Erdoğan'dan HSYK Seçimlerine İlk Yorum

13 Ekim 2014 Pazartesi  12:40

Marmara Üniversitesi'nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye genelindeki yargı mensuplarımız, yargıyı ele geçirmeye çalışan, vicdanlara ipotek koymaya çalışan yapıya gereken cevabı sandıkta verdiler. HSYKseçimlerinde kazanan milletimiz olmuştur, adaletimiz olmuştur." dedi.

ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI;

"Dün ülkemiz adına özellikle de yargı sistemimiz adına oldukça önemli bir seçim başarıyla tamamlandı ve sonuçlar açıklandı. HSYK'da görev yapacak üyelerin 10 tanesi yapılan seçimlerle belirlendi. Seçimlerin ülkemiz milletimiz yargı camiamız için hayırlı olmasını diliyorum.

"GEREKEN CEVABI SANDIKTA VERDİLER"

Türkiye genelindeki yargı mensuplarımız, yargıyı ele geçirmeye çalışan, vicdanlara ipotek koymaya çalışan yapıya gereken cevabı sandıkta verdiler. HSYK seçimlerinde kazanan milletimiz olmuştur, adaletimiz olmuştur. Artık vicdanları rahatlatan yapıyla geleceğe doğru ilerleyeceğiz.

"APARTMANIN İÇERİSİNDE OKUMAYA BAŞLADIK"

1973'te imam hatip lisesinden mezun olmuştum. Aslında futbola çok meraklıydım. Ama aynı zamanda üniversite eğitimi görmeyi de arzuluyordum. O günün şartlarında imam hatipte okuyup üniversiteye girmek pek mümkün değildi, almıyorlardı. Gittik bir de Eyüp lisesini, adı fark dersleri, aslında fark dersleri yok biz imam hatipte okuduk zaten. Eyüp lisesini bitirerek, Aksaray İktisadi ve Ticari bilimler, vatan caddesindeki apartmanın içerisinde orada okumaya başladık. Koşullar çok zordu ve 1981 yılında mezun olduk. 1982'de Marmara Üniversitesi adını aldı.

"GENÇ BİZ MEZUN OLARAK AYRILDIM, SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANI OLARAK GELDİM"

Hiç kuşkusuz Marmara Üniversitesi 1883 yılından bugüne kadar çok sayıda siyasetçi sanatçı bürokrat yetiştirdi. 131 yaşındaki üniversitemiz gerek Osmanlı devleti gerek Türkiye cumhuriyeti için çok başarılı kişiler yetiştirdi. Genç bir mezun olarak ayrıldığımMarmara Üniversitesi'ne seçilmiş cumhurbaşkanı olarak geldim.

Bir kez daha üniversitemizin 2014-2015 eğitim yılının hayırlı olmasını, başarılarla dolu bir eğitim öğretim yılı olmasını temenni ediyorum.

"MAALESEF 3 POLİSİMİZ ŞEHİT OLDU"

Değerli hocalarım, değerli öğrenciler dün Sivas'ta çevik kuvvet polislerimizi taşıyan otobüsün kaza yapması neticesinde maalesef 3 polisimiz şehit oldu 33 polisimiz de yaralandı. Kocaeli'nden kalkan bir helikopterimizin düşmesi sonucu iki subay iki astsubayımızı kaybettik. Şehitlerimizin yakınlarına Allah'tan sabırlar temenni ediyorum. Yaralı polislerimizin içinde durumu ağır olanlar var, inşallah şifa bularak taburcu olurlar.

1. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILI

Sizlerde biliyorsunuz ki bu yıl 2014 yılında birinci dünya savaşının başlamasının 100'ncü yılını idrak ediyoruz. 28 Haziran 1914'te Ferdinand Saraybosna'da bir suikast sonucu öldürülmüş ardından da bütün Avrupa'yı ve Osmanlıyı içine alan büyük bir savaş başlamıştı. Bu yılın haziran ayından itibaren, bu savaşın yüzüncü yılına mümkün olduğunca dikkatleri çekmeye çalışıyorum. Özellikle üniversitelerimizin savaşla ilgili çalışma yapmaları, ortaya fazla eser koymaları benim çok arzu ettiğim bir durum.

"BU SAVAŞIN MERKEZİNDE OSMANLI VARDI"

Az önce Sayın Tabakoğlu hocamın ifade ettiği konu ki, sayın Topbaş da yapılan yerden devam etmek suretiyle tamamlamış olurlar. Ki arşivler konusuna girdiler, bende o konuya gireceğim. Birinci Dünya Savaşı'nı İngilizce Fransızca kaynaklardan okumak emin olun bizim adımıza özellikle de bilim camiamız adına çok yaralayıcı olur.

Bu savaşın merkezinde Osmanlı İmparatorluğu vardı. Yani İstanbul vardı. Birinci Dünya Savaşı'nı en iyi araştırabilecek, aydınlatabilecek olan bizim bilim insanlarımızdır. Bu savaşın en değerli belgeleri İstanbul arşivlerindedir, kütüphanelerdedir. Bu yıl Aralık ayında, birinci dünya savaşı dahilinde Sarıkamış'ın yüzüncü yılı idrak edilecek. 2015 yılı 1915 olaylarının da 100'ncü yıl dönümü olması hasebiyle bizi ayrıca meşgul edecek. 7 Aralık 2015'te unutulmuş bir zaferimizin yüzüncü yıl dönümüne ulaşacağız.

2023 yılına kadar bugünümüzü şekillendiren çok sayıda hadise gündemimize gelecek. Ülke olarak millet olarak, üniversite ve bilim camiası olarak bizim bu yüzüncü yıl dönümlerini verimli şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Ayrıca Başbakanımıza, YÖK'e, üniversite rektörlerimize bu yıl dönümlerini en iyi şekilde değerlendirme yönünde hatırlatmamı da yapmak istiyorum.

Birinci Dünya Savaşı neden bu kadar önemli? Yüzüncü yıl dönümü üzerinde neden bu kadar duruyoruz? Birinci Dünya Savaşı bugünümüzü şekillendiren, bugün bölgedeki tüm kriz ve çatışmaların fitilini ateşleyen bir savaştır. 1918'de sona ermiş ama etkileri her yıl artarak bugünlere gelmiştir.

"YAKLAŞIK 100 YIL ÖNCESİNE KADAR İSTANBUL'DAN İDARE EDİLİYORDU"

Şu anda Balkanlar, Kafkasya Kuzey Afrika'daki sınırlar Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı bakiyesi olan topraklar üzerinde oluşmuştur. Yaklaşık 100 yıl öncesine kadar Bosna'dan Yemen'e Gürcistan'dan Libya'ya kadar çok geniş bölge burada İstanbul'dan idare ediliyordu. Savaş sona erdiğinde ise, idare ettiğimiz topraklar bugünkü topraklardan daha dar bir sınır içine hapsedilmek istendi.

"ORTADOĞU, PETROL VE ÇATIŞMA BÖLGELERİNİ İŞARET ETMEK AMACIYLA KURULDU"

Ortadoğu'da sınırların belirlenmesi üzerinde bugün dikkatle durulması gereken bir konudur. 20'nci yüzyılın başına kadar dünyada Ortadoğu diye bir kavram yoktu. Yakın doğu vardı, uzak doğu vardı, Ortadoğu diye bir kavram kullanılmıyordu. Ortadoğu petrol ve çatışma bölgelerini işaret etmek amacıyla inşa edildi.

"MEŞHUR BİR ESPRİYİ HATIRLATMAK İSTERİM"

Birinci Dünya Savaşı'nın galibi olan egemen güçler Kahire'de bir masanın etrafına oturdular, ellerine bir cetvel aldılar sınırlar orada çizildi. Meşhur bir espriyi de hatırlatmak isterim. Ortadoğuda iki ülkenin sınırları düz zikzaklar çizer. O sınıra hala Churchill'in hıçkırığı adı verilir. Nedenini hocalarım bilir, oraya girersem biraz ayıp olur. Sınırlara baktığınızda keyfi çizildiğini görürsünüz.

Örneğin Şii mezhebine mensup halk üç ayrı devlete dağıtılmıştır, Türkmenler aynı şekilde. Lübnan'da sayıları az olan Durzi halk bile üç ayrı ülkeye dağıtılmışlardır. Suriye Irak Ürdün gibi ülke isimleri Birinci dünya savaşından sonra konulmuş isimlerdi.

"SINIRLARI TARTIŞMAYA AÇACAK DEĞİLİM AMA..."

Benim bu sözlerimden hiç kimse farklı manalar çıkarmaya çalışmasın. Sınırları tartışmaya açacak değilim. Böyle bir derdimiz yok. Hiçbir ülkenin sınırlarında iç işlerinde bizim gözümüz yok. Ülkelerin toprak bütünlüklerini savunmak noktasında Türkiye her zaman en ön safta olacaktır. Ancak burada coğrafi sınırların değil zihinlerdeki sınırların gönüllerdeki sınırların mutlaka ve mutlaka tartışmaya açılması taraftarı olduğumu belirtmek isterim.

Araplar Kürtler türkmenler aynı inancın değerlerin kültürün mensupları olduğu halde neden sürekli gerilim halindeler? Bu haritayı çizenler öyle istediler de ondan. Başka bir şey aramaya gerek yok. Bölgenin asli unsurları yüz yıl önce onları çatıştırmak için kurulmuş, edilgen aktörleri olmaya devam edecekler mi?

"BU CİNAYETLERİ KURGULAYANLAR İŞTAHLA SEYREDİYORLAR"

Araplar Kürtler Türkmenler birbirleriyle gerilim yaşarken bütün coğrafya üzülüyor ama bu gerilimi kurgulayanlar yüz yıldır ellerini ovuşturuyorlar. Çatışmaları kurgulayanlar başkaları, seyredenler başkaları. Adeta Ortadoğu toprağına pipet batırıp petrolü var gücüyle çekenler de başkaları. Ama ölenler biziz, kanı akanlar biziz. Bizim çocuklarımız, bizim kardeşlerimiz ölüyor. Bu cinayetleri kurgulayanlar iştahla seyrediyorlar.

"ZANNEDİYOR MUSUNUZ Kİ BARIŞ İÇİN ORADALAR"

Gelip buralarda on milyonlarca yüz milyonlarca doları bombalara atmak suretiyle oraya atanlar, zannediyor musunuz ki barış için orada bulunuyorlar. Hayır. Petrol kuyularını kendi tasarrufları altına almak için bunu yapıyorlar. Bakın burada açık açık sesleniyorum. Umuyorum ki arzu ediyorum ki benim bu sesimi feryadımı duyarlar.

Ey Şii kardeşim, Bağdat'ta camiye namaz kılanların arasına dalıp ibadet eden insanları katlettiğinde kimi sevindiriyorsunu bunu düşündün mü? Ey sunni kardeşim Kerbalaya dalıp çocukların ölmesine sebep olarak kimi sevindiriyorsun

EY IŞİD EY PKK...

Ey IŞİD ey PKK yaptığınız katliamlarla kimlerin değirmenine su taşıdığınızı hiç düşündünüz mü? Kimlerin hangi tür tasarımlarına alet olduğunuzu hiç düşündünüz mü?

Filistindeki taraflara sesleniyorum, anlaşmazlığın kimlerin işine yaradığını hiç düşündünüz mü?

İşte bu coğrafyanın tüm halkları, münevverleri, yazarları sanatçıları bu can alıcı soruları sormaya başlamazlarsa zihinlerindeki sınırları aşamazlarsa asırlar boyu yaşamaya devam ederiz.

Hiç çekinmeden tereddüt etmeden şunu da söyleyeceğim. Bu coğrafyada topraklara sınırlar çizilirken, maalesef bilinçli olarak münevverlerin, sanatçıların, idarecilerin zihinlerine de sınırlar konulmuştur. 100 yıl boyunca doğru soruları sormak mümkün olmamıştır.

Ortadoğu meselesi denildiğinde hep şunu söylenir "Araplar bizi sırtımızdan vurdu" denilir ve kapatılır. Filistin denildiğinde "Bize ne Filistin'den" denilir ve kapatılır.

Şii-Sünni gerilimi denildiğinde "Biz mi düzelteceğiz bize ne" denilmiştir. Kürt meselesi denildiğinde "Asker ilgilensin polis ilgilensin" denilmiştir. 1915 olayları denildiğinde "Duymayalım görmeyelim" denilmiştir. İşte bütün o kapatılan, sümenaltı edilen konular yüz yıl içinde birikmiş bütün coğrafyayı tehdit eden konular haline gelmiştir.

"HİZMET ERİ GÖRÜNÜMÜNDE YENİ LAWRENCE'LAR VAR"

Coğrafi sınırları, ülke sınırlarını kast etmiyorum. 100 yıl önce egemen güçlerden çil çil altın alarak Osmanlı'ya isyan edenler bu coğrafyaya ihaneti yapanlar vardı. Bunlar, saygı değer hocalarım, sevgili öğrenciler bugün de var. Lawrance Arap görünümlü bir İngilizdi. Şu anda ise ajanlar birer hain olarak kendi halkların içinden çıkıyor. Hizmet eri görünümünde, gazeteci-yazar görünümünde, terörist görünümünde yeni Lawrence'lerin çabaladığını görüyoruz. Hizmet diyerek, basın özgürlüğü diyerek, bağımsızlık savaşı ya da cihat diyerek Sykes-Picot anlaşmalarını yapanlar var.

"BÖLGE HALKININ UMUDU TÜRKİYE"

Bölge halkının umudu Türkiye'dir. Sınırları değiştirerek değil, ülkelerin içişlerine müdahale ederek değil. Doğru soruları sorarak, özgüven aşılayarak Türkiye zihinlerdeki sınırları ortadan kaldırabilir. Bunu yapacak olan en başta üniversitelerimizdir.

Türkiye 175 üniversitesiyle bir değişimin, bir dönüşümün alt yapısını oluşturmalıdır. hiç tereddüt etmeden, akademisyenlerimiz tarihçilerimiz bunu yapacak güçtedir. Yazarlarımız, sanatçılarımız, bürokratlarımız doğru soruyu sormak adına bölgenin umududur.

"ÖNCE BİZ SINIRLARI KALDIRACAĞIZ"

Önce biz kendimize doğru soruları soracağız. Önce biz sınırları kaldıracak statükonun baskısından kurtaracağız. Yeni Türkiye işte bir yönüyle de bu soruları sorabilen cevap üretebilen kavramdır. Yeni Türkiye yüz yıl önce zihinlerimize biçilen dar kıyafetlerden kurtulmak demektir.

"PENSİLVANYA'NIN PEŞİNDEN GİDENLERE TANE TANE ANLATMAK ZORUNDAYIZ"

Bu coğrafya içinde yaşanan her çatışma her gerilim yüz yıl önce tasarlanmıştır. Bu tasarımı bozmak bizim vazifemizdir. Terör örgütünün tuzağına düşen modern Lawrence'lerin peşine düşenlere tane tane anlatmak zorundayız. Pensilvanya'nın peşinden gidenlere tane tane anlatmak zorundayız.

Bizim uluhiyet anlayışımızda ne var bunu anlatmak zorundayız. Bizim inancımızda Allah'tan başka kimseye kulluk yoktur. Bunu sorgulayabilecek güce bir mümin kul sahip olmalıdır.
Ulaşabildiğimiz herkese bu büyük oyunu, büyük kumpası anlatmak zorundayız."



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Erdogan-dan-HSYK-Secimlerine-Ilk-Yorum/392100