KKTC ile ilgili sevgimi, daha ötesi sevdamı beni tanıyan dostlarım, okurlarımız çok iyi bilirler.
Bu yüzden dostlarımla Kuzey Kıbrıs konusu sık sık sohbetlerimiz arasında yer alır.
Geçtiğimiz günlerde üst üste “Mehmet bey, Kıbrıs’ta neler oluyor?” denilince ben de zaten her gün gündemi değerlendirdiğimiz yeğenim ve aynı zamanda Kıbrıs Temsilcimiz Reşit Kesim ve gündemdeki konuyu daha detaylı bir şekilde değerlendirmeye karar verdim.
Son 4-5 gündür bu konu ile ilgili KKTC’deki gazeteci, politikacı, turizmci, esnaf, dostlarımla bu konuyu konuşup değerlendirdiğimde “KKTC’yi kim karıştırıyor?” başlıklı bir yazı yazmamın gerekliliğine inandım..
Dedim ya, KKTC’nin benim hayatımda özel bir yeri, sevdası vardır.
7. yılını geride bırakırken ByTurco.com’da ki özel sayfası yaptığımız haberler, köşe yazıları ile KKTC’nin nabzını en iyi şekilde tutmamıza büyük katkısı olan 20 yılın üzerinde orada yaşayan temsilcimiz Reşit Kesim, “Müsaadenizle” isimli şiir kitabımda özellikle yer verdiğim Kıbrıs’a ait özel şiirim, köşe yazılarım ve KKTC’nin tanıtımına büyük katkı sağlayacağına inandığım, yeni hazırladığım Kuzey Kıbrıs Tanıtım Şarkısı ve yaklaşık 1 yıl önce başladığım ve hala yazmaya devam ettiğim Kıbrıs ile ilgili kitap, bu örneklemenin çok azını teşkil eder.
KKTC’yi birileri karıştırmak istiyor. Kimin işine yarayacağını çok merak ediyorum.
Koalisyondaki sürtüşmeler yüzünden, sık sık değişen koalisyon hükümetleri ile yönetilen KKTC’de Türkiye ile ilişkiler dahil KKTC yaşamını belli bir düzeye getiren UBP-DP Koalisyon hükümeti, ‘seçime kadar hayırlısı ile çalışırlar’ derken birileri sanki düğmeye basmış gibi abuk sabuk dedikodular hayali gündemler ile bir anda turizm sezonuna giren KKTC’de hükümet krizi ve ardından erken seçimi gündeme getiriverdi.
Önce dededen politikacı olan UBP Gazimağusa Milletvekili, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun'un babasının da ortakları arasında bulunduğu iddia edilen İskele bölgesindeki tahsis dedikodusu..
Sonrada tanımaktan şeref duyduğum ve uzun yıllar iyi bir dostluk kurduğum rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın adına yapılacak üniversite yerinin tahsis olayı KKTC’yi karıştırmak isteyenlerin ilk ucuz malzemesi oluverdi.
Atun ailesinden gelen yalanlama bu konuda müracaat dahi olmaması kendileri ile ilgili ortaya atılan yalanın sonu oldu.
Lefkoşa Dereboyundaki Rauf Denktaş Üniversitesi konusu ise bir takım insanların askeriyeye kadar dil uzatma gösterecek hale gelince zaten hassas duygusal bir kişiliği olan hükümette koalisyon ortağı olan DP’nin Genel Başkanı Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın MAALESEF DİK DURMAYARAK bu girişimi ile Rauf Denktaş Üniversitesi’ne verilen yerin tahsisinin iptal edilmesine kadar gelindi.
Bu konuda altını çizerek yazıyorum, keşke hükümette ,Serdar Denktaş da bu konuda DİK DURABİLSELERDİ..
Bence yanlış yaptılar. Bu karardan dönülmeyecekti..
Binlerce kişinin iş imkanı bulabileceği binlerce öğrencinin eğitim görebileceği adını da rahmetli Rauf Denktaş’tan alan üniversitenin KKTC’ye ne zararı olacak Allah aşkına..!
Bu esnada Murat Gezici’ye ait anket firmasının KKTC’de düzenlediği ısmarlama mı ? değil mi? nasıl olsa ortaya çıkacak anket sonuçları bir anda Kudret Özersay hocanın, kurucusu ve genel başkanı olduğu halkın partisinin yeniden gündeme gelmesini sağlayıverdi.
“Erken seçim dedikoduları ile KKTC’yi hükümet krizine sokmak acaba kimin ekmeğine yağ sürecek?”
Kimse kusura bakmasın, 30 yıllık bu meslekte tecrübesi olan Türkiye’nin en büyük gazetesinde yıllarca görev yapmış sonra da Allah’ın izni ile kendisine ait TV, gazete, radyo ile yıllarca ülkesine hizmet vermiş hala da hem Türkiye hem KKTC hem de doğup büyüdüğü Antalya için geceli gündüzlü çalışan bir gazeteci-yazar olarak küçücük sarsıntılara , dedikodulara ileride nasıl olsa ortaya çıkacak bazı tezgahlara KKTC’nin malzeme yapılmasına KKTC’deki koalisyon ortaklarının izin vermemesi DİK DURMALARI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM.
UBP Genel Başkanı ve KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, DP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın KRİZ YÖNETME YÖNTEMİ ile mevcut hükümeti seçime kadar götürmesinin KKTC’ye zararı değil faydası olacağına inanıyorum.
Bence “DİK DUR” sloganını KKTC’ye de “DİK DUR EĞİLME BU MİLLET SENİNLE” şekli ile yaymaları için hiçbir engel olmadığına inanıyorum.
Demokrasi; milletin egemenliği, sandıktaki iradesidir. Ama vakitsiz bir erken seçimin KKTC’ye faydalı değil zararlı olacağına inanıyorum.
KKTC’nin, kısa aralıklı krizler çıkartılarak kurulan hükümetlerin ve ani erken seçimlerden hiçbir fayda görmediği ortada.
Bu yüzden seçime kadar mevcut hükümetin DİK DURARAK koalisyonda uyum içerisinde devam ettirmesinin, KKTC’yi karışmak isteyenlere atılacak en güzel tokat olduğuna inanıyorum.
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP
adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin
yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma
ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından
kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Hasibe nadir 4 Haziran 2017 Pazar 13:16
Kıbrıs'ı bir anketle bir dedikodu ile karıştıranilecek gücü hükümet kimseye vermemeli doğrudur dik durulmadı