Böylelikle 2010 yılı akaryakıt sektöründe dağıtıcı ile bayilerin arasında yeni bayilik ve buna bağlı olarak intifa sözleşmelerinin yapılacağı dönem olacak.
Rekabet Kurulunun kararı ile akaryakıt sektöründe intifa sözleşmelerinin muafiyetten yararlanma süresi 18 Eylül tarihinde bitiyor. Buna göre, 18 Eylül itibariyle akaryakıt sektöründe dağıtıcı firmalar ile bayiler arasında yapılan dikey anlaşmalar,ilgili mevzuata göre en fazla 5 yıl süreyle geçerli olacak şekilde düzenlenecek. Sözleşme süresi dolan bayiler, her 5 yılda bir istediği dağıtıcı şirketiyle ya da mevcut anlaşmasını yenileme yoluyla sözleşme yapacak.
Bayi arzu ederse, dağıtıcısıyla sözleşmeyi sonlandırabileceği gibi, aynı dağıtıcı ile çalışmaya da devam edebilecek. Yeni uygulama ile dağıtıcılar bayilere ''benimle çalışacaksın'' baskısı yapamayacak böylelikle bayinin başka sağlayıcılarla çalışmasının önü açılacak. Bu kapsamda bayinin dağıtıcısına karşı pazarlık gücü de artacak.
Bunun yanı sıra küçük dağıtıcıların da pazara girmesi ve pazardan daha büyük pay alması sağlanacak. Bu sayede sektörde rekabet artacak ve tüketicinin seçebileceği alternatifler çoğalacak.
REKABET KURULUNUN KONUYA İLİŞKİN KARARI
Rekabet Kurulunun kararına göre, 18 Eylül 2005 tarihinden önce imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmeleri ile bunlarla bağlantılı intifa veya tapuya şerh edilmiş kira sözleşmelerinden oluşan dikey anlaşmaların önemli bir bölümünün, en geç 18 Eylül 2010 tarihi itibariyle sona erdirilmesi veya duruma göre sözleşmelerle ilgili gerekli tadillerin yapılması zorunluluğu bulunuyor.
Daha önceki uygulamalarda sektörde ortalama 15 yıllık olmak üzere, 40 hatta 50 yıla varan süreler için yapılan intifa sözleşmelere özellikle küçük dağıtıcı şirketlerin piyasaya girmesi açısından hem de rekabet ortamı açısından sıkıntı yaratıyordu.
Rekabet Kurulunun 2008 yılında yayınladığı ''Akaryakıt Sektör Raporu''nda ilk büyük 5 markanın pazarın yüzde 90'ına sahip olduğuna dikkat çekilmiş ve bunun bayilerin belirli bir dağıtıcı ile çalışma zorunluluğu gibi bir sonucu ortaya çıkardığı görülmüştü.
Bunun üzere Rekabet Kurulu akaryakıt sektöründe intifa sözleşmelerinin muafiyetten yararlanma süresini en fazla beş yıl olarak belirledi. Bu kapsamda, 18 Eylül 2005 tarihinden önce yapılmış olan ve süresi 5 yılı aşan sözleşmelerin, Rekabet Kurulu tarafından uygulanan ''azami hadde indirme'' ilkesi gereğince 18 Eylül 2010 tarihine kadar muafiyetten yararlanabileceğine ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkmasına karar verildi.
REKABET KURUMUNDAN ŞİRKET VE BAYİLERE UYARI
Mevcut dikey anlaşmanın her iki tarafın açık iradesi olmaksızın hukuken veya fiilen 18 Eylül 2010 tarihini aşacak şekilde cebren uzatılmaya çalışılması halinde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun ilgili maddesi çerçevesinde işlem tesis edilecek.
Bu çerçevede Rekabet Kurulu ilgili şirket hakkında soruşturma açılmasına karar verebilecek ve ihlal tespit etmesi durumunda şirketin cirosunun yüzde 10'una kadar idari para cezası uygulayabilecek.
Öte yandan bazı akaryakıt dağıtım şirketleri sözleşmelerindeki durumlarına netlik getirmek ya da bireysel muafiyet amacıyla Kurula başvuruda bulunuyor.
Rekabet Kurumu da 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun gereği, muafiyet koşullarını taşımayan bir anlaşmanın geçersizlik yaptırımına tabi kılınacağına dikkat çekiyor.
Kurum, özellikle petrol piyasası mevzuatı hükümleri uyarınca geçerli bir bayilik sözleşmesi olmaksızın bayilik faaliyeti yapılamayacağı hususu da dikkate alındığında, ilgili dağıtım şirketlerini ve bayileri gerek rekabet hukuku mevzuatı, gerekse petrol piyasası mevzuatı bakımından mağdur olmamaları için, en geç 18 Eylül 2010 tarihine kadar gerekli tedbirleri almaları konusunda uyarıyor.
SEKTÖRE UYGULAMAYA NASIL BAKIYOR, HANGİ KONU SORUN OLUŞTURUYOR?
Konuya ilişkin konuşan PETDER Genel Sekreteri Erol Metin, Rekabet Kurumu Kararındaki beş yıllık sürenin yeni yapılacak olan sözleşmelere uygulanmasında herhangi bir sorun olmadığını, esas sorunun Karar öncesi dönemdeki yargı kararlarına ve Kurum görüşüne uygun olarak, yapılmış sözleşmelerin Rekabet Kurumunun Kararına uyumlaştırılmasında maddi kayıplara ilişkin adil bir rehber veya makul bir uyum süresi olmayışından kaynaklandığını söyledi.
Kurumun süresi kısalan sözleşmelerdeki maddi kayıplara ilişkin çözümünün sadece mahkemeler yolu ile sebepsiz zenginleşme sürecine bırakmış olmasının dağıtıcılar açısından ciddi bir varlık kaybı sonucunu doğurduğunu ifade eden Metin, şunları kaydetti:
''Esasen bu konuda referans alınabilecek uygulama, AB Komisyonunun tam olarak bu konuda vermiş olduğu karar olmalıydı. Söz konusu AB Komisyon Kararı 5 yıllık süre kısıtlamasının, kararın mevcut sözleşmelere uyarlanması aşamasında, sözleşmenin sonlandırılması nedeni ile oluşacak maddi kayıpların, güncel piyasa koşullarında ne şekilde hesaplanacağını ve nasıl telafi edeceğini de açıkça ortaya koymakta ve kararı buna ilişkin bir rehber ile birlikte yayınlamaktadır.
PETDER olarak kanımızca, Rekabet Kurumunun da benzer şekilde, geçmişte yapılan sözleşmeler ve yapılan yatırımlar nedeni ile zarar ve varlık kaybı oluşmaması için; daha uzun ve yeterli bir uyum süresi vermeliydi ya da kayıpların telafisini mahkemeler yolu ile sebepsiz zenginleşme sürecine bırakmaksızın (AB Komisyonunun bu konudaki örnek kararında olduğu gibi) güncel piyasa koşulları üzerinden kayıpların telafisine ilişkin adil bir formül ile birlikte yayınlanmış olmalıydı.
Nitekim mahkemelere intikal eden ve etmekte olan çok sayıda dağıtıcı bayi anlaşmazlığı buradan kaynaklanmakta ve söz konusu davaların çokluğu da sorunun büyüklüğünü ifade etmektedir.''
''ŞİRKETLER, CİDDİ VE YOĞUN BİR ÇABA SARFEDİYOR''
Diğer taraftan Rekabet Kurumu kararının artık kesin olduğunu, yargı sürecinde de yürütmenin değiştirilmesini gerektirecek bir durum söz konusu olmadığını belirten Metin, PETDER üyesi şirketlerin söz konusu kararın 18 Eylül tarihinden önce sorunsuz bir şekilde tamamlanması için ciddi ve yoğun bir çaba sarf ettiğine işaret etti.
Bu karardan etkilenen sözleşme sayısının çokluğu, her bir sözleşme için ayrı ayrı ve detaylı müzakerelere ihtiyaç duyulması, yeni sözleşmeler için ortaya çıkan bedeller ve ayrıca sözleşmelerin yenilenmesi sürecinde tapu vb gibi işlemlerin bulunması kararın saha da uygulanmasını zorlaştıran diğer unsurlar olduğuna dikkati çeken Metin, ''Kararın piyasamız üzerindeki etkilerini, ve ortaya çıkan bu sorunların sonuçlarını önümüzdeki dönemlerde göreceğiz'' dedi.