Son 15 gün içerisinde İstanbul’dan ve yurt dışından gelen misafirlerimiz için Belek, Beldibi ve Göynük’te bulunan tatil köylerine fazlaca gidip geldik.
Yurt dışında bulunan ticari ilişkilerimiz dolayısıyla bu tür misafir yoğunluğumuz fazladır.
Gidip geldiğimiz tatil köylerinin çoğunluğunda tatil köyleri, turizm sezonunu Ekim ayı sonunda kapatma hazırlıklarını sürdürüyorlardı.
Bu yüzden otel doluluk oranını profesyonel bir biçimde azaltırken çalışan personelinde bu sayıya uygun olarak çıkışlarını yaparak çoğunluğu Kasım ayının ilk haftasında kapanmayı gerçekleştiriyor.
Bölgenin çoğu turistik tesislerinin kendini yaz sezonuna göre hazırlayıp, kış sezonu için hiç bir girişimde bulunmamayı baştan kabul etmiş hali otellerin mimari yapısında ön plana çıkıyor.
Çoğu tatil köyünün kapalı restorantı dahil aşırı bir yağmur esnasında otelde konaklayanları toplu halde tutacak büyüklükte salonunun bile olmaması ‘KIŞIN BİZ YOKUZ’ mesajını veriyor. ..VE MAALESEF BU YÜZDEN YAZIN BU TESİSLERDE ÇALIŞAN 300 BİNİN ÜZERİNDE İNSANIMIZ KIŞI İŞSİZ GEÇİRİYOR.
Antalya gibi dünya turizminde her geçen gün büyüyen daha çok yıldızlaşan bir turizm kentinin kış turizmine daha profesyonel yaklaşımda bulunacak planlamayı hem bizi hemde bu işten Londra’da, Paris’te, Brüksel’de, Roma’da ve dünyanın bir çok yerinde ekmek yiyen dostlarımız şaşırıp soruyorlar, “NEDEN ANTALYA’DA 12 AY TURİZM YOK?”...
Kış turizminde Saklıkent gibi bir potansiyel gözardı edilerek değerlendirilmiyor. Antalya’ya 30 dakikalık mesafede, doğal kayak pistiyle, ekipmanıyla yıllardır hizmet veren ama maalesef tuırizmden nasibini alamayan Saklıkent Kayak Merkezinin turizm alanı bile ilan edilmemesi yüzünden ÜVEY EVLAT muamelesiyle çok büyük gruplar halinde kış turizmine hizmet veremiyor.
Kış turizminde sadece Saklıkent değil, Antalya’nın şehir merkezi içi ve sahillerinin, turistik yerlerinin mevsime göre pazarlanacağı turizm planlaması maalesef layıkıyla yapılamıyor.
Başta Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmazk üzere, Antalya Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin, Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, diğer Antalya Milletvekillerimiz, Antalya Valiliği, belediye başkanları olmak üzere tüm yerel yöneticiler, turizm ile ilgili derneklere, birliklere, acentelere, ATSO’ya, siyasi parti temsilcilerine, basın mensuplarına sesleniyor, Antalya’nın turizmdeki payını 12 aya çıkarmak için adeta bir seferberlik ilan edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu da hem Türk turizmi adına hem de Antalya ekonomisini kışında canlandırma açısından BYTURCO olarak gündeme getiriyoruz.
Niçin davulla, zurnayla, törenle turizm sezonunu Nisan-Mayıs ayında açıyoruz?
Niçin ‘VAY ŞU KADAR GÜN UZATTIK’ diyerek zamanlama koyup Ekim ayında sezonu kapatıyoruz.
Yoksa bilinmeyen gizli bir kanun mu var ?
Ulaşım şartlarını dünya standartlarına göre havadan ve karadan en az yaz ayı kadar güvenli olan Antalyamız’da çok lafa gerek kalmadan icraat bekliyoruz.
Hem Antalya ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacak bu hizmetin girişimcileri ANTALYA TARİHİNE ALTIN HARFLERLE YAZILACAKTIR.
BYTURO olarak iddia ediyor ve biliyoruz ki Antalya’nın yazı kadar kışı da güzeldir. Tatil için en ideal yerlerden biridir. Tarihi ve coğrafi konumunun yanı sıra iklimsel özellikleriyle, Antalya’nın kış mevsiminde de yaz ayları kadar ilgi çekeceğini umut ediyoruz.
Hele uluslararası kongre organizasyonlarının Antalya’da olmaması için hiç bir sebep yok. Dünyaca ünlü ASCO, ESMO, ECCO gibi kongre organizasyonları yapan şirketler için Antalya gibi yüzbinlerce yatak kapasitesi olan bir şehir her zaman cazip olacaktır.
Dünyanın en ünlü kongre merkezlerinden biri olan Rio De Jenerio ile yarışabilecek alt yapımız hazır. Oralarda küçücük bir otel odanın fiyatının, kongreye katılanlar tarafından günlük en az 200 dolardan ücret ödendiğini herkesin bilmesini isteriz.
Niçin kongre turizmini değerlendirmiyoruz?
Yazın Rusya’ya, Almanya’ya ve diğer ülkelere pazarlanan Antalya, kışında daha farklı ülkelerden insanların misafir edilebileceği, tatillerini geçirebileceği, kongre turizminin yapılabileceği bir şehir olduğunu, dünyanın her yerini gezen, bilen ve gittiği yerin değerlerini araştıran biri olarak sesleniyorum.
ANTALYA TURİZM SEZONUNU LÜTFEN 12 AYA ÇIKARIN...
Bu şehir için geçte olsa gerçekleşmesi gereken bir seferberlik için HAYDİ GÖREVE...
Biz de yayınlarımızla desteğe hazırız...
Üzüldüklerim
Yaz sezonunda turizm alanında geceli gündüzlü çalışan yüzbinlerce çalışanıın kışın işsiz kalması...
|
Sevindiklerim
Hükümetin ekonomik iyileştirme çalışmalarının meyvelerinden sonra, halkın ekonomisinini iyileştirmek için yaptığı ve önümüzdeki günlerde çıkacak olan özel paketler...
|
Düşündüklerim
GÜNAHSIZ İNSANLARI HEDEF ALAN, HUZUR BOZAN KARANLIK GÜÇLERİN, HANGİ AMACA HİZMET ETTİĞİ...
|
Beğendiklerim
HER YÜKSEK UÇAN KARTALIN ALTINDA,
MUTLAKA BİR AVI VARDIR
|
Güldüklerim
Aslan yerde uzanırken, tavşanı görmüş ve seni yiyeceğim demiş...
Tavşan korka korka, “Bana bir fırsat ver sana çok iyi bir av getireyim” demiş...
Aslan izin vermiş ve tavşanı bırakmış...
Tavşan koşa koşa gidip aranmaya başlamış...
Öküzü görünce... “Öküz kardeş, aslan hastalanmış... İleride uzanıyor... Onu sen bir boynuz darbesiyle öldürürsün... Ormanlar kralı olursun” demiş...
Öküz, “OLURMUYUM?” diye düşünüp kabul etmiş...
Tavşan, öküzü aslanın yanına götürmüş...
Tavşan, aslana “İşte sana getirdiğim av” diyerek kenara çekilmiş...
Aslan bir pençe darbesiyle öküzü devirip başlamış yemeye..
Yerken aslan, tavşana sormuş;
- Nasıl getirdin ?
Tavşan cevap vermiş;
- ÖKÜZ İŞTE...
|