Başkan Türel: “Sıra Vizyon Projelerde”

20 Haziran 2017 Salı  17:33

Antalya’ya değer katacak vizyon projelere büyük önem verdiklerini belirten Türel, “Çünkü Antalya bu haliyle kalamaz.  Hepimiz dünya şehri Antalya, marka şehri Antalya diyoruz ama bunun içinin ne kadar dolu olduğu konusunda ciddi soru işaretleri var. 2004’te ilk aday olduğumda tanıtım kitapçığımın broşürüne birkaç şehir yazmıştım. Barcelona, Londra, Paris, New York, Miami, Dubai demiştim. Herkes Dubai’ye takıldı Menderes Türel Antalya’yı Arap ülkesi yapacak diye. Ondan önceki bütün şehirler Batı şehirleri, bunlar başarmışlar biz niye başarmıyoruz mantığını ortaya koymuştum.  Çünkü bizim onlardan çok daha fazla zenginliklerimiz var. Bizim onların çok daha ilerisinde olmamız lazım ” diye konuştu.
 
“HİZMET AÇIĞINI KAPATTIK”
Bugüne kadar hükümet ve yerel yönetimler olarak Antalya’daki hizmet açığını kapatmaya yönelik projelerle uğraştıklarına dikkat çeken Türel, şunları söyledi: “Yani alt yapı esasına dayalı projelere ağırlık verdik. Köprülü kavşaklar, raylı sistem projeleri bunlara dahil. Trafik, kanalizasyon sorunlarını çözmeye çalıştık. Bu gibi sorunları Antalya’nın gündeminden artık çıkartabilir hale geldik. Bunun için yerel yönetimlerde ilk beş senemizi de dahil edersek 8 senemiz geçti. Hükümet olarak da bir 14 -15 senemiz geçti. Şimdi işte sıra o vizyon dediğimiz projelere geldi. Boğaçayı Projesi, Konyaaltı Sahil Projesi, Lara Kurvaziyer Liman, Yat Limanı, Tünektepe, 3’ncü Etap Raylı Sistem projeleri dediğimizde, Kepezaltı’nda 3 bin 200 gecekondunun yıkılmasıyla muhteşem bir kentsel dönüşüm projesinin ortaya çıkacak olması dediğimizde Antalya’nın fotoğrafını çok daha farklı bir şekilde gözünüzün önünde canlandırabilirsiniz. Bizim derdimiz de bu zaten.”
 
BÜROKRATİK OLİGARŞİ
Bürokrasideki hantal yapının herkesin derdi olduğunu söyleyen Başkan Türel, şöyle konuştu: “Bundan başta Sayın Cumhurbaşkanımız bürokratik oligarşi diyerek şikayet ediyorsa bu hala Türkiye’nin maalesef çözmesi gereken önemli sorunlarından bir tanesidir. Bugün hala TBMM’de iç tüzük meselesini çözemiyorsak bu inanılmaz bir şeydir. Meclise gittiğimde hayretler içerisinde kalmıştım. Meclis 2’de 3’te açılıyor, akşam 9’dan 10’dan önce gündem konuşmaya sıra gelmiyor. Böyle bir şey hiçbir yerde olamaz.  Sadece gündem önergelerine meclisin 8 saati harcanıyor.  Ondan sonra da kanunlara 9’da başladığımızda sabaha kadar meclis çalışıyor diyoruz. Milletvekilleri de orada sabaha kadar kalmak durumunda kalıyor. Biz hala bürokratik oligarşiden meclisin içindeki iç tüzüğü çözememekten yana sıkıntıları olan bir ülke olarak açık ve net söyleyeyim Antalya’da 7-8 senede yapılanlar inanız bir mucizedir. Biz Tünektepe projesi dediğimizde 6 ay içinde Bakanlık ve Başbakanlık dahil izin alıyoruz. Hala bitmedi şu anda projeyi Başbakanlığa yazdık. Tam 4-5 Bakanlıktan genel müdür izinleri aldık. Kurvaziyer Limanımızı buraya gelmeden önce Sayın Başbakanımız imzaladı ve süreci tamamladık. Dakikası dakikasına takip ederek bunları çözebiliyoruz. Bunları ben her bürokratın, her Bakanın, Sayın Başbakanımızın, Sayın Cumhurbaşkanımızın masasında saat kaçta olduğunu, kaçta imzalandığına kadar takip etmesem şurada iki üç sene de tamamladığımız süreçler inanın 20 -30 seneyi de bulur. Zaten bunlar kolay olsaydı Antalya bunları daha önceden tamamlayabilirdi, aşabilirdi, çözebilirdi. Kolay olmadığı için hep bugünlere kadar sarktı geldi.”
 
“ÖNCELİĞİMİZ ANTALYA OLMALI”
Bu projeleri yapmaya kalktıklarında her zaman olduğu gibi yine aynı engellemelerle karşılaştıklarını ifade eden Başkan Menderes Türel,  şunları anlattı: “Konyaaltı Sahil Projesi, yap-işlet-devret formülüyle ihaleye çıkacak, Perşembe günü ihale var. Salı günü gazetelerde ihale haberini duyurduk. Proje Mimarlar Odası ile yaptığımız bir yarışma projesi. Bütün sivil toplum kuruluşları, meslek odaları tarafından görüldü, onaylandı. Ama ne zaman ki ben ihaleyi yapacağım dedim bir baktım “Konyaaltı sahili kapatılıyor, Konyaaltı sahiline peşkeş çekiliyor” diye muhalefetten bazı kesimler, sivil toplum kuruluşları maalesef döküldü geldi. 1999’da Konyaaltı sahilini Sayın Hasan Subaşı aynı mantıkla özelleştirdi. Çok da iyi yaptı. Plaj Minicity’e kadar Alke firması tarafından yapılarak işletildi. Ama ben o zamanları da hatırlıyorum. Girişine siyah çelenkler bırakıldı. Konyaaltı’nı peşkeş çekemezsin dediler, sonra onu diyenler o sahilden en güzel şekilde güneşlenerek denize girdiler. Hasan Bey’den sonra Muhittin Bey, yap işlet devret ile Konyaaltı’na proje uyguladı ve bu projeyle Baki İnşaat orada 15 sene hizmet verdi. Bizim yaptığımız tıpkısının aynısı. Biz bunu yapıyor iken aman yarabbi ‘Konyaaltı’nı halka kapatıyor’dan tutun ‘peşkeş çekiyor’a kadar duymadığımız laf kalmadı. Ve bir siyasi parti il başkanı çıktı ‘Bu ihalenin arkasında hatırlı kişiler var’ dedi, ertesi gün ihale yaptık katılan olmadı, ne oldu bu hatırlı kişilere? Ayıp yazıktır yani insanlara bu kadar ucuz iftira atılmamalı. İnsanların haysiyeti ve şerefi ile bu kadar oynanmamalı. Çıktım sordum, bu ihalenin arkasında hatırlı kişiler vardı demiştiniz nereye kayboldu bu kişiler? Keşke ihaleye katılan olsaydı ben o lafları çok güzel göğüslerdim önemli değil. Evelallah abdestimizden şüphemiz yok. Hepimizin önceliği Antalya olmalı. Bu maalesef siyasetin içerisinde benim ilk dönemimin sonuna doğru çok yoğun olarak yaşadığım, şimdi de aynı filmin yeniden dönmeye başladığı senaryo. Tabi ilk dönemde yaşadıklarımıza göre daha tecrübeliyiz.”
 
“ŞARAMPOL ÖRNEK OLACAK”
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, tabela kirliliği ile ilgili şunları aktardı:  “İlan, tabela, reklam yönetmeliğimizi iki gün önce meclisimizden geçirdik. Bir kere bu caddeye dikey tabela işinden vazgeçmemiz lazım. Dünyanın hiçbir yerinde tabelalar insanların gözüne gözüne giren şekilde değil, binaya, caddeye yatay. Bunu başarmamız lazım. Ayrıca artık teknoloji bize kolaylıklar tanıyor. Çok şükür buna başladık. Elektronik bir video kamera sistemi ile Antalya’nın bütün caddelerini ölçerek, manuel olmaktan çıkardık. Herkesin kaç m2 kaç cm2 tabelası, ilan reklam levhası olduğunu ölçüyoruz. Ve yönetmeliğimizdeki tarife neyse ondan artık tahakkukları kesiyoruz. Eskiden 10 m2’ye, iki m2 yazılıyormuş. Artık o tahakkuk kesildiğinde onun geri alınması ihtimali yok. Bize bu konuda şikayete gelenlere tabelanı küçült daha az öde diyorum. Bu da bir tetikleyici unsur olacak. Ama en önemlisi şu, güzeli gösterirsek çirkini kovarız. Şimdi Şarampol Projesi bittiğinde orada gidin tabela disiplinini görün. Bu Antalya’nın her yerinde çok rahatlıkla görüldüğünde, uygulayabilir hale geleceğiz. İyi kötüyü kovar. Halka bazen bazı şeyleri birden kabul ettirmek kolay değil. Bir de toplumun hazırlanması diye bir husus var. O yüzden bir anda toplumu hazırlamadan eyleme geçerseniz, siyasetçi olarak orada işiniz kolay olmuyor. O yüzden önce iyiyi göstereceğiz. Ondan sonra da herkes bizim önerimize bir şekilde kulak asacak.”
 
KALEİÇİ’NE BUTİK YAT LİMANI
Yat Limanı projesiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Türel, “Kaleiçi Yat limanı konusunda en büyük önceliğimiz yat limanını, yat limanı yapmak. Yat limanına bir yat limanı fonksiyonu yüklemek istiyoruz. Şuan orada sadece balıkçı teknesi ve tur tekneleri var. Bunu yapıyor iken de nitelikli turist getirmek istiyoruz. Antalya’da şu anda Setur var bir tane, kurvaziyer bittiğinde 450 yat kapasiteli bir yer daha olacak. Boğaçayı projemizde büyük limanın mendireğinin Doğu tarafında Konyaaltı tarafında bir 450-500 kapasiteli bir yat limanı daha olacak. Yani 3 tane büyük yat limanımız olacak. Kaleiçi Yat Limanı’nı butik bir yat limanına dönüştürüyoruz. İşletme mantığımız şu olacak; bağlama ücretini 1 hafta ücretsiz yapacağız. Gelecek tekne 1 hafta boyunca bağlama ücreti ödemeyecek, elektrik suyunu ödeyecek. Ama 1 hafta geçtikten sonra bağlama ücreti 10 lira ise oraya 50 lira ödeyecek. Muradımız orada sürekli bağlı olan yatlar değil, bir yat sirkülasyonu oluşturmak. Ve nitelikli turistlerle buradaki hareketin Kaleiçi’ne yansıması” şeklinde konuştu.
 
 



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Baskan-Turel-Sira-Vizyon-Projelerde/409413