|
|
Son günlerdeki hareketlenmenin bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Özyiğit, her iki toplumdaki barış güçlerinin harekete geçerek, Kıbrıs’la ilgili hazırlanmakta olan planda nelerin olmasını veya olmamasını istediklerini açık yüreklilikle ve yüksek sesle ortaya koymalı gerektiğini kaydetti.
TDP Genel Sekreteri Cemal Özyiğit, yaptığı yazılı açıklama ile Kıbrıs Sorununa yönelik değerlendirmelerde bulundu.
“Uluslararası güçler de devrede”
Son günlerde Kıbrıs Sorunu’na çözüm bulma yönündeki çabaların büyük bir ivme kazandığını belirten Özyiğit, iki toplum liderinin New York’ta BM Genel Sekreteri ile görüşmeleri, Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları’nın görüşmeleri ve Kıbrıs Türk ve Rum toplumu temsilcilerinin karşılıklı olarak Atina ve Ankara’yı ziyaret ederek resmi temaslarda bulunacak olmalarını buna örnek gösterdi.
Diğer yandan AB ve ABD yetkililerinin daha etkin bir şekilde süreci yönlendirmeye çalıştıklarına dikkat çeken Özyiğit, ABD Büyükelçisinin her iki toplumdan çeşitli kesimlerle toplantılar yaparak, çözüm yönünde telkinde bulunduğunu anımsattı ve bu yöndeki son toplantının geçtiğimiz gün her iki toplumdaki iş çevreleri ile gerçekleştirildiğini kaydetti.
“Kıbrıslılar meydanda yok”
AB’nin kendi sınırları içerisinde bölünmüş bir ülke ve başkent istemediğini, ABD’nin ise Kıbrıs’ın hemen yanı başında bulunan gaz ve petrolün güvenli bir ortamda çıkarılıp İsrail ve Türkiye ile işbirliği içerisinde Avrupa’ya ulaşması için çaba gösterdiğini kaydeden Özyiğit, “Böylece Noble Energy isimli Amerikan şirketi tarafından çıkarılacak gaz ve petrolün, hem en düşük maliyetle Avrupa’ya ulaşması sağlanacak, hem de süreç içerisinde Türkiye’nin, Rusya ve İran’a bağımlılığı azalacaktır. Dolayısıyla Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmeye çalışan uluslar arası güçler kendilerine göre bir çözüm hazırlığı içerisindedir. Ancak bu süreçte baş aktörlerden biri olması gereken Kıbrıslılar ise maalesef meydanda yok” diye konuştu.
“Tam fırsattır…”
Kıbrıslıların yalnızca dış güçlerin telkinleriyle hareket eden liderleriyle, görüşmecilerin çözüm yönünde atım atmalarını beklediklerini, halbuki yaşanan gelişmelerin tam fırsat olduğunu kaydeden Özyiğit, “Her iki toplumdaki barış güçleri derhal harekete geçmeli ve Kıbrıs’la ilgili hazırlanmakta olan senaryoda ya da planda nelerin olmasını istediğini açık yüreklilikle ve yüksek sesle ortaya koymalıdır” ifadelerini kullandı.
“Maraş önerisi değerlendirilmeli”
Cemal Özyiğit, Maraş’ın BM kontrolünde eski sahiplerine devredilmesi ile ilgili önerinin çok önemli bir fırsat olduğunu, Rum görüşmeci Mavroyannis’in de Maraş’a karşılık Mağusa limanının serbest ticarete açılmasının yanı sıra, Ercan Havaalanı’nın da direkt uçuşlara açılabileceği sinyalini verdiğine dikkat çekti.
Yaşanan tüm bu gelişmelerin iyi ve doğru değerlendirilerek önümüzdeki günlerde başlaması beklenen görüşmelerde kısa süre içerisinde sonuç alınabilmesi için çok dikkatli, ancak karşı tarafın hassasiyetlerini de düşünerek esnek olunması gerektiğini kaydeden Özyiğit, “İşte o zaman “Noel’de çözüm, baharda referandum” söylemleri gerçek olur. Aksi takdirde, vuslat başka bahara kalır ki, tüm Kıbrıslılar kaybetmeye ve ülkeden göç etmeye devam ederler” dedi.