
OTİSTİK ÇOCUKLARLA İLGİLİ SUNUM
Toplantıda otistik çocuklarla davranış şekli ile ilgili sunum yapan Marmara Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Aydan Aydın ise otizmin henüz tedavisinin bulunmadığını belirterek, "Bir sürü etkili yöntem var. Ama en iyisi budur diyebileceğimiz bir yöntem söz konusu değil. O kadar çok yöntem ortaya çıkıyor ki. Aileler de hangisi en iyi bilmiyorlar. Çocuklarla sadece bir yönden çalışmak zor. Bazı yöntemler belli dönemler için uygundur. Ama başka bir çocuk için uygun olmayabilir. Her çocuğa özel yöntem bulmak durumundayız" dedi. Çocukları eğitirken dayanaklar konusunda bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Aydın, yapılacak en önemli şeyin önce denenmiş ve bilimsel dayanağı olan yöntemlerin kullanılması gerektiğini belirtti. Bilinen en yegane davranışlardan bir tanesinin uygulamalı davranış olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Aydın, otistik bir çocuğun davranışlarının nedenini bulmak ve davranışı bu sonuçlara göre belirlemek gerektiğini bildirdi.
Pekiştiricilerin ve ödüllerin önemine de değinen Yrd. Doç. Dr. Aydın, "Maalesef bazen yanlış anladığımız şey bunların kullanılma üslubu. Bazen ‘ödevlerini yaparsan bu hediyeyi kazanırsın, ödevini bitirmezsen teneffüse çıkamazsın’ söylüyoruz. Öyle söylerken de çocuğa aslında ‘Burada kontrol bende, sen hiçbir nane yapamazsın’ diyorsun. Tehditle ne kadar başarı kazanabiliriz ki? ‘Tabi ki bu hediyeleri alabilirsin, ama ödevini yaptığın zaman’ söyleyebiliriz. Bu zaman bunu söylerken çocuğa ‘kontrol sende’ demiş oluyoruz. Karşınızdakine insan gibi davranmış oluyorsunuz.’Tabi ki hediye alabilirsin, sen bunu yapabilirsin’ diyoruz” şeklinde konuştu.
Otistik çocukların daha çok oynayarak öğrendiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Aydın, tehdit etmek yerine telkin etmenin daha faydalı olabileceğini kaydetti.
Ödül ve cezanın etkili olduğunu ama üslubun daha önemli olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Aydın, "Karışımızdaki bir birey. İster zihin engelli olsun, ya da olmasın, onların da hakkı var. İlgi ve ihtiyaçları var. Ne ekersek onu da biçeceğimizi unutmamalıyız. Biz aslan terbiyecisi değiliz. Biz eğitimciyiz” şeklinde konuştu.
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
k1.jpg)
