Osman Örek, 14’üncü Ölüm Yıldönümünde Anıldı

24 Mart 2013 Pazar  14:23

Örek’i anma töreni, Osman Örek’in Lefkoşa Devlet Mezarlığı’nda bulunan kabri başında, saat 10.00’da, protokol sırasına göre çelenklerin kabre konulmasıyla başladı.
Bir dakikalık saygı duruş ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından törende, Örek’in kızı Yeşim Örek Gümüşdağ ve Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer’in konuşmaları yer aldı.
Törene Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Yüksek Mahkeme Başkanı Nevvar Nolan, Osman Örek’in eşi Neriman Örek, kızı Yeşim Örek Gümüşdağ, bazı milletvekilleri, askeri ve sivil yetkililer, muharip dernekler, kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.
GÜMÜŞDAĞ
Osman Örek’in kızı Yeşim Örek Gümüşdağ konuşmasında, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmak üzereyken Kıbrıs Türk toplumu lideri Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş ve Osman Örek’in belediyelerin Rum ve Türk olarak ayrılması gerektiği konusunda ısrarlı davrandıklarını anlatarak, çünkü Türk toplumunun yeterince hizmet alamadığını, Rum tarafının Türklere mali açıdan yükümlülük olarak baktığını ve Türklere ancak “verdikleri vergiler oranında hizmet verebiliriz” dediklerini hatırlattı.
Liderlerin insan gibi eşit hizmet alabilmenin ancak Türk yönetimiyle olabileceğinin bilinciyle ve ısrarla, iki toplumun belediye yönetimlerinin ayrı olmasını kabul ettirdiğini kaydeden Gümüşdağ, Babası Örek’in o günleri şu ifadelerle açıkladığını söyledi; “Biz bu mücadeleyi halkımızı korumak içi yaptık. Biz varlığımızı, benliğimizi ve şuurumuzu devam ettirmek istedik. Biz Egemen toplum olduğumuzu ve 1571’den bu yana var olduğumuzu kanıtlamak istedik…”
Gümüşdağ, 2013 senesine gelindiğinde LTB’nin sürdürülemeyen bir politika nedeniyle kendi toplumuna hizmet veremeyecek konuma geldiğini ifade ederek, toplumsal mücadelenin başarılması kadar sürdürülebilmesinin de önemli olduğunu vurguladı.
Başarının sadece liderlerin başarılarının devamının getirilmesiyle mümkün olduğunu belirten Gümüşdağ, “o nedenle liderleri sadece senede bir anmak değil, bıraktıkları mirasa sahip çıkıp hak ettiği yere getirebilmek önemlidir” dedi.
Adanın hem Kuzey’inde hem de Güney’inde yaşamın sürdürülemeyecek duruma geldiğini kaydeden Gümüşdağ, artık neredeyse yarım yüzyıldır çözülemeyen sorunlara odaklanmaktan uzaklaşılması, anlaşma odaklı politikalar yerine, kendi yaşadığımız ülkenin nasıl “sürdürülebilir bir politika” yürütmesi gerektiğine odaklanılması gerektiğini belirtti.
Gümüşdağ, “Artık bu durumun suçlusu olarak başkalarını değil kendimizi sorgulamalıyız. Ancak ortak akılla birleştiğimiz zaman bunu başarabiliriz. Eskiden olduğu gibi “ dedi.
İçinde bulunulan durumdan çıkmanın herkesin görevi olduğunu ifade eden Gümüşdağ, “toplum düzenini sağlamakla görevli kişilerin akıl almaz biçimde dolandırıcılık yaptığı, onbinlerin borç batağına saplanıp ya hapse ya mezara gittiği bu günlerin el birliğiyle atlatılması gerektiğini” söyledi.
Gümüşdağ, “Atlatmalıyız ki başka Can’lar yanmasın Denktaşlar ölmesin” dedi.
Devletine gerçek anlamda sahip çıkmaya içinde bulunduğu Devlet mezarlığından başlayacağını belirten Gümüşdağ, konuşmasını şu ifadelerle bitirdi;
“Sevgili baba, sen bütün ömrünü adalete, hakka ve hukuka olan inancına adadın… bu uğurda savaştın. Ancak şu an içinde yattığın kabristanlığın yasal konumu senin inançlarına ters düşmektedir. Tam 14 yıldır, her gelen hükümetin bu soruna çözüm bulmasını umduk bekledik, ama artık bekleme zamanı geride kalmıştır. Sana söz veriyorum ki eğer 24 Mart 2014’e kadar bu sorun hallolmazsa, seni kendi aile mezarlığına götüreceğiz. Huzur içinde uyu...”
Gümüşdağ, yıllar sonra mezarlığa su getiren Meclis Başkanı Bozer’e de teşekkür etti.
BOZER
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer de, Osman Örek’in değerli bir devlet adamı, önemli bir hukukçu, aynı zamanda toplumsal ve siyasi hayatın önemli simgelerinden olduğunu kaydederek, Örek’in, siyasi aktif ve etkin kimliği yanında çok önemli bir hukukçu kimliği ve toplumsal yaşamdaki aktif sosyal ve kültürel birikimiyle tanındığını ifade etti.
Örek’in Kıbrıs Türk toplumunun var olma mücadelesinin her aşamasında bu mücadeleci tavrını etkin olarak sürdürdüğünü belirten Bozer, Kıbrıs Türk toplumunu sömürge idaresine karşı yürüttüğü mücadelesinden başlayarak daha sonra yaptığı tüm görevlerde de bu tavrını devam ettirdiğini kaydetti.
Bozer, Örek’in TMT’nin kurucularından olduğunu, Beşli Londra konferansında Türk toplumu heyet başkanlığı, Kıbrıs Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı, Geçici Türk Yönetimi Dışişleri ve Savunma Bakanlığı, Kurucu Meclis üyeliği, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı görevlerinde bulunduğunu anımsattı.
Bozer, “Örek’in kalbindeki vatan sevgisi herkesçe bilinmektedir. Yüreğindeki bu sevgi ve coşkuyla 1 Kasım 1983 günü, KKTC’nin kurulduğu ve ilan edildiği o tarihi anda Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş ile birlikte Kıbrıs Türk halkının üç arkadaş şarkısıyla simgelediği biçimde halkını selamlamıştır” diye konuştu.
Örek’in hukukçu kimliğinin, meclis çatısı altında yapmış olduğu görevlerde de kendisini hissettirdiğini ve birçok önemli çalışmaya titizliği ve derin hukuk bilisiyle katkı koyduğunu ifade eden Bozer, O’nun iyi yetişmişliği ve kendini halka adamışlığıyla belleklere kazındığını vurguladı.
Bozer, Örek’in yaşadığı sürece halkına hizmet için hayatın her alanında mücadele etmekten ve görev almaktan kaçınmadığını belirterek, onun bu hizmetlerinin her zaman minnetle anılacağını söyledi.
 



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Osman-Orek-14-uncu-Olum-Yildonumunde-Anildi/379845