Byturco'dan dev yazı dizisi başladı

2 Eylül 2012 Pazar  10:59

Levent Aydın / MOSKOVA

“Rusya’daki Türk İşadamlarının Yaşam Öyküleri” bölümümüzün İlk konuğu Dexia Bank Rusya Genel Müdürü Hayri Cansever.

Tüm öğrenim hayatını doğduğu şehir olan İstanbul’da tamamlayan Cansever, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde makine mühendisliğini bitirdikten sonra Yeditepe Üniversitesi’nde MBA’sini tamamlar. Tesadüf ve merak nedeniyle bankacı olduğunu anlatan Hayri Cansever, “Mühendisliğin önüne geçen bir meraktı finans. Dedem doktor, anne ve babam eczacı, kardeşim doktor, kardeşimin eşi doktor teyzem eczacı. Ailede bir tek ben işte böyle önce mühendis, sonra da bankacı oldum” diyor.

 

BANKACILIĞA İLK ADIM

 Cansever, 1998'de bitirdiği üniversite de okurken borsa ve finans sektörüne ilgisinin arttığını, o dönemlerde borsa ve bankacılığın popüler mesleklerden olması nedeniyle kendisinin de ilgisini çektiğini söylüyor. Bankacılık sektörünün yeni yeni oluşması, atağa kalkmasının da kendisini cezbettiğini belirten Cansever, bankacılık sektörüne ilk adımını ise şöyle anlatıyor:

“ Üniversite bittikten sonra DenizBank o zamanlar yeni kurulan bir banka idi. DenizBank 1998 yılının ilk yarısında da bir Management Trainee (Yönetici adayı yetiştirme programı) açıklıyor. Bu programa 22 kişi alıyorlardı fakat 3500 kişi başvurmuştu. Bu programa girmek için hem yazılı hem sözlü sınava girmek gerekiyordu. Ben sınavdan başarılı olup bu 22 kişinin arasına girerek programa başladım. Program 4 ay kadar sürdü. Şube ve genel müdürlükteki oryantasyon ve stajlardan sonra Zorlu Holding'in finans bölümünde çalışmaya başladım. Yani DenizBank’ın içerisinde yetiştirilip Zorlu Holding'in finans bölümüne, masanın karşı tarafına geçmiş oldum. Bir dokuz ay orayı da gördüm, orayı özellikle ben istedim. Asıl amacım bankacılığın öbür tarafını yani müşteri tarafını görmekti. Orada çok şey öğrendim. Tabi masanın öbür tarafına geçince de bankalarla bu konularda sizi muhatap oluyorsunuz. Yani hem bankacılık, eğitim almış oluyorsunuz hem de bankalarla siz muhatap oluyorsunuz. Bu altı ay bana çok şey öğretti. Ondan sonra bankacılık kariyerimin ilk durağı DenizBank Karaköy şubesinde başladım. DenizBank Karaköy şubesine kurumsal bankacı olarak ilk adımımı atmış oldum.

 

Karaköy, bildiğiniz üzere ticaretin merkezi. Yıllardan beri orada ticaret yapan tüccarların yer aldığı zor bir pazar. Aslına bakarsanız bankacılığın en keyifli yanı da bu galiba. Farklı şubelerde çalışmak demek farklı bölgelerin tüccarlarının ve işadamlarının eğitiminden geçmek demek. 1999’da başladığım Karaköy şubesinde

2003'e kadar toplam 4,5 senemi geçirdim. Bu zaman içerisinde uzman olarak girdiğim şubede yönetmen pozisyonuna, yani şube müdür yardımcısı pozisyonuna geldim.”

 

MOSKOVA ÇAĞIRIYOR

Kendisini Moskova’ya getiren DenizBank Moskova'nın ilk genel müdürü olan Derya Kumru ile karşılaşmasını da anlatan Cansever, Derya Kumru ile Karaköy'de aynı binada çalıştıklarını o dönemde Kumru’nun Deniz Leasing ve Deniz Factoring’in Genel Müdürü olduğunu söylüyor. 2004 başlarında Derya Kumru’nun DenizBank Moskova'ya atandığını ve ekip kurma arayışı içinde olduğu sırada kendisi ile karşılaştığı bir restoran da sohbet ederken, Kumru’nun “Moskova'ya gelir misin ?” şeklindeki teklifine sıcak bakarak, Derya Kumru sayesinde Moskova’ya geldiğini belirtiyor.

2004 Temmuz ayında da Moskova’ya ilk adımını atan Cansever, o günleri şöyle anlatıyor:

“Moskova'yı tercih etme konusunda hiç zorlanmadım. Türkiye'de bankacılığı yapmıştım bir de gidip yurtdışı tecrübesi edineyim istedim. Zaten biz de bu bankanın kuruluşu için gelmiştik. 2008 Aralık ayına kadar da buradaydım. En son burada kurumsal bankacılık genel müdür yardımcısıydım.

Burada kaldığım süre zarfında bankanın A'dan Z'ye kuruluşuyla uğraştık. Derya Bey benim için çok önemli bir şanstı. Kuruluş süreçleri zaten zor bir de başka bir ülkede her şeyi yeniden yapılandırmaya çalışmak işleri daha zorlaştırıyor. Çok önemli tecrübeler edindik. Biz aslında İktisat Moskova Bankası’nı aldık 2003 yılında. Sonra tabelasını değiştirilerek DenizBank Moskova yapıldı. Daha sonra bir yönetim değişikliği yapıldı ve Derya Bey buraya genel müdür olarak geldi. Daha sonra ben geldim ve Derya Bey ile birlikte sistemimizi oturtmaya çalıştık, portföyümüzü oluşturmaya başladık. Bu arada insan kaynaklarına da önem vermeye başladık. Moskova’ya gelmeden önce yine kuruluşunda çalışma fırsatı bulduğum İstanbul Kurumsal Şube’mizden çalışma arkadaşım Oğuz Yalçın 2005 yılında Moskova'ya geldi. Daha sonra proje finansmanında çalışan Savaş Çıtak’ı da buraya getirdik. Tabi arka planda DenizBank Finansal Hizmetler Grup Başkanı Hakan Ateş'in önemli desteğini unutmamak gerekir. Böylece ilk takımımız oluşturmaya başladık.

 

TÜRKİYE’YE GERİ DÖNÜŞ

 

Rusya öyle ilginç bir ülke ki burada belli bir seviyeye geldikten sonra ya büyüyeceksiniz ya da düşeceksiniz çünkü belli bir seviyede durmak çok zor. Biz de 2007 yılında Dexia ile birlikte büyüme kararı almıştık. Hem kurumsal bankacılık, proje finansmanı, kamu finansmanı hem de bireysel bankacılık da stratejik planlar hazırlandı. Kurumsal tarafta ana hedeflerimiz Türk müşterilerimizin yanında, Rus kurumsal müşteriler ile çalışmak ve aynı zamanda Dexia’nın ana işkolları olan proje ve kamu finansmanı da Rusya’da uygulamaktı. Bu strateji için yaklaşık bir buçuk yıl çalıştım.

Dexia’nın Paris ve Brüksel ekipleri ile bir çalışma grubu oluşturuldu. Bu süreci kariyerimin en öğretici süreci olarak tanımlayabiliriz. Brüksel ve Paris ziyaretleri, Belçika’da bölgelerde düzenlediğimiz road-show’lar… Aslında hepsi belirli bir öğretinin parçaları oldu. Bu süreç zarfında bireysel bankacılık tarafında kredi kartları yatırımlarımız tamamlandı ve ilk kredi kartlarımız basılarak yönetim kuruluna dağıtıldı. Ancak 2008 yılında başlayan kriz nedeniyle yatırımlarımızı ve büyümemizi durdurmak zorunda kaldık. Derya Bey’e burada misyonumu doldurduğumu düşündüğümü ve Türkiye'ye dönerek kariyerime orada devam etmek istediğimi söyledim. Sağ olsunlar destek oldular. Mesela Hakan Ateş'in bir sözü vardır 'DenizBank camiasında şube müdürü olmadan kariyerinizde ilerleme şansınız pek mümkün değil’ der.

 

BAYRAMPAŞA’DA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

 

Hayri Cansever, kariyerindeki şube müdürlüğü eksikliğini doldurmak için daha sonra Türkiye’ye dönerek, Bayrampaşa Ticari Merkez Şube’de başlar. 2010 yılının ilk aylarına kadar bu görevde bulunan Cansever, şube müdürlüğünün de çok farklı bir tecrübe olduğunu ve çok önemli bilgiler edindiğini anlatıyor. Cansever, “Onun için her zaman söylüyorum DenizBank içerisine bu kadar çok sık yer değiştirebilme imkanı tanıyan başta Sayın Hakan Ateş’e olmak üzere tüm yöneticilerime gerçekten çok teşekkür ediyorum. Çünkü her pozisyon bana ayrı bir tecrübe kattı” diyor.

 

“İDOLÜM HAKAN ATEŞ”

 

Cansever, 2009 yılının sonunda Türkiye’ye kurumsal ve ticari bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak dönen Derya Kumru’nun 2010 yılının ilk çeyreğinde kurumsal bankacılıktan sorumlu grup müdürü teklifini kabul ederek yeniden beraber çalışmaya başlar. Hakan Ateş ve Derya Kumru ile çalışmanın kendisine çok büyük deneyimler kazandırdığını da söyleyen Hayri Cansever, bu konudaki düşüncelerini ise şöyle anlatıyor:

“Tabi Derya Bey’in üzerimde emeği çoktur, ondan çok şey öğrenmişimdir. Eskiden beri beraber çalıştığımız için de bu teklifi zevkle kabul ettim. Benim için Derya Bey’in tezgahından geçmek çok önemli bir deneyim ve ayrıcalık. Çünkü çok iyi bir bankacı, çok iyi bir yönetici. Hakan Bey’in bendeki yeri ise çok daha farklı çünkü benim bankacılık kariyerine ilk adım attığımda desteğini ilk gördüğüm kişidir kendisi. Hakan Bey benim için bir idoldür diyebilirim. Hakan Bey DenizBank’ın kuruluşundan bu yana gelişmesini sağlayan çok önemli bir yönetici ve biz kendilerinin ekibinde yer almaktan gerçekten gurur duyuyoruz. Benim için önemli gördüğüm başka bir unsur da büyüyen bir organizasyon içerisinde yer almak. Bu yüzden kendimi çok şanslı görüyorum. DenizBank üst yönetiminden biri olabilmek benim için çok gurur verici bir olay.

 

 

 

MOSKOVA’YA DÖNÜŞ

 

2011 Temmuz ayı içerisinde yaşanan bir gelişmeyle de 2.5 sene önce ayrılmış olduğum DenizBank Moskova'ya bu sefer genel müdür olarak atandım. Çok ilginç bir tesadüftür ki Moskova'ya ikinci kez gelişim yine temmuz ayında gerçekleşti. Kariyerim için çok önemli bir mevkii burası, Derya Bey burayı ilk teklif ettiklerinde çok büyük gurur duydum. Yaklaşık altı aydır buradayım ve arkadaşlarımla birlikte burada bankamızı nasıl daha iyi geliştirebiliriz müşterimize nasıl daha iyi hizmet verebiliriz diye çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

 

“GÜVEN VE ARKADAŞLIK”

 

Rusların Türkler’den de çok farklı olduklarını düşünmediğini, sadece arkadaşlık ve dostluk kurmak için iki tarafa da zaman verilmesi gerektiğini de ifade eden Hayri Cansever, bu zamanın Türkler de biraz daha kısa olduğunu söylüyor. Cansever, “ Ancak Rusların güvenini kazandıktan ve bu arkadaşlığı edindikten sonra başka bir dünya açılıyor. Rus insanının benim için prensipli, sabırlı biraz da Türk gibi olduklarını düşünüyorum. Çünkü bir Batılı gibi değiller. Birçok konuda bizler gibi esnek davranabiliyorlar. Bunu bir Batılı da göremezsiniz.

 

2004 de ilk geldiğim Rusya ile 2011 de geldiğim Rusya arasında bile çok büyük bir fark gördüm. En basitinden Moskova'daki şehir planlamasında bile büyük bir değişiklik gördüm. Şehir daha bir renklenmiş, daha bakımlı bir hale gelmiş. Eşimin de Rus olması dolayısıyla Ruslara ayrı bir sempatim var bir kere. 13 senelik bankacılık kariyerimin 5 senesini Rusya’da geçirdim, halada buradayım ve birçok Rus arkadaşım var. Baktığımız zaman burada bankada 69 kişiyiz sadece bunların beş tanesi Türk, geri kalanı tamamen Rus ve biz Rus arkadaşlarla yönetiyoruz bankayı” diyor.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Byturco-dan-dev-yazi-dizisi-basladi/372490