Yaklaşık 1 yıldır tutuklu bulunan Garipoğlu'nun cezaevinde inanılmaz bir değişim yaşadığı gözlendi. Yakalandığı gün sakallı haliyle dikkat çeken Garipoğlu'nun, bugün ise tıraşlı olduğu ve takım elbise giydiği gözlendi.

 

Kireklo'nun avukatı Mustafa Doğan İnal da söz konusu suçun unsurları itibariyle oluşmadığını, davanın Basın Kanunu'nun 26. maddesinde belirtilen zaman aşımı süresi dolduktan sonra açıldığını belirterek, davanın düşürülmesi gerektiğini savundu.

Müşteki Cem Garipoğlu da sanıktan şikayetçi olduğunu kaydederek, ''Haberin yapıldığı tarihte 17 yaşındaydım'' dedi.

Suçtan zarar gören Cem Garipoğlu'un davaya katılmasına, Orhan Kaya'nın katılan avukatı olarak duruşmalara kabulüne karar veren hakim Ali Yücel Erdoğdu, sanık avukatının zaman aşımı itirazının incelemeye alınmasına hükmederek duruşmayı erteledi.

Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan Kireklo, Cem Garipoğlu'nun cinayeti işlediği tarihten sonra 197 gün kayıp olduğunu belirterek, gazetelerde bunların birçok kez yazıldığını ifade etti.

Garipoğlu'nun polislerce arandığını, bu nedenle isminin ve fotoğrafının yayımlanmasının suç teşkil etmediğini ileri süren Kireklo, bu nedenle uzlaşmayı kabul etmediğini söyledi.
Haberini olay tarihinde Garipoğlu'nu taşıyan şoförün anlatımlarına dayanarak yazdığını ifade eden Kireklo, ''Bu nedenle bunların yayımlanmaması için bir neden yoktu, kamuoyunun merak ettiği bir cinayetti'' diye konuştu.

 

Gül Kireklo, duruşma sırasında Cem Garipoğlu'nun çok sıkılgan olduğunu, sürekli elleri ve dudaklarıyla oynadığını belirterek, ''Böyle bir cinayeti işleyen bir kişiyle aynı salonda bu kadar yüz yüze gelmek, onunla bu kadar yakın göz göze gelmek gerçekten ürkütücüydü'' dedi.

Garipoğlu'nun avukatı Orhan Kaya da davanın tanımadıkları bir kişinin ihbarı üzerine açıldığını belirterek, Garipoğlu'nun görüntüleri ve kimliğinin açık olarak yazıldığı tarihlerde 18 yaşından küçük olduğunu, bu da Basın Kanunu uyarınca suç teşkil ettiği için bu davanın açıldığını söyledi.

 

Duruşmanın ardından jandarmalar eşliğinde ring aracına bindirilerek cezaevine gönderilen Garipoğlu'nun kilo almış olması dikkati çekti.

 

3 Mart 2009 günü Etiler'deki bir çöp konteynırında başı gövdesinden ayrılmış halde cesedi bulunan liseli Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, cinayetten 197 gün sonra avukatları aracılığıyla güvenlik güçlerine teslim edilmişti. 17 Eylül gecesi teslim olan Garipoğlu, yaşı 18'den küçük olduğu için 43 gün çocuk cezaevinde kaldıktan sonra, 18 yaşına girdiği 29 Ekim 2009 günü günü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne nakledilmişti.

 

Kesik baş davasının son duruşmasında olay çıkmıştı. Münevver Karabulut cinayeti davasında,Cem Garipoğlu'nun avukatı Aytekin Kaya, “Kafamızı masanın altına sokup savunma yapacak halimiz yok. Sürekli susturulup sindirilmeye çalışılmamız kimyamızı bozuyor” deyince duruşmasalonu karıştı. Münevver Karabulut'un annesi Nagehan Karabulut elini masaya vurarak, “Ne bozuluyor ulan. Kimyası bozuluyormuş. Bizim kimyamız bozuldu” diye bağırmıştı.

 

Liseli Münevver Karabulut cinayetine ilişkin duruşma sırasında tepki göstererek, masaya vuran Münevver'in kardeşi İbrahim Enver Karabulut mahkeme salonundan çıkartıldı. Takım elbiseyle duruşmaya katılan katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun, tedirgin olduğu ve sürekli elleriyle oynadığı görülmüştü.