Hüseyin Kaya

Şüpheden Beyyineye

24 Ağustos 2017 Perşembe

Beyyine Arapça kökenli bir kelime “delil” anlamına geliyor.
 
Hukuk kitaplarımızda hala bu kavramla öğreniyoruz.
 
İddia ve olayları ispata yarayan vasıtalar başka bir ifadesiyle.
 
Beyyine çok önemli bir kavram.
 
Beyyine adında bir sure de var Mübin olan Kur’anımızda.
 
Allah vahyin açık ve delillendirilmiş olduğunu buyuruyor bize.
 
Akıl ve ilim sahipleri için düşünerek ve hazmederek okuyanlar için hikmetlerle dolu beyyineler bekleyip durur.
 
Ömer Halisdemir çok açık bir beyyine ile kahraman olduğunu ispatlamıştır örneğin.
 
Bizim için şüpheden uzak bir görev adamıdır aynı zamanda.
 
Aynı şeyi en başındaki komutan için söyleyemeyiz.
 
Niçin elimizde beyyine yok.
 
Görevini layığı vechiyle yapmayan asker bürokrat ve siyasi olduğuna dair şüphelerimiz var mı?
 
Evet var.
 
Beyyine (delil) ile çok yakından ilgili şüphede önemli bir kavram müessese.
 
Delil varsa şüphe tasını tarağını alıp tüymek zorundadır.
 
Eğer delillere rağmen şüphe halen devam ediyorsa var olan herşeye rağmen şüphe bir hüküm otoritesi olarak evrensel adalet ilkesi olarak kendi hükmünü icra ettirir.
 
Gönlümüz ikna olmasa da sözü şüphe söyler ve bir bakmışsın sanık beraat eder. Etmelidir de.
 
Buna katlanılmalıdır.
 
Çünkü aksi yüzde bir adaletsizlik olabilecektir.
 
Oysa adaletsizlik katlanabilinecek bir şey değildir. Adalet evrenin direğidir.
 
Karadeniz ahşap evleri çivisiz yapılırdı ve her şey ana kalas dediğimiz “saraybağı”na bağlıdır. O olmasa ev çöker dağılır. Adalet “saraybağı”dır işte.
 
Adliyede,yargılamada adam kurtaran şüphe idam ettiren beyyine devlet idaresinde yürütmede askeriyede neredeyse tam tersi bir bir görev icra eder.
 
Beyin (Cumhurbaşkanı, Hakan, Padişah) az da olsa şüphe götüren kişiler ve işlerden uzak durması ve derhal kurtulması gerekir bu sefer. Azıcık şüphe devleti işlevsiz hale getirir. Ve sonunda işler ihanet dolu darbelere kadar gider. Özellikle bugünlerde vatandaşın bile şüpheyle baktıkları yöneticilerin olduğu meselesi açıktır.
 
Devlet idaresinde bey inisiyatif almada ve idareyi yürütecek kişileri seçmede serbest olduğu için beyyine araması elzem değildir. Elzem olan şüpheyle hareket etmemesidir.
 
İnsanların kalplerini yarıp bakacak değiliz elbette. Lakin bir o kadar insani ele veren kıstaslar vardır.
 
Emanete hıyanet etmemek, gıybetten ve fesattan uzak olmak, ağzını eğip bükmemek, kamu malına dokunmamamak, israftan çekinmek gibi evrensel değişmez hakikatler uyarınca devlet idarecisi seçilmesi kolaydır.
 
“İyi yüzünden üryan eder kendini kötü ahvalinden ihbar eder rengini.”
 
Konumuza dönelim.
 
Mahkemede azıcık şüphe var eder adaleti. İdarede var ise bir nokta şüphe dağıtır devleti.
 
Beyyine (delil) ise susturur bile Peygamberi.
 
TEK TİP ELBİSE
 
FETÖ terör örgütü üyesi olmak ve darbeye teşebbüsten yargılanan sanıklara tek tip elbise giydirilmesi meselesi Muğla Cumhurbaşkanına suikast davasında bir sanığın “HERO” yazılı bir tişört giymesi üzerine düşünülen bir uygulama.
 
FETÖ yapısının karakteristik özelliği itibariyle yargılamalar esnasında bile örgütsel faaliyetlerine devam edeceklerini yazılarımızda ifade etmiştik. Kasıtlı politik sonuçlar oluşmasını ve yargılamanın sulandırılmasını sağlayacak davranışlar düşünecek ve uygulamaya koymaya devam edeceklerdir.
 
Dolayısıyla şu an devletin adaletin elindeki sanıklardan başka bir gözle bakmamak zorundayız. Bu nedenle olabildiğince sabırlı devletimize ve yargımıza yakışan bir tutumu sürdürmeliyiz. Ha yapılanlara karşılık verilmelidir elbette. Lakin bizim tek tip elbise konusundaki kanaatimiz birçok nedenden ötürü olumsuzdur. Bir defa başımıza birçok bela bu yapının tek tip ruh ve zihin halinden dolayı geldi. Bunu şekilsel olsa da sürdürmelerine devlet olarak biz katkı sunmayalım. Bir birliktelik hali hissettirmesin. Yargılama ilkeleri ve sanık hakları açısından bir eleştiriye ve iltibasa yol açılmasın. Guantanamo örneği bizim tarihimize da çok uyar bir şey değildir. ABD medeniyet oluşturamamış iki yüz yıllık bir siyonist şirketinden başka nedir ki?
 
Sayın Cumhurbaşkanının bu konuyu tekrar değerlendirmesi ve önerilerimizi dikkate alacağına inanıyoruz. Başları herkül olanın kahramanı da hero olmuş güya. Bu güruh ciddiye alınmaktan haz duyar ayrıca. Birde devletin bunlara elbise diktirerek masraf etmesi en azından israftır.