Dünya basını: Mesut köklerini kopardı

10 Ekim 2010 Pazar  12:02

Almanya Berlin'de Türkiye'yi 3-0 yenerken Mesut Özil'in fileleri havalandırması belki de skorun önüne geçti. Sadece Türkiye ve Alman medyası değil dünya medyası da Mesut'un golünü ve sevinmemesini haber yaptı.
 
Almanya Başbakanı Merkel'in bizzat soyunma odasına inip tebrik ettiği Mesut Özil, attığı golden sonra sevinmemesini atalarına ve kökenine saygısına bağlamıştı.
Dünya medyasındaki Mesut Özil başlıkları şöyle:
 
L’equipe (Fransa): "Deplasmanda gibi oynayan Almanlar maçı domine ederken Türklerin ‘sahte kardeşi’ Özil de skoru belirledi."
 
Deutsche Welle (Almanya): "Mesut, Olimpiyat Stadı’nın yarısından fazlasını oluşturan Türkler tarafından yuhalandı. Ancak, 79. dakikada attığı golle işkencecilerini susturdu."
 
S.Zeitung (İsviçre): "Bütün maç boyunca Türkler tarafından ıslıklanan Mesut Özil mükemmel bir oyun ortaya koydu ve köklerini attığı golle tamamen kopardı."
 
Die Welt (Almanya): "Mesut Özil için ebeveynlerinin memleketine karşı oynadığı maç başka hiçbir maça benzemiyordu. Ancak tüm yuhalamalara rağmen bir gol ile bitirmeyi başardı. Özil golünü hafif bir gülümsemeyle kutladı."
 
De Standaard (Belçika): "Almanlar, Türkler’e güçlü geldi. Özil Almanlar’ı zirvede yanlız bıraktı. Türkiye ve Avusturya ile 2.’lik için yarışırız."
 
Marca (İspanya): "Mesut Özil için kolay değildi. Türk asıllı oyuncu her topu aldığında ıslıklandı. Halil çok kritik bir fırsatı kaçırarak maçın kaderini belirledi."
La Stampa (İtalya): "Mesut Özil Türkler’i dondurdu. Türk taraftarların akın ettiği maç Türk asıllı Özil’i etkilemedi."
 
Agence France Presse (AFP): "Almanya'nın genç Türk'ü Özil, Türkiye'yi batırdı. Özil maç boyunca gürültülü Türk taraftarlar tarafından yuhalandı ama attığı golle ıslıkları keserek galibiyeti mühürledi."
 
Frankfurter Allgemeine (Almanya): "Mesut en zor sınavını geçti. Özil, ailesinin memleketi için oynamama kararı, Türklerin ona karşı olan sempatisini yok etti."
 
Süddeutsche Zeitung (Almanya): "Yanlış Islıklar! Bu maç, entegrasyonun doruk noktası olarak lanse edilmişti ama Özil'e çalınan ıslıklar buna yakışmadı. Bu, her iki takımın da kendi evinde oynuyormuş gibi hissettiği bir maç olmalıydı. Almanya Türkiye'ye karşı, hem de Berlin'de! Deyim yerindeyse kendimize karşı oynuyoruz. Almanların Nuri Şahin, Altıntop kardeşler ve Ömer Erdoğan gibi Almanya'da yetişen oyuncuları rahatsız etmemesine rağmen Türkler Mesut Özil'in Almanya için oynama kararını affetmedi."
 
UĞUR VARDAN: İNGİLTERE'YE 4 ATMIŞLARDI

Gelelim Türk medyasına... Radikal'den Uğur Vardan, medyadaki Hiddink ve Mesut'u linç kampanyasına karşı şunları yazdı:
 
"Severken boğma ve eleştirirken yerin dibine batırma reflekslerimiz, Euro 2012 A Grubu elemelerinde Almanya’yla oynadığımız maç sonrası yeniden hortladı. Karşılaşma öncesi Almanya’ya kamp kuran ve “Yeneriz, ezeriz, bu Almanlar eskisi kadar güçlü değil” yorumları yapan spor basını, 3-0’lık yenilgi sonrası başta Teknik Direktör Guus Hiddink olmak üzere bütün takıma yönelik eleştiri oklarında ifrata kaçtı.
 
...Evet, gruptaki ilk iki maçını galip kapatan ve altı puanla zirve ortağı olan Milliler, Germenler karşısında iyi oynamadı, kendi taktiklerine ve bugüne kadar olan yer yer sakin oyun stillerine ihanet ettiler ama karşılarındaki ekip de, bu yaz Güney Afrika’da düzenlenen 2010 Dünya Kupası’nın en dikkat çekici takımıydı. Joachim Löw ve öğrencileri, turnuvada iki dünya devinden, önce İngiltere’yi 4-1, ardından da Arjantin’i 4-0 yenerek büyük sükse yapmıştı.
 
...Yapılan eleştirileri bir noktada haklı çıkaran yan ise, 75 bin kişilik Berlin Olimpiyat Stadı’nda yaklaşık 40 bin Türk’ün bulunmasıydı. Bu şu anlama geliyordu: Ay-Yıldızlı takım bir nevi sahasında 3-0 mağlup olmuştu. Evinde fark yiyen bir takıma da belli ölçülerle kızılır"
 
UĞUR MELEKE: MESUT DERSİ

Milliyet'ten Uğur Meleke ise şunları yazdı:
"Herhalde cuma gecesinin en güzel dersiydi “Mesut Özil”... Zonguldaklı harika çocuk, 22 yaşında ne kadar olgun olunabileceğini gösterdi, Alman takımına liderlik yapmayı hak ettiğini bir kez daha ispat etti. Demek ki artık bu oyuncularla ilgili kararları alırken “Bize gönderilen mektuplar var”dan fazlasını söylememiz lazım. “Löw, Mesut’u kaç kez oynatacak ki”  yanlışına da bir daha düşmememiz. İlkay, Oğuzhan ya da Taner de Almanya/Hollanda formasını seçebilirler, onların başarılarıyla da gurur duyarız, hiç şüpheleri olmasın. Ama yeter ki, bir daha Almanya formalı bir Türk oyuncu çıkıp, “Hiçbir Türk yetkili beni izlemedi ki!”  demesin."
 
HINCAL ULUÇ: 3-0 DEĞİL, FUTBOL REZALET

Sabah'tan Hıncal Uluç'un yorumu ise şöyleydi:
"Bu kadar kötü bir Türk Milli takımı aklımın köşesinden geçirmiyordum. İyi olacağımızı düşünmüyordum ama bu kadar rezil olacağımızı tahmin etmem mümkün değildi. Milli maçlardan önce ikinci, üçüncü küme takımlarına antrenman maçı oynatırlar ya, sakatlık olmasın ve moral olsun diye öyle bir antrenman maçı verdik Almanlar'a. Oberliga'dan bir takıma karşı daha çok yorulur, daha zorlanırlardı. Oysa bugüne kadar seyrettiğim en zayıf Alman takımlarından biriydi. Mesut dışında uluslararası klasta bir adam yok. Podolski, Lahm, Klose gibi deneyimli Almanlar bile oyunda yoktu. Biz o kadar kötü oynadık ki, hatta o kadar oynamadık ki; bu garip durum ortaya çıktı."
 
BAŞAR BÜYÜKKOL: YENİLGİYİ BAŞTAN KABULLENEN KİM
 
BYTURCO İnternet Gazetesi’nden Başar Büyükkol ise köşe yazısında şunları vurguladı:
 
“Yeni bir takım aldığınızda, eski teknik adamın yaptıkları, raporları, kazanılan maçlar, kaybedilen maçlar, yapılan hatalar, iyi durumdaki futbolcular, kötü durumdakiler... daha sayabileceğim bir çok önemli ayrıntı tek tek incelenir.
 “Ben geldim... Yeni düzen kuruyorum... Herkes bu düzene ayak uydursun” derseniz, yapılan yapının temelini çatlatır, iskeletini yok edersiniz...
4 yıldır stoper çıkartamayan, sol kanatı deneme tahtasına çeviren, orta sahada her maç farklı futbolculara yer veren, sakatlık illetinden kurtulamayan Milli Takım’ın, en çok ihtiyacı olduğu özgüven ve hırsı da veremiyorsanız... O zaman bu takımın en önemli silahını yani Milli Kazanma Duydusu’nu yok eder, sahaya da böylesine kimliksiz bir turistik grup çıkartırsınız.
Sonuç... 
Belki Milli takım 2012 Avrupa Şampiyonası’na gider. Ama bu yaşananlardan ders çıkartılması, herkesin şapkasını önüne alıp bir kez daha düşünmesi şart...
Verilecek primler uğruna mücadele edecek bir milli takım değil, sahada yüreğini koyup 5-0 yenilsede ayakta alkışlanacak bir milli takımıistiyor bu ülke... Türk futbolunun yükselişinde de hep bu milli hırs vardı. Gerek Galatasaray’ın UEFA Kupası zaferinde gerek, Dünya Üçüncülüğü zaferinde, gerekse de Avrupa Şampiyonası Finalleri’nde elde edilen yarıfinal başarısı... Elde edilen başarıların hepsinde de en büyük koz ‘KAZANMA HIRSI VE MİLLİ GURUR vardı...
 Şimdi bu kaybedilen değeri bize kim kazandıracak? Guus Hiddink mi?”
 



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Dunya-basini-Mesut-koklerini-kopardi/346949