KKTC'li Turizmci Altınör :Doğru Hamlelerle Turizm Sektörünü Kurtarabiliriz

10 Nisan 2020 Cuma  20:16

Altınör  “Turizm sezonu iyi geçmese bile en azından kötü geçmemesini sağlayabiliriz” diyen iş insanı Fahri Altınör, bu konudaki uzman ve yetkin kişilerden oluşturulacak bir komiteyle sezon başlamadan gerekli adımların atılması için karar üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Her yıl iç turizmden çok ciddi şekilde yönelen bir oteliz ve iç piyasadan çok ciddi bir müşteri portföyümüz var” diyen Fahri Altınör, halkımızdan bugüne kadar çok ciddi bir destek gördük. Otelde her sezon dönem dönem yüzde 50 oranlarında yerli turist vardı. Bu dönemde artık mümkün olan tüm alımlarımız iç pazardan yapmalıyız. Bu sezonda iç pazara yönelik ciddi çalışmalarımız olacak. Döviz artışına rağmen fiyatları değiştirmeden kampanyalar yapılacak ve geçtiğimiz yılın fiyatları uygulanacak” şeklinde konuştu.
Düğünlerin oteller için ciddi bir gelir kaynağı olduğunu da söyleyen Altınör, “Kimse virüs salgınından dolayı düğününü ertelemesin. Düğün kutsaldır, bir ailenin başlangıcıdır. Nerede yaparsanız yapın ama düğününüzü yapın. Hiçbir şey sizin mutluluğunuz önüne geçmesine izin vermeyin. İşin ekonomik boyutları bir şekilde atlatılır” önerisinde bulundu.
“KARŞILAMA VE ORGANİZASYONU PROFESYONELLERE BIRAKIN”
Ülkeye tahliye edilen vatandaşlarımız ve öğrenciler konusuna da değinen Fahri Altınör, ülkeye getirilen vatandaşlar için gerçekleştirilen organizasyonların siyasiler tarafından yapılmasını eleştirdi. “Lütfen bu gelen öğrencileri siyasiler karşılamasın, siyasilerin ve yetkilerin burada işi yok. Ülkeye gelen vatandaşlar bakanları karşılarında görünce tabi istek ve arzuları artıyor. Ülkede şu an çalışmayan turizm acenteleri var. Bıraksınlar da bu işleri profesyonel olarak hali hazırda gerçekleştirebilen turizm acenteleri yapsın. Acenteciler bu işi en iyi şekilde yapabilecek bilgi ve donanıma sahiptir. Siyasiler değerli vakitlerini bu operasyonları yürütmekle harcamayıp bunu profesyonel ellere bıraksınlar” dedi.
“YAZ AYLARINDA KIBRIS’A GELMEK İSTEYEN BİR KİTLE VAR”
“KKTC olarak aldığımız önlemlerle virüsün yayılımını kontrol altına almış bulunmaktayız. Fakat uçuşları açtığımız anda aldığımız tüm önlemler sıfırlanır. Uçuşları açmazsak ise ekonomik olarak zarar göreceğiz” diyen Altınör, “Bu ülkede ev sahibi olan yaklaşık 20-30 bin yabancı uyruklu var. Aileleriyle ülkeye geleceklerini hesaplarsak yazı Kıbrıs’ta geçirmeyi hayal eden 60 bin insan var. Diğer yandan Kıbrıs’ta akrabası ve ailesi olanlar var onlarda dâhil yaz aylarında Kıbrıs’a gelebilecek 100 bine yakın kişi var. Yazını Kıbrıs’ta geçirmeyi planlayan bir kitle var dışarıda ama bu kitle normal şartlarda otelleri kullanmayan bir kitledir” şeklinde konuştu.
“DOĞRU HAMLELERLE TURİZM SEKTÖRÜNÜ KURTARABİLİRİZ”
Bir müddet sonra ülkeye uçuşların kontrollü şekilde açılması gerektiğini savunan Altınör, “Kıbrıs’a gelmek isteyen herkesi karantina otelinde kalmaya mecbur edeceğiz. Ülkeye gelmek isteyen herkes kendi masraflarını karşılayarak karantina otellerinde kalacak. Ve otellerde bu işten kazançlı çıkacak.
Bizim öngörümüz Eylül sonu Ekim gibi normalleşme sürecine girebileceğimiz yönündedir. Eğer bu uygulamayı hayata geçirmeyi başarırsak, turizm sektörünü bir nebze kurtarabiliriz.
Ülkeye gelmek isteyen bir kitle var ama biz bu kitleyi ülkeye girişte serbest bırakırsak sağlık açısından sorun olacağı için bunu yapmamız mümkün değil. Eğer bu kitlenin ülkeye gelmesene hiç izin vermezsek de bu kez de hali hazırda daralmış olan ekonomik durum daha da kötü olacak” diyerek, bu konudaki önerilerini açıkladı.
“ÜLKEYE KALİTELİ TURİST ÇEKMELİYİZ”
“Turizm sezonundan alnımızın akıyla çıkmak istiyorsak, otellerin, restoranların ve plajların faal şekilde olmasını istiyorsak ciddi planlamalar yapmalıyız. 2-3 günlük, 1 haftalık turist değil, uzun süreli konaklama yapacak müşteri profiline ihtiyacımız vardır. Bizim artık ülkeye kaliteli turist çekmemiz gerekiyor. Uzun süreli gelen turistlerin ekonomiye katkısı çok daha fazladır. Bu dönemde sağlık turizminin artmasını da sağlayabiliriz. Bu ülkeye kaliteli turist gelmesini sağlayacağız ve karantinada kendi parasıyla kalmayı kabul eden turist ülkeye gelecek. Bu ülkeye geldiğinde bilecek ki önce 7 veya 10 gün karantinada kalacak daha sonra kendi evine ya da tatilini geçireceği bir otele gidebilecek. Karantina sonucunda kişilere moleküler test yapılacak ve taşıyıcı olup olmadığı da ortaya çıkacak. Yani 1 hafta tatil yapmak isteyen değil, uzun süreli tatil yapacak olanlar bizim ülkemizi tercih edecek” diyen Altınör, bu yıl dünyanın turizmde göz bebeği olan hiçbir Avrupa ülkesine turistlerin adım atmayacağını vurguladı. Bu yıl Avrupa’ya gidemeyen zengin turistlerin yeni gözdesi olabiliriz” şeklinde konuştu.
“KARANTİNA OTELLERİ UYGULAMASINI DEVAM ETTİRMELİYİZ”
“Eğer ekonomik olarak bize yararlı olacak turisti ülkeye çekersek ve sağlık alanında da gerekli tedbirleri en doğru şekilde alırsak, iyi bir planlama ve zeki hamlelerle turizm sezonu iyi olmasa bile en azından kötü olmayacak” şeklinde konuşan Fahri Altınör, Cesur hamlelere ihtiyacımız olduğunu söyledi. Altınör, bu karantina otelleri uygulamasını devam ettirip turizm sezonunda da kullanabileceğimizi savundu.
“OTELLERİ ÖLDÜRMEDEN YAŞATMAYA BAKMALIYIZ”
Altınör, “100 milyon dolarlık yatırım var. Oteller ciddi sermayelerle kurulan işletmelerdir. Eğer devletten arsa kiralanmadan inşa edilen bir otel varsa devlet, elektrik indirimi, vergi indirimi gibi farklı uygulamalarla destek sağlamalı. Bu adaletsizlik ya da haksızlık olmaz. Devlet tarafından boş verilen arazinin üzerinde ciddi yatırım yapanlar da var. Büyük sermaye ile inşa edilen bu otelleri öldürmeden yaşatmaya bakmalıyız” dedi.
“BU YÜKÜ SADECE DEVLETİN SIRTINA YÜKLEYEMEYİZ”
Altınör, “Kıbrıs’ta iki tür turizm potansiyeli var. Birisi ‘sunshine’ turizmi dediğimiz deniz, kum ve güneş, diğeriyse casino turizmi. Bu dönemden sonra casino turizminin kötü geçeceği herkes tarafından bilinen bir gerçek. Özel sektör işletmeleri 2 ay içinde açılabilir ama casino ve otellerin ne zaman açılacağı belirsiz ve bu süreç uzayabilir. Casino ve otellerin 6-7 ay kapalı kalması halinde, ne otel sahiplerinin ne de devletin 20 bin turizm sektörü personelinin yükünü çekmesi mümkün değil.
Casino sektörünün maaş skalasına baktığımız zaman; üst ve orta düzey yönetim kadrolarının çektiği maaşın yüzde 50 oranında olduğu biliniyor. Yani 20 kişi yüzde 50, 80 kişi ise diğer yüzde 50’sini alır bu maaşın” dedi.
“BİRİLERİ ‘FEDA’ DEMELİ”
“2-3 ay casino sektöründe maaş almadan çalışabilecek ve maaşını diğer casino çalışanlarına bağışlayabilecek kadar iyi durumda olan yönetim personelleri var. Örneğin bir başbakan, bir müsteşar kadar maaş alan casino müdürleri var. Casino çalışanlarının maaşları özel sektöre göre çok iyi düzeydedir. Özellikle casinolarda sorumlu ve yetkili konumunda olan personelin bu süreçte diğer ihtiyaçlı ve zor durumdaki alt kademe çalışanlarına maaşlarından feragat ederek destek vermeleri lazım” diyen Fahri Altınör, “Bu sektörde yüksek kazanç elde edenler kendi maaşlarından feragat etmelidir. Casino çalışanları kendi aralarında bir maaş düzenlemesi yapmalıdır. Üst ve orta düzey yönetim kadroları, marketing (pazarlama) çalışanları ciddi rakamlarda maaşlar alıyor. Bu rakamların bir kısmını hatta Mart ayı maaşlarının tamamını bağışlayıp casinoların alt kadrolarındaki, yani pasta diliminin en ufak kısmında yer alan personele destek çıkmalıdırlar. Devlette katkı yapacaksa bu alt kadrolara yapacaktır. Her şeyi devletten beklememeliyiz. Sadece tek taraflı destek olmaz” diyerek, aylık 50-60 bin TL maaş alan üst düzey yöneticiler olduğunu belirtti.
2018 yılından beridir casino sektörünün zor durumda olduğunu, 2 yıldır casino sahiplerinin özveriyle ve öz kaynaklarıyla bu işi yürüttüklerini savunan Fahri Altınör, “Eğer bu dönemde birileri feragat edecekse bu casino sektöründen yıllardır ciddi kazanç elde eden yönetim kadroları olacaktır” şeklinde konuştu.
“MEVDUAT SAHİPLERİNE 1 YIL FAİZ VERİLMEMELİ”
“Özel sektörde tüm yönetim kadroları bir şekilde maaşlarından kesintiyi bu dönemde kabul etmek zorundadır. Alt kadroların yaşayabilmesi için yönetim kadroları kendi maaşlarından feragat etmelidir” diyen Altınör, “Bizim kavgamız kendi aramızda olmasın. Yüksek mevduat faizlerinden dolayı yıllarca yüksek kredi faizi yiyen özel sektörün tek göz dikeceği yer devletin kasası değildir. Ülkedeki toplam mevduat 30 milyar TL civarında, tüm borçları dışarıya çıkardıktan 10 milyar TL civarında mevduat fazlamız var. Bankaların bu yıl mevduat faizlerini mevduat sahiplerine ödememesi lazım. Tüm borçların 1 yıl boyunca faizsiz şekilde ertelenmesi ve mevduat faizleriyle bu farkın kapatılması lazım. Mevduat sahipleri yıllarca bu faizleri aldı zaten, bir müddet te almasınlar” dedi.

“BANKALAR BU KADAR RAHAT OLMAMALI”
“Gözümüzü devletin kasasına değil asıl parası olan sektöre yani bankalara dikmeliyiz. Halkımız yıllarca bankalardan yüksek faizli kredi aldı. Krediyi ödeyen ödeyebildi ödeyemeyenin evi gitti arabası gitti.
Şimdi adalet zamandır. Eğer bankalar elini taşın altına koymazsa, herkes mevduatını çeksin bankalar cezalandırılsın” diyen Altınör, Kıbrıs’ta kazandığı parayı Kıbrıs’ta tutmayan da olduğuna ve bu kişilerin de bilindiğine dikkat çekerek devletin bu kişilere gerekli yaptırımı uygulaması gerektiğini savundu.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/KKTC-li-Turizmci-Altinor-Dogru-Hamlelerle-Turizm-Sektorunu-Kurtarabiliriz/414069