Erdoğan: “Ekonomi İstihdamı Artırmalı”

3 Ekim 2017 Salı  16:08

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki AK Parti Grup Toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve davetlilere hitaben bir konuşma yaptı.
 
“EKONOMİMİZ DOĞRU BİR YOLDA”
Türkiye’nin bir yandan bölgesindeki krizlerle mücadele ederken, diğer yandan hedeflerine doğru ilerleme gücüne sahip bir ülke olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktada asla ihmal edilmemesi gereken alanların başında ekonominin geldiğini vurguladı. “Türkiye böylesine derin iç ve dış dalgalanmalarla karşı karşıyayken, ekonomide kontrolü elde tutmak kolay değil” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, küçük sarsıntılar dışında bunun başarıldığını belirterek, yılın ilk yarısında elde edilen 5,1 düzeyindeki büyüme rakamının ekonominin doğru bir yolda olduğunu gösterdiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımların ve tüketim ile birlikte artmasını da sağlıklı bir büyüme eğilimi olarak değerlendirdi.
 
“FAİZLERDEKİ DÜŞÜŞ, İSTEDİĞİMİZ NOKTADA DEĞİL”
Faizlerdeki düşüşün istenilen noktada olmadığını belirterek, bu düşüşün sağlanamaması durumunda birçok musibetin beklenebileceği uyarısı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasa faizlerinin yüzde 20’lerde olduğu bir ülkede, yatırımcının yatırım yapamayacağını ve istihdamın artmayacağını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında, “Bizim faizci akıllarla, faiz lobilerinin yaklaşımlarıyla adım atamayız. Eğer onlarla adım atarsak sadece onları ihya ederiz, buna dikkat etmemiz lazım” diye konuştu.
 
“KISMİ YÜKSELİŞ YAŞANDI”
Merkez Bankası’nın ve ilgili diğer kurumların kararlı politikalarıyla, Türk Lirasındaki değer kaybının durarak kısmî bir yükseliş yaşandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek faiz sebebiyle enflasyonda düşüşün hâlâ sağlanamadığını söyledi ve şu değerlendirmelere yer verdi: “Yüksek faiz, asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir, hep onun önündeki en önemli engeldir. Bunun bir defa kararını öyle veya böyle vermemiz lazım. Çünkü doğru orantılıdır, faiz düşerse enflasyon düşer, faiz yüksek olursa aynen o da yüksek olur. Ama şu andaki anlayış ne? Ters orantılıdır. Hayır, ters orantılı değil, işte bunu gördük. Göreve geldiğimizde faiz yüzde 63’tü, biz bunu aşağıya doğru çekmeye başladık. Ve enflasyon yüzde 30 civarındaydı, faizi aşağı çektikçe enflasyon da düştü, ne zaman ki 4.6, faizi buraya çektik, enflasyon da tek haneli rakamda ciddi bir düşüş ortaya koydu. Ama bunu hâlâ anlatamıyoruz, bunu bir defa halletmemiz lazım.”
 
İŞ BİRLİĞİ PROJELERİNİN ÖNEMİ
Orta Vadeli Programın geçen hafta kamuoyu ile paylaşıldığını hatırlatarak, programın geçen yıla göre daha cesur, daha özgüvenli ve daha büyük hedeflere yönelik olarak hazırlanmış olmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsen daha yüksek rakamları yakalayacağımıza inanıyor olsam da hem 2017 yılı, hem de önümüzdeki üç yıl için belirlenen yüzde 5,5’luk büyüme hedefi memnuniyet vericidir. Bu programda yer verilen kamu-özel sektör iş birliği projeleri, altyapı ve üstyapı yatırımlarının tamamlanma süresinin kısaltılmasına yapacağı katkı bakımından önemlidir” değerlendirmesine yer verdi. Kamu-özel sektör iş birliği projelerinin ekonomik faydalarının, sadece maliyetle sınırlı tutulmaması; aynı zamanda erken ve yüksek kaliteyle tamamlandıkları gerçeğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tür projelerin yabancı sermayeyi teknoloji paylaşımları başta olmak üzere yabancı ortaklıkları cezbetmesi gerekiyor. Yeni küresel değer zincirinin üretim yanında araştırma-geliştirme tasarım ve marka gibi aşamalarında da yer alabilmemiz buna bağlıdır” uyarısında bulundu.
 
TÜM TARAFLARIN KAZANACAĞI BÜYÜME MODELİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Hedeflerimize sadece yabancı sermayeyle ulaşamayacağımız gibi kendi teknoloji geliştirme kapasitemizi oluşturarak küresel pazarlara erişimi sağlayabilmemizin güçlüğü de ortadadır. Öyleyse yapmamız gereken, küresel sermaye, yabancı teknoloji, yerli yetenekler, iç piyasa talebi ve devlet desteği olarak ifade edebileceğimiz dört ayaklı bir politikayı hayata geçirmektir. Uluslararası şirketlerle yerli şirketlerin iş birliğine gitmesini sağlayıp bu girişimleri de devlet desteğiyle tahkim ederek tüm tarafların kazanacağı bir büyüme modeli oluşturmalıyız. Bu modeli başarıyla uygulayan Çin, ilk ticari hızlı trenini daha 10 yıl önce raylara koymuşken, bugün dünyanın tamamından daha uzun, tam 20 bin kilometrelik bir hızlı tren ağına sahip hâle gelmiştir. Daha önemlisi, bu tecrübesini ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyaya ihraç etmektedir. Bizim de bunu yerli otomobilden savunma sanayimize, tıbbi cihazlardan raylı sistemlere ve ilaçtan kimya sektörüne kadar birçok alanda başarmamız gerekiyor. Bunun için gereken potansiyele fazlasıyla sahibiz.”
 
“YASTIKTAKİ, KOLUNUZDAKİ ALTINLAR SİZE KAZANDIRMAZ”
Varlık Fonu’nun içeride ve dışarıda ihtiyaç duyulan yatırımların katalizörü olacağını ümit ettiklerin; ancak fonun henüz böyle bir kapasiteye kavuşmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sıkıntıyı da en kısa sürede aşarak Varlık Fonunu büyüme için ihtiyaç duyduğumuz yatırımların en önemli destek unsuru hâline getireceğimize inanıyorum” dedi. Hazine Müsteşarlığı’nın 2 Ekim tarihi itibariyle Ziraat Bankası şubeleri aracılığıyla talep toplama işlemleri başlayan altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikaları uygulamasını da önemli bulduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırıma ve üretime dönüşemeyen yastık altında ve kolda tutulan altınların sahibine bir şey kazandırmayacağını söyledi. Söz konusu modelin, yastık altı ziynet eşyalarının ekonomiye kazandırılmasına imkân sağlayacağına ve sahiplerine de kazandıracağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşlarımızı yastık altındaki altınlarını bu şekilde değerlendirerek hem kendine, hem ülkemizin büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamaya davet ediyorum” diye ekledi.
 
“İHRACAT HEDEFİNE DOĞRU İLERLEMELİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyüme ve istihdam hedeflerimize ulaşmamızın itici gücü ihracattır. Orta Vadeli Programda ihracattaki büyümenin, ithalattaki artışın üzerinde belirlenmesi cari açığı kontrol altında tutacak bir ihracat artışının hedeflendiğini gösteriyor. Adeta psikolojik bir sınır hâline gelen 150 milyar dolar rakamını evvel Allah çoktan aştık. Artık 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize doğru hızla ilerlemenin yollarını arıyoruz, aramalıyız. Şehirlerimizin ihracat imkânları ile ülkelerin ithalat ve ihracat profillerini eşleştiren, dolayısıyla hedef pazarları adresleyen çalışmaları genişleterek sürdürmeliyiz. Türk ticaret merkezlerinin yaygınlaştırılması ve Türkiye Tanıtım Grubunun çalışmaları da hem potansiyel alıcıların kolaylıkla erişimi, hem de yurt dışındaki itibarımızın yönetimi açısından kıymetlidir. Artık tanıtım çalışmalarımızda yabancı gazetelere tam sayfa ilan vermenin ötesine geçerek, ülkemizin yatırım ve dış ticaret alanındaki desteklerini ikna edici bir şekilde ortaya koymamız şarttır.”
 
“BÜYÜMENİN İSTİHDAMA YANSIMASI GEREKİYOR”
Orta vadeli programda istihdamda her yıl 1 milyonun üzerinde artış öngörüldüğüne değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 15 yılda istihdam artışının hep yüksek olduğunu; ancak gençlerin ve kadınların işgücüne katılım düzeyi çok güçlü şekilde gerçekleştiği için işsizlik oranlarının düşüşünün yavaş olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tecrübeden hareketle, istihdam konusundaki hedeflerin biraz daha yüksek tutulması gerektiğini ifade ederek, “Çünkü istihdam demek, sadece iş bulmak ve para kazanmak anlamına gelmiyor, erkeğiyle, kadınıyla, genciyle her yeni istihdam daha huzurlu bireyler, daha huzurlu aileler ve daha huzurlu toplum, ülke anlamına geliyor” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlayışla, orta vadeli programda işsizlik sigortasından yaşlılık aylıklarına, sosyal yardımlardan aktif iş gücü programlarına kadar insanımızın hayatına dokunan her konuya özel ehemmiyet vermeliyiz. İstihdamı arttırmayan hiçbir ekonomik başarının bizim nezdimizde kıymeti yoktur. Bunun için son dönemde yaşadığımız ekonomik sıkıntılarla mücadeleyi istihdam odaklı bir anlayışla başlattık” dedi.
 
“NİMET-KÜLFET DENGESİNİ DOĞRU ŞEKİLDE KURMALIYIZ”
Uygulanan proaktif ekonomi yönetiminin bütçe açığını bir miktar arttırdığının farkında olduklarını, önümüzdeki yılların programlarının yine mali disipline dikkat edilerek uygulanacağını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bununla birlikte, içinde insanın olmadığı, halkı mutlu etmeyen bir ekonomi politikasının, velev ki tüm rakamlar, tüm hedefler tutturulsa dahi anlamlı olmadığına inanıyorum. Yapmamız gereken, hem hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacak, hem milletimizi mutlu edecek, hem de mali kontrolü elden kaçırmayacak bir ekonomi yönetimi anlayışına daha sıkı sarılmaktır. Bu çerçevede icap ettiğinde vergi artışı yapılmaz mı? Elbette yapılır. Ama bir şartla. Ortaya çıkan yükü doğru hesaplayarak millete bunu en baştan izah etmemiz, insanları yapacakları fedakârlıkla elde edilen kaynağı nereye kullanacağımıza ikna etmemiz şartıyla tabi ki bunu yapabiliriz.” ‘Ben yaptım oldu’ anlayışının her konuda olduğu gibi ekonomi politikalarında da yerinin olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim milletimize taahhüdümüz, ekonomide nimet-külfet dengesini en doğru şekilde kurmaktır. Geçtiğimiz 15 yılda bunu önemli ölçüde başardık, inşallah önümüzdeki dönemde de bunu başaracağız” sözlerine yer verdi.
 
Konuşmasının sonunda TBMM’nin yeni yasama yılının hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, hafta sonunda Afyon’da milletvekilleri ile istişare toplantısında bir araya geleceğini açıklayarak ve AK Partili milletvekillerine çalışmalarında başarılar dileyerek tamamladı.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Erdogan-Ekonomi-Istihdami-Artirmali/410005