KESK Masadan Kalktı

18 Ağustos 2010 Çarşamba  13:15

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı başkanlığında, Başbakanlık Merkez Binada gerçekleştirilen toplu görüşmenin ikinci turunda, KESK'in ilk toplantıda gündeme getirdiği ve Memur-Sen'in de destek verdiği öneri görüşüldü.
 
Sendikacılardan alınan bilgiye göre, “Önerinin gerçekleşmesinin önünde hukuki engel bulunması ve tüm tarafların aynı görüşte olmaması” gerekçeleriyle KESK'in talebi kabul edilmedi. Görüşme, belirlenin gündem çerçevesinde “toplu görüşme” olarak devam edecek. KESK, bundan sonraki görüşmelere katılmama kararı aldı.

Başbakan Erdoğan'ın dün talihsiz bir açıklama yaptığını söyleyen Evren, "Görüşme devam ediyor. Başbakan'ın buna müdahale hakkı yoktur. Anlaşılıyor ki Kamu İşveren Kurulu Başba
kan tarafından vesayet altında. Başbakan'ın burada devam eden görüşmelere, ne denilip, ne denilmediğini anlamadan örgütümüzü suçlamasını kabul etmiyoruz" dedi.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "KESK'i ideolojik sendikacılık yapmakla suçladığını" savunan Evren, şunları kaydetti:
 
"Sayın Başbakan'a tavsiyemiz, sözlük alsın baksın, ideoloji ne demek. İdeoloji düşünce demektir. KESK düşünür, çalışanların lehine düşünür, üyelerinin lehine düşünür. Başbakan'ın halkın lehine düşünmediği gibi. Başbakan'ın uluslararası sermaye programını ideolojik olarak benimsediği gibi.
 
İdeoloji meselesini Türkiye'de ilk defa Kenan Evren kullanmıştır. Üniversite öğrencilerini 'ideolojik gençlik' diye suçlayan 12 Eylül hukukudur, mantığıdır. Başbakan aynı mantıkla Kenan Evren gibi düşünmektedir.
 
Düşünce halkın, yoksulların, emekçilerin lehine olursa bir anlam ifade eder. Bu nedenle lütfen Sayın Başbakan toplumda 12 Eylül'den beri yaratılan ideoloji düşmanlığını bıraksın. Yani düşünce düşmanlığını bıraksın. Demokrat bir insan düşüncelere saygı duyar."
 
"Niyetimiz toplu sözleşme yapmak"
 
Evren, 657 sayılı kanunda yapılan değişikliğin iş güvencesini kaldıran maddesinin geri çekilmesini isteyerek, kanunun toplumsal yarar esasına göre düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
 
Referandum sürecine bağlı kalmaksızın bir protokolle, mutabakatla kayıt altına alınarak toplu sözleşme yapılmasını istediklerini hatırlatan Evren, şöyle konuştu:
 
"Çünkü 'hayır' çıktığı zaman 'halk sizin toplu sözleşme yapmanızı uygun görmüyor' diyebilir hükümet. Sayın Başbakan da onu söylüyor zaten. Simit örneğini o yüzden veriyor zaten. '25 kuruşa simit yok' diye.
 
Onun için biz ister 'hayır', ister 'evet' çıkmaksızın sonbahara ertelenebileceğini söyledik. Burada niyetimiz toplu sözleşme yapmak. Anayasa tartışmalarında iktidardan yana taraf olmak için değil. Eğer bu önerimiz, bu şekilde mutabakat altına alınmazsa zaten ertelemenin bir anlamı yok."
 
"53. madde toplu sözleşme hakkı getirmiyor"
 
Anayasa taslağındaki 53. maddenin toplu sözleşme hakkı getirmediğini savunan Evren, bu maddenin Uzlaştırma Kurulu'na toplu sözleşme yetkisi verdiğini, sendikalara bu hakkı getirmediğini belirtti.
 
Uluslararası normlar dikkate alınarak toplu sözleşme talebinde bulunduklarını vurgulayan Evren, dünyanın her tarafında toplu sözleşmeleri sendikaların yaptığını ifade etti.
 
Bazı Avrupa ülkeleri örnek gösterilerek, buradaki memurların grev haklarının olmadığının söylendiğini dile getiren Evren, "Yanıltıcı bir noktadır. Avrupa'da memur tanımı başkadır. Avrupa'daki eğitim emekçisi, sağlık emekçisi üretim sürecinde olduğu için onlar işçi statüsünde değerlendirilir. Dolayısıyla işçi statüsünde oldukları için onların grev hakkı vardır" dedi.
 
Evren, söylemlerinin kamuoyuna doğru yansımasını isteyerek, "Başbakan'ın da bizi doğru anlamasını istiyoruz. Polemik yapmasına gerek yok. Bu ülkenin Başbakanı'nın simidin kaç kuruş olduğunu söylemesi doğru değildir. Evet, Türkiye'de simit çok pahalıdır" diye konuştu.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/KESK-Masadan-Kalkti/343101