TYB Şeref Başkanı ve Mehmed Âkif Ersoy Araştırmaları Merkezi Başkanı D. Mehmet Doğan programda yaptığı konuşmada; her 27 Aralık’ta kar, kış, yağmur sıcak demeden 40 yıldır Tacettin Dergâhı’nda Mehmet Âkif’i andıklarını söyledi.
Mehmed Âkif Müze Evinin Hacettepe Üniversitesi tarafından 1974 yılında açıldığını, 1980 öncesi sokak olayları nedeniyle Taceddin Dergâhı'nın yeterince korunamadığı söyleyen Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “ Orijinal müze eşyası depoda saklanıyor. Yazarlar Birliği’nin talebi üzerine 27 Aralık gününe mahsus olma üzere bina temizlenip açıldı. İşte o gün, Taceddin Dergâhı’nda belki de 50 yıldır ilk defa Kur’an sesi duyuldu. Kur’an şairi böylece anılmaya başlandı.  O günden bugüne değişmeyen bir başlangıç böyle başladı”
Ersoy'un çok zengin ve güçlü şiir kudreti ile milleti anlattığını vurguladı.
Doğan, "Mehmed Âkif aslında bizim için bir kimlik şairi. Mehmed Âkif, sürekli Batı'ya giden ve Batı ile son 200 yıldır mücadele, hesaplaşma içinde olan bir toplumun milli marşını yazmıştır." ifadelerini kullandı.
TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da  yaptığı konuşmada, “Mehmed Âkif’i yeteri kadar ve gerçek anlamda tanıyor ve tanıta biliyor muyuz?  Ya da böyle bir çabamız, gayretimiz var mıdır? Şunu açıkça ifade edeyim ki; bugün Tacettin Dergâhı'nda, her ölüm yıl dönümünde İstiklal Marşının kabul yıl dönümünde hem devlet töreni hem de Tacettin Dergâhı'nda  resmi tören düzenlenmesi Türkiye Yazarlar Birliği’nin ve özellikle de kurucu genel Başkanımız D. Mehmet Doğan’ın çok hasbi çabaları ile olmuştur.” dedi.
Mehmed Âkif için Taceddin Dergâhı'nın çok değerli olduğunu, İstiklâl Marşı'nın ve "Bülbül" şiirinin burada yazıldığını anımsattı.
Başkentte yaşayan vatandaşlar için de Taceddin Dergâhı'nın önem arz ettiğini vurgulayan Arıcan, birliğin kurulduğundan beri Mehmed Âkif Ersoy'u öncü kabul ederek, yolculuğuna onunla devam ettiğini söyledi.
Arıcan, birliğin kültür, fikir ve sanat hayatına katkılarının yanı sıra Ersoy'un vefat yılının resmi bir törenle anılmasını sağladığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Âkif sadece Milli Mücadele sonunda elde edilen istiklalin şairi değildir. Âkif herhangi bir şair de değildir. Âkif coğrafyamız, ümmet, millet için değerimiz, mütefekkirimizdir. Bilgeliğimizin, irfanımızın, hikmetimizin en önemli münevveridir. Âkif ile ilgili gelecek nesillere bir rol model, örnekler sunmak zorundayız. Filmler, çizgi filmler yapılmalıdır, hikayeler, romanlar artırılmalıdır. Bunun zamanı geldi, geçiyor. Âkif ile ilgili eserleri farklı dillere, kültürlere çevirerek, Âkif'i daha iyi tanıtma zamanımız gelmiştir."
Açılış konuşmaları ardından Özel Çağrı Okulu öğrencileri, İstiklâl Marşı'nı okudu.