Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanlığı, Medikal Onkoloji Ünitesi tarafından düzenlenen 1. Gastrointestinal Kanserler Konferansı Serik ilçesi Belek beldesinde devam ediyor. Konferansla ilgili basın toplantısı düzenleyen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şuayip Yalçın, kolon kanserinin tüm kanserlerin yüzde 8'ini oluşturduğunu ve sindirim sisteminin en sık görülen kanseri olduğunu söyledi. Kolon kanserlerinin kadınlarda meme kanserinden sonra ikinci, erkeklerde ise akciğer ve prostat kanserinden sonra üçüncü sırada yer aldığına değinen Yalçın, Türkiye'de her yıl 12 bin yeni kolon kanseri vakasının beklendiğini kaydetti. Kolon kanserinin genelde 50 yaş üstü insanlarda görüldüğünü anlatan Yalçın, kolon kanserlerinin yağlı ve kırmızı eti fazla tüketme, şişmanlık ve sebze ve meyveyi az tüketme ile az lifli gıda tüketmekten kaynaklandığını söyledi.
Kolon kanserinde tedavi başarısının en önemli faktörün kanserin evresi olduğunun altını çizen Yalçın, ''Kolon kanserlerinde erken tanı da tedavi başarı oranı oldukça yüksektir. Kalın bağırsak kanseri erken tanı konulduğu yüzde 90-95 oranlarında başarı sağlanılıyor. Ancak hastaların sadece beşte birinde erken tanı konabilmektedir. Bu hastalarda cerrahi yeterlidir. Anak tümörün bağırsak duvarı boyunca ilerler veya lenf düğümüne sıçraması halinde cerrahi ile başarı oranı yüzde 40-60 iken cerrahi sonrası uygulanan kemoterapiden sonra hastalarda başarı oranı yüzde 80'lere çıktı'' şeklinde konuştu.
Kolon kanseri hastalarının, hastalığın ileri evrelerinde kemoterapi tedavisi gördüklerini kaydeden Yalçın, ''Tümörlere yönelik yani hedefe yönelik ajanların ortaya çıkışı ile kemoterapinin etkinliğinde anlamlı artış sağlandı. Türkiye'de kolon kanserinde hastaneye başvuru geç olduğu için genellikle ileri evrede tanı konuluyor. Bu nedenle toplumsal farkındalığın artması ve kalın bağırsak kanserine yönelik olarak 50 yaş üstü bireylerde kolon kanseri taraması yapmak gerekmektedir. Bunun için yıllık dışkıda gizli kan bakılması ve 10 yılda bir kolonoskopi uygulanmasını öneriyorum'' dedi.
ÜLKEMİZDE KANSER FOBİSİ VAR
"Normalde kolon kanserine yakalanma riski 70 yaş bizde ise ortalama yaş 60 civarında" diyen Yalçın şöyle konuştu:
"Türkiye'nin ortalama yaşı 70'leri aşmaya başladı. Eğer biz bir kaç yıl daha 80 ortalama yaşlara kadar yaşam süresi uzarsa bu kanserin 2-3 kat artabileceğini tahmin ediyoruz. O nedenle Türkiye'de mutlaka bireylerin kolon kanseri konusunda mutlaka dikkatli olmalı ve tarama programlarından yararlanmalarını ve egzersiz yapmalarını öneriyoruz. Türkiye ye tedavi yönünden iyi, dünyada üst standartlarda tanı ve tedavi uygulanıyor. Ancak bizim ülkemizde diğer çalışmalarda gördüğümüz gibi özellikle korku nedeniyle kanser fobisi var. Ülkemizde maalesef. Kanseri amansız hastalık olarak biliyorlar. Oysa hiçbir kanser artık amansız değil.
Hepsinin tedavi seçenekleri var. Yeter ki hastaların erken döneminde tedavi için başvurmaları en önemli faktör olarak görüyoruz."
HEDEFE YÖNELİK AJANLAR
Kolon kanserinde hedefe yönelik ajanlar geliştirdiklerine değinen Yalçın, ''Geliştirdiğimiz bu ajan ilaçlar, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini arttırdı. Bu ilaçlardan bazıları tümörün kullanılmasını azaltıyor ve kemoterapi ilaçlarının etkinliğini arttırıyor. Önceden kolon kanserinde tedavi ancak çok erken evrede mümkün olurken bu şekilde tedavi edilebilen kanserlerin en önde gelenlerinden birisi haline gel" dedi.
HIZLI YEMEK MİDE KANSERİ RİSKİNİ 5 KAT ARTTIRIYOR
Türkiye'de 150 bin civarında kanserli hasta bulunduğunu ve mide kanserli hastaların yüzde 55.7'sinde bir yada daha fazla tanı konmuş mide hastalığının bulunduğunu ifade eden Yalçın, en sık görülen mide hastalıklarının gastrit ve ülser olduğunu kaydetti. Yalçın, mide kanserli hastaların yüzde 12.3'ünün, kontrol grubundaki kişilerin ise yüzde 8.5'inin ailesinde mide kanserli hasta bulunduğunu dile getirdi. Yalçın, ''Hızlı yemek mide kanseri riskini 5 kat arttırıyor. Yemekleri çok sıcak yemek de mide kanserine yakalanma riskini 3.3 arttırıyor. Yemeklerin tuzlu yenilmesi riski önemli derecede arttırıyor. Sofrada tadına bakmadan yiyeceklere tuz eklenmesi de mide kanserine yakalanma riskini yaklaşık 4.2 kat arttırıyor'' diye konuştu.
Her gün içilen tuzlu ayranın mide kanseri riskini 1.8 kat arttırdığının saptandığını belirten Yalçın, tuzlu tereyağının her gün kullanılmasının ise mide kanserine yakalanma riskini 1.5 kat, tuzlu çekirdeğin ise 1.3 kat arttırdığının saptandığını söyledi. Her gün turşu tüketiminin mide kanseri riskini 7 kat arttırabileceğini anlatan Yalçın, hazır çorbalar, tavuk bilyonlarının da bu anlamda risk oluşturduğunu ifade etti. Yalçın, sık et tüketimi, şekerli gıdalar ve gazlı içeceklerin de mide kanseri riskini arttırdığını dile getirdi.
Mide kanserinden korunmak için yeşil yapraklı sebzelerin, soğanın ve sarımsağın günde en az bir defa tüketilmesinin gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Yalçın, turunçgillerin sık tüketilmesi ile mide kanseri riski arasında anlamlı bir ilişki tespit edemediklerini kaydetti.