Eylem günü olarak Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Bakanlar Kurulu’nu Kıbrıs konusunda bilgilendireceği ve yılın son Bakanlar Kurulu toplantısı gününü seçen eylemciler, işten durdurma kararının geri alınmaması halinde daha büyük tepki ve eylemlerle gündeme geleceklerini söylediler.
Başbakanlık önünde Bakanlar Kurulu öncesi saat 10.30’da toplanan yaklaşık 55 kişilik eylemci grubu, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Başbakanlığa gelişi ve gidişi sırasında alkışlı protesto yaptı.
Cumhurbaşkanı’nın Başbakanlıktan ayrılması sonrası Memur-Sen Genel Sekreteri Kaan Mındıkoğlu ve 366 İnisiyatifi Sözcüsü Sadık Gardiyanoğlu basına açıklama yaptı.
MINDIKOĞLU
Mındıkoğlu konuşmasında, Bakanlar Kurulu’nun toplantı sonrası tavrını görmek için bekleyeceklerini, Memur-Sen’in bağlı olduğu Hür-İş Sendikası’nın da gelişmelere göre bu akşam olağanüstü toplantı yapıp eylem kararı almasının beklendiğini söyledi.
“Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ve Başbakan Yorgancıoğlu’nun 15 dakika arayla iki tutarsız açıklama yaptığını” kaydeden Mındıkoğlu, 2004’ten bu yana işe alınan ve Başbakanlık kaleminden ödenen hiç kimsenin yetkisinin alınmadığını ve bekletildiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Denktaş’ın Başbakan’a yol göstererek bir çalışma yapılmasını önerdiğini, fakat akşam olayın seyrinin değiştiğini anlatan Mındıkoğlu, beklentilerinin aksine bir karar çıkması durumunda herkesin bunun bedelini ödeyeceğini ifade etti.
GARDİYANOĞLU
366 İnisiyatifi Sözcüsü Sadık Gardiyanoğlu da, istediklerinde Başbakanlık önüne 3 bin -4 bin kişi toplayabileceklerini kaydederek, “CTP-DP ve CTP-ÖRP hükümetleri döneminde işe alınan 5 bin 700 kişi arasında toplu işe son vermeler yaşanmadığını” anlattı.
Mağdur olanlar arasında kocası veya karısı hasta olan, birkaç hafta önce ikiz çocuğu doğan, veya işten çıkarılacağına üzülüp sütten kesilen insanlar olduğunu kaydeden Gardiyanoğlu, Yorgancıoğlu’nun da bir baba olduğunu ve kararını bir kez daha gözden geçirmesini umduklarını söyledi.
Hükümetler için başarının bir kişiyi işten çıkarıp diğerini almak değil; bütçenin denkleştirilmesi olduğunu söyleyen Gardiyanoğlu, partilerine bakılmaksızın 2004’ten bu yana işe alınan herkesin tek tip bir sınava tabii tutulması ve ileriye doğru daha güvenli adımlar atmalarının sağlanması gerektiği yönündeki görüşünü de ekledi.