Son üç günümü KKTC’de geçirdim. KKTC sevgimi, oradaki sıcak dostluklarımı tekrar etmeme sanırım gerek yok.
Otuz yıla yakın yavru vatanımız KKTC’nin başarısı, huzuru, geleceği için en az KKTC’de doğmuş bir insan kadar sevgimi, taraflılığımı ortaya koymuşumdur.
Yeğenim Reşit Kesim’in en az bir KKTC’li kadar KKTC konusundaki bilgi ve tecrübesiyle ByTurco.com’daki özel KKTC bölümünde son altı yıldır yaptığımız haberlerle bu farkımızı da hep gösteriyoruz.
Daha önce yazmıştım. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın başbakanlığından beri KKTC konusundaki hassasiyeti ve asrın projesi olarak gerçekleştirilen 1,6 milyar Türk Lirasına mal olan su projesinin KKTC’nin ekonomik değerine sağlayacağı katkıyı heyecanla bekledik.
Büyük bir törenle gerçekleştirilen suyun adaya gelişinden sonraki dönemde suyun yetkisinin kimde olacağı krizi maalesef bugün yaşadığımız ve bizzat yerinde giderek, içim kan ağlayarak suyun Akdeniz’e şırıl şırıl boşa aktığını gördüm.
Yazıktır ve günahtır. Buradan bu işi KKTC’de tıkayanlara sesleniyorum… Elinize ne geçiyor? Bana da söyleyin, ben de bileyim!
600 bin lira aylık sadece elektrik enerji parası maliyeti olan bu projenin gerçekleşmesinden sonra bölgede en az yüz kişiye yeni bir iş imkanı sağlayan, adadaki dağılımıyla çiftçinin bereketli üretim yapacağı KKTC ekonomisine katkı sağlayacak insanların en az 50 yıl KKTC halkının su sıkıntısı çekmeyeceği hayati konuda lütfen bu işin sağcısı, solcusu olmaz beyler. Sırf Türkiye’ye karşı olalım diye baştan beri sıkıntı yaratmak isteyenlere KKTC halkı tepki göstermelidir.
Ve hiç kimse kusura bakmasın bu konuda Türkiye’nin hiçbir suçu günahı yok. 2012’de Başbakan İrsen Küçük döneminde su projesi yapımı kullanımı konusu devrin başbakanı Erdoğan döneminde imza altına alınan bir protokolle belirlenmiş.
Şimdi SUYUN KİMİN TARAFINDAN YÖNETİLECEĞİNİ yeniden gündeme getirmek doğru mu acaba?
İki devlet arasında yapılmış protokol varken bu konuyu yeniden gündeme getirmenin amacı ne?
KKTC’deyken hükümet ortağı UBP’li bakanlarla görüştüğümde onların da üzüntülü olduğunu gördüm. KKTC’li gazeteci dostlarımda da aynı üzüntü vardı.
Mağusa’da, Girne’de, Lefkoşa’da görüştüğüm birçok insan su konusunda oldukça heyecanlı. Bir an önce evlerinde bu suyu içmek istediklerini söylüyorlar.
KKTC’li çiftçiler yeni yıla bu suyla sulanacak topraklarında bereket dolu bir tarım beklentisi içerisindeler.
Türkiye ile KKTC arasını açarak rant elde edebileceğini düşünenler ise bu krizi tırmandırmanın peşindeler.
Bence önümüzdeki 15 gün yeni yılın ilk ayı KKTC için oldukça önemli.
Eğer KKTC sahilinden Akdeniz'e akan suyun krizi çözülmez ise ufukta KKTC'de yeni bir hükümet, hatta erken seçim var.
Onun için yüz yılımızın en kıymetli yaşam kaynağı olan bu suyu bir inat uğruna halkı ve KKTC topraklarına ulaşmasını krizle engelleyen sözde KKTC'li vatanseverlerin bu konuyu bir daha gözden geçirmelerini, bu tarihi vebalin sahibi olmamalarını öneriyorum.
Herkese barış dolu, bereket dolu, sağlıklı, hayırlı, ve sevdikleriyle birlikte mutlu bir 2016 diliyorum.
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP
adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin
yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma
ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından
kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ali karagülen 24 Ocak 2016 Pazar 22:15
Sn Orhan beyin yazdıkları KKTC yetkililerinin kulağına küpe olur inşaallah
Suyun etkin kullanımı son derece önemli bu bakımdan sulama suyunun dağıtımını düzenleyen etkin bir yapı kurmak yönünde halen çalışmalar devam etmektedir. Bu kapsamda Türkiye'deki gibi üreticilerin ortak oldukları Sulama Birlikleri üzerinden suyun idaresi vy diğer başka altenatifler üzerinde duruluyor. Sanıyorum sulama mevsimi öncesinde karar verilerek doğru bir sulama işletmeciliği sistemi kabul v tesis edilecektir. İnşallah Kıbrıs Türk Devleti dünyadaki en önemli büyük sulama yatırımları v işletmeciliği deneyimine sahip az sayıdaki ülkelerinden biri olarak Türkiye'nin de büyük deneyimlerini dikkate alarak doğru bir karar vererek, Kıbrıs'lı çiftçi kardeşlerimizin beklentilerini karşılayacak dahası Kıbrıs'ın tarımda sulama suyunu en etkin kullanan ülke olması yönünde çalışılarak yaşayan bir laboratuvar haline gelmesi sağlanarak çözüm kalıcı ve sürdürülebilir olacaktır.
Tabidir ki; tarımda suyun kullanımı ile ortaya çıkacak olan yeni ürün deseni ve üretimde bir kaç katlık verim artışı üretimde artışa yol açacaktır. Artan ve çeşitlenen ürün arzı doğru bir pazarlama stratejisiyle üretici gelirlerine v Kıbrıs Devleti bütçesine önemli mali katkılar sağlayacaktır. Bununla birlikte stratejik bir üretim kolu olan tarım ve gıda üretiminde Kuzey Kıbrıs'ın öne çıkması da söz konusu olacaktır. Bu kapsamda özellikle nitelikli/kaliteli turunçgil üretim merkezi ve deposu haline getirilecek olan bir Kıbrıs'ın örnek olarak dış ticarette Hollanda'nın turuçgil ihracatındaki başarısını elde etmesi yönünde strateji geliştirilmesi bir öneri olarak doğru olacaktır. Turunçgil üretimi olmayan Hollanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden en az 30 kat daha fazla turunçgillerden ihracat geliri elde etmektedir. Burada doğru pazarlama stratejisi ve lojistiğin önemi ortaya çıkmaktadır. Yine belirtmek gerekir ki Kuzey Kıbrıs ihracatının düşük olmasında uluslararası izolasyon ve ambargolar da önemli etkiye sahiptir. Özellikle Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları Kuzey Kıbrıs menşeli pek çok ürünün AB’ne girişini engellemektedir. AB ile dış ticarette Kuzey Kıbrıs 2014 yılında 8,3 milyon dolarlık ihracata karşılık 257 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla AB'nin Kuzey Kıbrıs ile dışticaretinde 30 kattan daha fazla ihracat geliri avantajı olduğu söylenebilir.
KKTC 2014 yılında 1,7 milyar dolarlık ithalat, 122 milyon dolarlık da ihracat yapmıştır. Dış ticaret açığı da %93'tür yani 1,6 milyar dolar civarında dış ticaret açığı söz konusudur.
Gönlümüz Kıbrıs'ımızın beklenen başarıya en üst düzeyde ulaşmasından yanadır.