Taşkapan, "D vitamininin en iyi bilinen görevi; vücutta kemik ve kalsiyum metabolizmasına etkisidir. Fakat bunun dışında D vitaminin büyüme ve gelişme üzerine, hücrelerin farklılaşması, beyin gelişimi, bağışıklık ve savunma sistemleri üzerinde birçok önemli ve olumlu etkisi ortaya çıkarılmıştır.
D vitamini eksikliğinin, raşitizm hastalığı yanı sıra multipl skleroz, romatizmal eklem iltihabı, tip 1 diyabet, prostat kanseri ve kolorektal kanser başta olmak üzere belirli kanser türleri ve bağışıklık sistemiyle bağlantılı hastalıklara, enfeksiyonlara yatkınlığa yol açtığına dair çok ciddi bulgular elde edilmiştir. Vitamin D'nin kan basıncı üzerinde de düzenleyici rolü vardır" dedi.
D vitaminin deri tarafından doğal güneş ışığından gelen ultraviole radyasyonu ile karşılaşınca üretildiğini belirten Taşkapan, D vitaminin somon, ringa ve uskumru gibi yağlı balıklarda bol miktarda bulunduğunu ancak bunun dışındaki günlük besinlerden yeterli vitamin D'yi alabilmenin hemen hemen imkansız olduğunu kaydetti. Taşkapan, "Vücudumuzda vitamin D oluşturmanın tek yolu doğrudan güneş ışını ile temas etmektir.
Güneş koruma faktörü içeren kremler derimizin Vitamin D oluşturmasını büyük oranda engellemektedir. Fransa gibi birçok gelişmiş ülke D vitamini takviyesini, rutin halk sağlığı önlemi olarak uygulamaktadır. Gelişmiş ülkelerde süt ve süt ürünleri, margarinler ve meyve suları gibi birçok yiyecek ve içeceğe vitamin D ilavesi yapılarak satılmaktadır ve bu uygulama vitamin D eksikliğini önlemenin önemli bir sağlık politikası haline gelmiştir.
Güneşten uzak kalma, diyetle yetersiz alım ve mevsimsel değişimden dolayı güneş ışınlarının yeterli UV dalga boyunda deriye ulaşmaması vitamin D eksikliğine yol açmaktadır. Koyu tenli bireylerde vitamin D eksikliği daha kolay oluşmaktadır" ifadelerini kullandı.
Profesör Taşkapan, daha sonra şunları belirtti:
"Amerika Birleşik Devletlerde Vitamin D takviyesi ile kişi başı yılda bin 346 dolar sağlık harcamasını azaltabileceği bildirilmiştir. Günlük vitamin D ihtiyacı ortama 200 IU dir. William B. Grant PhD the Sunlight, Nutrition, and Health Research Center (SUNARC), San Francisco, Vitamin D takviyesinin çocukluk döneminde tip I diyabet gelişimini yüzde 78 oranında, kalça kırığı gelişimini yüzde 26, menopoz sonrası kadınlarda her tür kanser gelişimin yüzde 35, mevsimsel nezle gelişimini yüzde 90 ve tüm nedenlere bağlı ölüm gelişimini yüzde 7 oranında azaltacağını, beklenen yaşam süresini ortalama 2-3 yıl uzama sağlayacağını bildirmiştir."
Yapılan çalışmalarda, özellikle sonbahar ve kış dönemlerinde ülkemizde de bireylerin, özellikle yaşlıların, kadınların yüzde 70-75' inde vitamin D eksikliğinin geliştiğini gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Taşkapan, "Bizim ülkemizde de süt, süt ürünleri, margarin ve meyve sularının vitamin D ile zenginleştirilmesi düşünülmelidir.
Sonbahar, kış döneminde özellikle yaşlıların, kilolu bireylerin ve kadınların vitamin D takviyesine gereksinimleri vardır. Ülkemizde de halk sağlığını koruma programlarında bu konunun değerlendirilmesi ve aile hekimlerinin bu konu üzerinde bilinçlendirilmesi gereklidir" diye konuştu.