Avukatlar Aranmalı, Özel Güvenlikler Kaldırılmalı

3 Nisan 2015 Cuma  11:01

Erdoğan, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın öldürülmesini çözüm sürecine indirilmiş bir darbe olarak niteledi. Erdoğan, “Olayı sadece malum terör örgütü bazında düşünmüyorum. Bu da bir başka terör örgütü. Ama şunu biliyoruz ki bu örgütün geçmişi, malum terör örgütünden daha eski. Tabii istismara konu olan durum da hepinizin malumu. Her zaman söylediğim şey, bu kadar saf olmaya gerek yok. Saf niyetle bakmayalım demiştik. Ve gerekçelerini nereye getirip dayadıkları ortada” dedi.

"Avukatlar aranmalı"

Yıllardır avukatların üstünün aranmasını savunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu söylediğinde diğer siyasetçilerin kendisine saldırdıklarını belirtti. Erdoğan şöyle devam etti:

“Nitekim bugün de işi avukatlara, ‘cübbelerinizi çıkarın ve rahat rahat içeri girin, size kimse bir şey yapamaz’ noktasına getirmişlerdir ki ben o düşüncede değilim. Artık adalet saraylarına, neresi olursa olsun, -dünyanın genelinde bu böyledir- avukatların da aranarak girmesi lazım. Aranmadan asla. Diğer görevliler de aranmalı. Hükümet, bu konuyu masaya yatıracaktır.

"Özel güvenlik kaldırılmalıdır"

Özel güvenlik teşkilatlarının gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Bence tarihi bir karar olacaktır belki de ama bunu bir tavsiye olarak da söylemiş olabilirim. Yani, Türkiye’nin bir emniyet teşkilatı var. Türkiye Cumhuriyeti, polislerimizle veya değişik bir şekilde yine emniyet teşkilatı adalet saraylarına yönelik bir koruma teşkilatını kendisi kurmalıdır. Özel güvenlik kaldırılmalıdır. Özel güvenlik teşkilatlarının hangi amaçla, kimler tarafından, nasıl kuruldukları hepsi soru işaretidir. Hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir konudur" dedi.

Sadece adalet saraylarında değil, birçok kurumlarda özel güvenliğin artık tarih olması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı, şöyle konuştu:

“Hatta stadyumlarda, hastanelerde görev tümüyle polislere bırakılmalı. Hastanelerde de zaman zaman mafyanın birçok teşebbüsleri oluyor. Onun için oralarda taşın altına vücudunu koyacak insanlara ihtiyaç var. Emniyet teşkilatımız, bu işleri yapacak güç ve kabiliyettedir. Ben özel güvenliğin tamamen kaldırılmasını arkadaşlarıma teklif edeceğim. Onların çoğu emekli zaten. Biz, şu ana kadar özel güvenlikten çok ciddi neticeler alamadık ki. Elinde taşıma ruhsatı olan, silahı olan varsa, hepsi geliyor buralarda görev alıyor. Veya elinde sadece cop var. Bunlar olaylara zaten müdahale edemez. Korkar, kaçar. Şimdi ben böyle söyledim diye rahatsızlık duyanlar olabilir. Bunların içinde yaşı, vesairesi müsait olanlar varsa zaten emniyete alımlar yapılıyor, gider emniyete müracaat ederler.”

"Yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor"

Ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Twitter hesabından yaptığı, ‘Savcının göz göre göre rehin alınmasını izleyen hükümet... İstihbarata sormak istiyorum. Bayrak, flama, silah, plastik kelepçe gibi eylem araçlarıyla adliyeye nasıl girdiler?’ açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi:

“Ama aynı parti, cübbeli olanlara müdahale edildiği zaman da adeta yırtınıyor, ‘nasıl müdahale edersiniz?’ diye. Oradaki özel güvenlik de büyük ihtimalle buna böyle bakıyor. Çok daha enteresanı, ‘bu malzemelerin adliyeye sokulmasında o gün yaşanan elektrik kesintisi etkili mi olmuştur?’ diyor. Bu elektrik kesintisi sadece adalet sarayında olmamıştır. Türkiye genelinde kesilmiştir ki araştırılıyor. ‘Adliyenin var olan jeneratörü devrede değilse, bu malzemelerin içeriye sokulmasında kimler yardım etmiştir? Hükümetin kesinti sonrası terör saldırısı olabilir açıklaması rehin alma olayında parmağı olduğunun göstergesi midir?’ diye soruyor. Ya hükümete böyle bir soru sorulabilir mi? Ne kadar yanlış bir soru. İnsaf. Yani, böyle bir rehin alma olayına, özellikle DHKP-C gibi kendisiyle bunca yıldır mücadele eden bir hükümete bu soruyu yöneltiyorsun. Yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor.”

"Davul zurnayla çıkacak"

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun ‘Bir ülkenin milli istihbarat teşkilatı, vazifesi olmayan işlerle uğraşırsa, cumhuriyetin savcılarının odası davul zurnayla basılır’ dediğini de belirterek, “Şu ifadeye bak. Şu anda ana muhalefetin başı davul zurnayla sokaklarda dolaşıyor. İfadelerden ben onu anlıyorum. Bu kadar çirkin ve çılgınca bir yaklaşım. Bitmiyor. ‘Toplumda hangi görüşten olursak olalım, hangi inançtan olursak olalım, teröre karşı ortak tavır sergilemek zorundayız’ diyor. Cenaze günü neredeydin? Gidip cenazede kendini gösterseydin. Bir milli birlik gösterisi yapsaydın. Niye orada yoktun? Bu sorunun cevabını vermen lazım” dedi.

Erdoğan şöyle devam etti:

“Berkin Elvan’ı, ‘bakkala ekmek almaya gidiyor’ diye tanımlayan sen değil miydin? Ekmek almaya gittiğine dair bir belgen var mı? Biz, emniyetin tüm belgelerini açıkladık. Elinde sapanla, demir bilyeyle terör örgütünün içerisinde nasıl resimlerinin çekildiği, hepsi açıklandı. Fakat bakın hâlâ bunu istismara devam ediyor. Onu asıl istismar eden sen oldun. Mezarına demir bilye atan malum. Hepsini gördük. Şimdi bunu bile şu anda hâlâ istismar ediyor. Ama öbür tarafta Burak Can’ın ne annesi ne babası kalkıp bu işin istismarını yapmadı. Aynı örgüt o gün Burak Can’ı şehit etti Okmeydanı’nda. O da bir insanlık dersi verdi. Aynen Özgecan’ın babası gibi. Bakın herhangi bir ses duyulmadı.”

“Tahrik ediyorlar”

“Terör anında Che Guevara’nın beresiyle görüntü verenler bile oldu. Silah, savcımızın başına dayanmış vaziyette. Ya bunu mu savunuyorsun? Bu nasıl bir muhalefet anlayışıdır?” diye soran Erdoğan, “İstanbul Baro Başkanı da o şekilde pozlar vermişti. Bunlar tahrikten başka bir şey değil. Diğer muhalefet partisinin başkanı (MHP lideri Devlet Bahçeli’yi kastediyor) zehir zemberek bir açıklama yapıyor. Terörü lanetliyor ama, ‘Berkin Elvan bir kez daha katledilmiştir’ diyor. Nasıl katledilmişse?” diye konuştu.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Avukatlar-Aranmali-Ozel-Guvenlikler-Kaldirilmali/394698