Halkın Kurban Bayramını kutladıktan sonra bir soru üzerine Talat, ülkede en vahim durumun aslında Cumhurbaşkanlığının durumu olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanının bütün ülkenin Cumhurbaşkanı değil, UBP’nin Cumhurbaşkanı gibi davrandığını söyledi.
Talat, Anayasamıza göreCumhurbaşkanının “partili” olamayacağını, yani tüm varlığıyla parti faaliyetlerinin içerisinde yer alamayacağını söyledi. Talat, Eroğlu’nun hem Cumhurbaşkanı olmak hem de UBP’yi kanatları altında tutmak istediğini söyledi ve halkın olanlardan ibret alması gerektiğini vurguladı.
Talat, seçim istihdamları ve Türkiye’nin UBP Kurultayına taraf olduğu sorusu üzerine,Eroğlu’nun UBP kurultayı için bin istihdam yapıldığını açıkladığını ifade ederek“Türkiye’nin UBP Genel Başkanlığı seçimlerinde ne işi var?” dedi. Uzun zamandır KKTC’nin iç siyasetinde görmediğimiz çok yönlü karışmacılık vakalarının son derece rahatsız edici ve ilişkileri berhava edici olduğunu anlattı.
UBP TALİHSİZLİK
Talat, Kıbrıslı Türklerin beş asırdır bu topraklarda yaşadığını ve kültürel bir format edindiğini belirterek, bunun bozulmaması gerektiğini söyledi. Talat “Bu ülkenin en büyük talihsizliği UBP zihniyetidir” dedi.
2. Cumhurbaşkanı Talat, adeta bu ülkede hükümet olmadığını, kimsenin kimseyi dinlemediğini belirterek, buna Belediye grevinden örnekler verdi. Talat, değişik zamanlardaki grev yasaklarınıkimsenin dinlemediğini anlattı.
Seçim için istihdam, arsa ve çeşitli çıkar dağıtımı yanı sıra bazı yazarların ve akademisyenlerin bile satın alındığını anlatarak, bu cürümleri işleyenlerin başında UBP’nin geldiğini belirten Talat “Bugün eğer aşağılanıyorsak, küçümseniyorsak, bunun nedeni bu zihniyettir, UBP zihniyetidir” dedi.
Halkın 2002’de büyük bir demokratik isyanakalkıştığını hatırlatan Talat, bu isyanın maksadının bir zihniyetin, statükonun değiştirilmesi olduğunu kaydetti. Talat,bu kararlılıktan sonra yeniden geriye dönüşün anlaşılabilir olmadığını söyleyerek, Kıbrıs Türkünün bu iktidardan kurtulmasınınşart olduğunu belirtti. Talat, bu iktidardan kurtulmadıkça ne adaletin, ne de çağdaşlaşmanın olabileceğini söyledi ve “Onlar okyanuslara açılamazlar; dünyalı olamazlar; Kıbrıs Türkünü uluslararası hukuka taşıyamazlar” dedi.
KIBRIS KONUSU
Kıbrıs sorunuhakkındaki bir soruyu değerlendiren Talat, şu andaki durumda çözümsüzlüğün sorumluluğunun sadece Eroğlu’nda olmadığını, elbette Rum tarafının gerekli katkıyı koymadığının bir gerçek olduğunuanlattı.Talat, uluslararası tanınmışlığıyla Kıbrıs’ı temsil eden Kıbrıs Rum tarafı ile kıyaslandığında Kıbrıs Türkünün çözüme daha çok ihtiyacı olduğunu hatırlatarak bu nedenle sorunun çözümünde Türk tarafının sorumluluğunun daha çok olduğunu ve bu sorumluluğu omuzlayacak liderliğin şu an itibarıyla bulunmadığını söyledi. “Kıbrıs sorununun çözümü isteniyorsa ilk etapta KKTC’de bu işi misyon bilecek bir anlayışın iktidara gelmesi gerekir” diyen Talat, sorumluluğun Rum tarafına atılarak çözümsüzlüğün sürdürülmesi halinde bundan zarar görecek olanın her zaman Kıbrıs Türk tarafı olacağını ifade etti.
Bir soru üzerine, Kıbrıs sorununun çözümünde niyetin ve inancın önemli oduğunu söyleyen Talat, Türkiye’nin Eroğlu’na “Bu işi çöz” dese bile bunun mümkün olamayacağını, çünkü Eroğlu’nun böyle bir inancının olmadığını, onun için çözümsüzlüğün çözüm olduğunu hatırlattı ve “Emir ile bu işler olmaz” dedi.
KİRLİLİK
Bir başka soru üzerine çevre konularına değinen Talat, güneyin neden kuzeyden daha temiz olduğunu anlatırken caydırıcı cezalaraişaret etti. Üstelik her şeye rağmen kirletilen yerlerin temizlenmesinin devlete ait olduğunu, yapılmadığı takdirde AB Komisyonunun o üye devlete ağır cezalar kestiğini belirtti. Kuzeyde ise kuş uçmaz, kervan geçmez yerlere bile çöp atıldığını anlatan Talat, kuzeyin de uluslararası hukuk içinde olsa bunların olamayacağını kaydetti. AB içine girmeden, uluslararası hukuk içine girmeden sağlıklı bir yaşam olamayacağını söyleyen Talat, bu nedenle esas hedefin Kıbrıs sorununun çözümü olması gerektiğini belirtti.
KURULTAY SONUCU
Kurultay sonucunu da değerlendiren Talat, vicdanlara göre bir değerlendirme yapılırsa en çok oy alanın seçilmesi gerektiğini, öte yandan tüzüğe ters bir durum olduğunu ve buna göre ikinci tura gidilmesi gerektiğini söyledi. Talat, ancak konunun mahkemede olduğunu, kendi değerlendirmesine göre mahkemenin bir partinin içişlerineçok da karışmak istemeyeceğinidüşündüğünü ifade etti.
Eroğlu’nun “Ben partiyi küçültmedim” dediğinin sorulması üzerine bunun komik olduğunu söyleyen Talat, 2003’le 2005 yıllarını hatırlatarak UBP’nin o dönemde yerlerde süründüğünü anlattı.
Talat, seçimin kapının arkasında olduğunu hatırlatarak, “Kıbrıs Türkünün kaderi kendi ellerindedir, Kıbrıs Türkü bu yaşadıklarını bir kez daha yaşamak istemiyorsa, seçimini ona göre yapacak; herkes aynıdır laflarına bir daha kanmayacak” dedi.