|
 |
Türk Dış Politikasındaki Değişim Rüzgârları
|
 |
27 Haziran 2016 Pazartesi |
  
|
|
 |
 |
Arap Çatısındaki Türkiye Başkanlık ve Erdoğan başlıklı köşe yazımın üzerinden tam 13 ay geçti.
O tarihte yazdığım oldukça ilgi gören bu yazımda anlattıklarım başkanlık sisteminin ülkemize getireceği menfaatlere ve milli bir mesele olarak gördüğüme değinmiştim.
Bir önceki Başbakan Yıldırım ve Yeni Dönem başlıklı köşe yazımda da Türkiye’nin sistem değişmese de fiili olarak başkanlık sistemi ile ilgili yeni bir döneme geçeceğini kaleme almıştım.
Şu an Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde 65’inci hükümetle birlikte her şey uyumlu bir şekilde yürürken; dış politikamızdaki değişim rüzgârları da kendini yavaş yavaş hissettirmeye başladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başkanlığında dışişleri kurmayları hızlı bir görüşme trafiği ile Türkiye’nin sorun ve kriz yaşadığı ülkelerle yeni bir döneme girmesini sağladılar.
6 yıldan beri Amerika’nın stratejik dostu İsrail devleti ile süren kırgınlığımız, kriz; her iki ülke temsilcilerinin Roma’da başlattığı ve iki ülke başbakanının karşılıklı açıklamalarıyla normal bir sürece giriyor.
Sanırım bu sıcak diplomasi ilişkileri geçmişteki İsrail Türkiye arasındaki çok yakın olan askeri ilişkileri yeni dönemde de sağlayacaktır.
Sırada özellikle Antalya turizmini, tarımını ve ekonomisini derinden etkileyen Rusya krizinin yeniden normal bir sürece girme anlaşması var.
Daha sonra Mısır devleti ile Türkiye arasındaki gerginliğin özel bir anlaşma ile sonlandırılacağına dair sürecin belirlenmesi var.
Suriye ve Irak devletleriyle olan ilişkilerimiz de bu süreçte kendisini gösterecek.
Bu arada Türkiye İran ilişkilerinin de bu süreçte yeni bir döneme gireceğine inanıyorum.
Önümüzdeki günler Atatürk’ün söylediği “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözünde olduğu gibi komşu ülkelerle esecek barış rüzgârının Türkiye’nin terörle mücadelesine de yansıyacağına, yurdumuzda da bütün bu gelişmelerle birlikte daha ılımlı bir hava yaşanacağına inanıyorum.
[email protected]