Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği 2. Ulusal Kongresi

18 Kasım 2013 Pazartesi  10:43

Lokman Hekim Sağlık Vakfı Genel Müdürü Leyla Şeker başkanlığındaki oturumda, Hürriyet Gazetesi Sağlık Uzman Muhabiri Mesude Erşan, "Sağlık Haberciliği ve İletişim", Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, "Sağlık İletişimindeki Çatışma Noktaları ve Etik Kodlar, TV 8 program yapımcısı Dr. Gökmen Karadağ, "Ekranda Sağlığın Reytingi", Memorial Hastaneler Grubu Medya İletişim Direktörü Yeliz Şengün, "Sağlık Kurumları Tanıtım Engelleri" ve Okan Üniversitesi sağlık yönetiminden Semra Baysan "Digital Medya ve Pazarlamadaki Yeri" konularında görüş sundu.
Panelde ilk sözü alan Hürriyet Gazetesi Sağlık Uzmanı Muhabiri Mesude Erşan, gazetelerin sağlık haberlerini bakış açısı ve aranan özelliklerle ilgili görüşlerini bildirdi. Erşan, PR ve iletişim ajansları tarafından gelen haberlere eskiden çok önem vermezken bugün özellikle İstanbul'da PR yapmayan sağlık kurumu hatta doktorun bile neredeyse bulunmadığını ve bundan medyanın da istifade ettiğini söyledi. Erşan, hastanelere ve doktorlara abartılı vaadlerde bulunan PR şirketlerine karşı temkinli yaklaşılması gerektiğinin altını çizdi.
Memorial Hastaneler Grubu Medya İletişim Direktörü Yeliz Şengün ise sağlık sektöründeki tanıtım engellerinin sektöre etkisi konusunda bilgi verdi.
Türkiye'de sağlık iletişiminde neler yaşandığını hep birlikte izlediklerini ifade eden Yeliz Şengün, bu uygulamalardan bazılarını beğendiklerini bazılarını tasvip etmediklerini ancak bu mevzuatlarla birlikte yaşamak zorunda olduklarını söyledi. Sağlık sektöründeki tanıtım konusunda dünyada neler yapıldığına ilişkin bilgi veren Şengün, ABD’deki sağlık sektörünün kendi tanıtımına ilişkin dergilerde yapılan ilanlar, tv'de yayınlanan reklamlardan örnekler verdi. Şengün, "Bunu ABD nasıl yapıyor" diye sorarken şunları söyledi: "Sağlık hizmetleri iletişim konseyi var, misyonu sağlık konusunda insanların doğru bilgi almasını sağlamak. İletişim sivil toplum kuruluşları da bu konseye üye, birlikte çalışıyorlar. Elbette önemli kıstasları var, hastanelerin vaad ettiklerini yapabildiklerini denetliyorlar." 2004 yılında sağlık iletişimi yapmaya başladığını, 1 yıl sonra bu konuyla ilgili mevzuatların önüne getirildiğini ve 10 yıldır aynı mevzuatla çalışmaya devam ettiklerini söyleyen Şengün, şöyle konuştu: "10 yıldan bu yana değişen bir şey yok hayatımızda, umuyorum SASDER gibi sivil toplum kuruluşları gibi kurumların öncülüğünde biz de de ABD'deki gibi, oradaki kadar olmasa da en azından biraz daha rahat hareket edebileceğimiz, toplumun doğru bilgi almasını sağlayacak bir platform oluşturulur. Özel, kamu ve üniversite hastanelerinin, reklam profesyonellerinin, basının bir arada olabileceği, belki bedel ödeyip yapacağımız iletişim çalışmaları konusunda görüş alabileceğimiz bir platforma ihtiyacı var Türkiye'nin."
 
BİZ SUSUYORUZ HERKES KONUŞUYOR
Etik kurallara dikkat ettikleri için gerçek bilgi sahiplerinin konuşamadığını ve kendini anlatamadığının altını çizen Şengün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz bize bildirilen kanunlar içinde hareket ediyoruz ama bizim dışımızda herkes konuşuyor, söylenmemesi gereken her şey söyleniyor, cezalar göze alınıyor. Etik kaygılar sebebiyle bizim yapamadıklarımız yapılabiliyor toplum hatalı bilgilere erişebiliyor, internet gibi inanılmaz bir bilgi kaynağı var, bizim söyleyemediklerimizi internette bulabiliyorlar ama kaynağı belirsiz. İnsanlar kaynağı belirsiz sayfalardan yanlış bilgi alıyor. Pek çok sebepten sağlık kuruluşlarının iletişim yapabiliyor olması gerekiyor. Hem tedavi hizmetleri hakkında, hem sahip olduğumuz teknolojiler hakkında toplumu bilgilendirebiliyor olması gerekiyor. Ama maalesef şu anda yeterince yapamıyoruz."



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Saglik-ve-Sigorta-Yoneticileri-Dernegi-2-Ulusal-Kongresi-/385981