5 Kasım Pazartesi günü Hürriyet gazetesinde manşete taşınan meydan kavgası haberi şehrin göbeğindeki güvenlik zafiyetinin önemli bir göstergesi oldu.
Kimse kusura bakmasın valilik binasına elli metre mesafede on binlerce turist ve Antalyalının kaynadığı bir yerde böyle bir olay olabiliyorsa şehrin gözden ırak kesimlerinde ne olabilir düşünmek bile istemiyorum.
Burada amacım güvenlik güçlerini suçlamak, sorgulamak asla değil. Daha huzurlu ve güvenli bir Antalya için destek olmak.
Doğma büyüme bir Antalyalı hem de o savaş alanına çok yakın bir yerde 70 yıldan beri aynı dükkanda aynı iş ile iştigal eden bir esnafın çocuğu olmam nedeni ile o alanı, o caddeyi, o sokakları herkesten daha iyi biliyorum.
Zaman zaman bölge esnafının derdini, şikayetini Antalya da sorumlu yetkililere de hep aktarmışımdır.
Antalya valisi sayın Ahmet Altıparmak’ın şehir ile ilgili sevgisini , hassasiyetini yakından takip edenlerden bilenlerdenim.
Şehrimizde yeni göreve başlayan Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam’ın gerek Diyarbakır da gerekse ondan önceki çalıştığı yerlerde hele İstanbul da ne kadar başarılı bir polis müdürü olduğunu birlikte görev yaptığı meslektaşlarından ve aynı şehirdeki bürokratlardan dinledim.
Antalya Adliyesinde savcı ve hakimlerin de görevlerinde Antalya’nın huzuru, güveni için büyük gayret, titizlik gösterdiklerini gayet iyi biliyorum.
Ülkemiz turizm başkenti Antalya’nın önemini tekrar tekrar anlatmama gerek yok sanıyorum.
Son olarak Sn. Valinin twitter hesabında paylaştığı verilerde de görüldüğü gibi dünyanın en çok ziyaret edilen üçüncü şehri hem de New York’tan, İstanbul’dan önde.
Böylesine önemli bir konuma gelen Antalya’mızın devlet yönetiminde, hükümette, siyasi partilerde, sporda kısaca her alanda yıldızların parladığını da son zamanlarda birlikte yaşıyoruz.
Ülkemiz için önemli mevki ve makamlara gelen Antalyalıların, hepimizin özlemi; huzur dolu, güvenli, mutlu yaşanacak bir Antalya, sanırım bunu istemeyeniniz yoktur.
Böyle bir Antalya’nın elbette ki dostu kadar düşmanı, kötü gözle bakanı da olacaktır.
Bu şehrin rantından kötü emellerle sahip olabilecek gayri meşru insanlarla uğraşmak, mücadele etmek, kamu düzenini, asayişini, huzurunu sağlamak devletimizin görevi.
Terör konusunda Antalya emniyetinin hassasiyeti, çalışması takdire şayan. Huzur ve güvenlik ile ilgili sokak çetelerinin oluşmaması için özel bir çalışma yapılması gerektiği, ihtiyaç olduğu görülüyor. Bunun da Antalya’daki kadrolar tarafından yapılacağına inanıyorum.
Geçtiğimiz günlerde bir bürokrat arkadaşım ile İstanbul’da Mecidiyeköy’de çok katlı otoparktan çıkarken erkekli bayanlı bir grup girdi. Sakallı, küpeli gençler dikkatimi çekti, arkadaşıma burada dershanemi var diye sordum. O gülerek cevap verdi , yok dedi onlar polis, sokak timleri.
Onlar 24 saat sokaklarda gezerler. Şişli, Beyoğlu, taksim, istiklal caddesinde kimi simitçi kimi milli piyangocu kimi sazıyla kimi gitarıyla müzik yapar kimi kestane satar kimi lale satar kimi çiçek satar ama hepsi konusunda uzman sokak timi polisleridir, sokağın huzurunu onlar sağlar.
Antalya her zaman söylemişimdir küçük İstanbul’dur (on yıl geriden takip eder bazı şeyleri)
Bence ışıklarda, Atatürk caddesinde, kapalı yolda, güllük de, Kaleiçi‘nde aynı sistemin oluşturulması gerektiğine inanıyorum. Bu benim Antalyam için görüşüm.
Antalya cadde ve sokaklarında var olan güvenlik timlerini arttırarak daha tecrübeli, bilgili, esnafı,çevreyi bilen ekipler ile daha huzurlu daha güvenli sokak ve caddeleri olan Dünya şehri ANTALYA'YI KİM İSTEMEZ Kİ