Talat bir soru üzerine Rum tarafında gelişen olaylardan -Kıbrıslı ve insan olarak- memnun olmanın mümkün olmadığını, ayrıca Rum ekonomisinin gerilemesinin bizi de olumsuz etkilediğini kaydederek, her şeye rağmen olumsuzluklardan olumluluk çıkarmak gerektiğini anlattı. Talat, yaşanan ekonomik krizin çözüme olan ihtiyacı bir kez daha kanıtladığını ve burada önemli olanın bunu halka anlatmak olduğunu, özellikle de Rum halkını bu bilince ulaştırmanın uygun zamanının geldiğini belirtti.
Talat, Rum tarafındaki ekonomik çöküntünün finans sektöründen kaynaklandığını hatırlatarak, Rum tarafındaki bankaların elindeki mevduatları yatırıma yöneltemediğini ve Yunan devlet tahvillerine yatırdığını, halbuki çözüm olsaydı örneğin, Maraş’a yatırımın önünün açılmış, birçok başka alanlara yatırım olanağının doğmuş olacağını ifade ederek, ekonominin kriz yaşamaması ve gelişmeye devam etmesi için çözümün önemine yeniden dikkat çekti.
SÜREÇ ÇÖKTÜ
Başka bir soruyu değerlendiren Talat, Eroğlu’nun görüşmeleri kendisinin bıraktığı yerden başlayarak sürdürdüğünü, ancak sürükleyemediğini kaydetti. Talat, “Süreç, bugün çökmüştür” dedi.
Talat, şimdiki kriz ortamında Rum tarafını olumlu yönde etkilemenin daha kolay olabileceğini de sözlerine ekledi.
AB’Yİ ELEŞTİRMEK YANLIŞ
Başka bir soru üzerine Talat, Rum tarafının ekonomisinin, bankalardaki birikimlerin Yunan tahvillerine yatırılması nedeni ile çöktüğünü söyledi ve bu konuda AB’yi eleştirmenin anlamlı olmadığını söyledi. Talat, bu çerçevede AB’ye olan güvenin sorgulanmasının ancak abesle iştigal olacağını söyledi.
Görüşme sürecinin başlaması halinde tutumunun ne olacağının sorulması üzerine Talat, süreci kesinlikle destekleyeceğini söyledi ve “Süreci desteklemek başka, çözümden ümitli olmak başka bir şeydir” dedi.
ÖLÜMCÜL İHTİYAÇ
Bir soru üzerine Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili dışarıdan gelecek yardım ve destekleri memnuniyetle karşılamak gerektiğini söyleyen Talat, çözüme ölümcül derecede ihtiyaç olduğunu ifade etti.
PROGRAM YOK
İç konulara da değinen Talat, esnafın, hayvancının çok kötü durumda olduğunu vurguladı. Devletin yıllardır çalışanları hayat pahalılığı karşısında korumadığını, çoğu sektörü çökerttiğini anlattı. Talat, bu konularda bir ekonomik programın var olmadığını ifade etti.
YANLIŞ SORU
Bir ekonomistin “İyi ki Annan Planı gerçekleşmedi yoksa şimdi Kıbrıslı Türklerin hali nice olurdu?” dediğinin hatırlatılması ve görüşünün sorulması üzerine Talat, bu ifadenin bir ekonomiste ait olamayacağını çünkü, buradaki mantığın akıl ile bağdaşmadığını söyledi.
Talat, eğer sorun çözülseydi, sadece bizim durumumuz değil, Rumların durumunun da çok daha iyi olacağını kaydetti.
KABUL GÖRMEZ
Bir başka soru üzerine Talat, iki bağımsız devletin kabul görmeyecek bir durum olduğunu söyleyerek, “referandumda evet diyen Türk tarafının o dönemde tanınmasını istemek daha güçlü bir argüman olacaktı ama öyle bir girişim, kazandığımız tüm sempatiyi de yerle bir edecekti” dedi. Talat, Türk tarafı o dönem “hayır” demiş olsaydı tanınma daha kolay olacaktı, görüşü üzerine ise “Evet dedik de olmadı, hayır deyince dünya bize ‘hadi gidin işinize’ demeyecek miydi?” diye sordu.
HARAKİRİ
LTB konusunda kendisine yöneltilen soruları değerlendiren Talat, halkın seçimlerde yeni bir yanlış yapmamasını diledi.
Bu konuda dersler çıkarılması gerektiğini söyleyen Talat, 2006 öncesi iyi giden bir belediyenin seçimlerde DP’ye geçtiğini ve gelinen aşamanın ortada olduğunu söyledi. Talat, yine aynı şeyin olması halinde “Harakiri” yapılacağını kaydetti.
KİM BATIRDI?
Talat, ne Arabacıoğlu’nun ne de Sertoğlu’nun kötü olduğunu ancak UBP ve DP zihniyetine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Bulutoğluları’nın da iyi bir insan olduğunu söyleyen 2. Cumhurbaşkanı, yapılan istihdamlarda UBP ve DP’nin teşviki olduğunu söyledi ve belediyeyi aslında bu iki partinin batırdığını ifade etti.
CTP’nin ise belediyelerde bir marka haline geldiğini kaydeden Talat, Değirmenlik, Girne, Mağusa, Dikmen, Yeniboğaziçi, Alayköy belediyelerinin bataktan çıkarılarak ayağa kaldırıldığını, UBP’li Belediyelerin çoğunun ise halen batık olduklarını söyledi.
Talat, LTB’nin bugünkü duruma gelmesinin bir nedeninin de 2009’da hükümete gelen UBP’nin, ilk iş olarak, CTP tarafından değiştirilen Belediyeler Yasası’nı tekrar değiştirmesi ve yeni istihdamlara olanak yaratması olduğunu anlattı.
FAİZ KONUSU
Faizler konusundaki görüşlerini de açıklayan Talat, mevduat ile kredi faizlerinin farkının minimum düzeyde olması gerektiğini, halbuki bizde bunlar arasında çok yüksek oranda fark olduğunu söyledi ve paranın maliyetini yükselten nedenlerin ortadan kaldırılması gerektiğini anlattı.
Geçmiş yıllarda mazbata mağdurlarının sayısının çok az olduğunu, ya da ödeme gücü daha yüksek olduğundan mağdur sayısının göze batmadığını söyleyen Talat, şimdi ise durumun farklı olduğunu ve ele alınması gerektiğini kaydetti.
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
.jpg)
.jpg)
.jpg)
k1.jpg)
k1.jpg){kind=small}
