Grupta Mayıs ayında Avusturya ve Azerbaycan ile karşılaşmadan evvel oyuncularına Türkiye ile oynayacağı maça final havasında gitmek istemediğini söylediğini dile getiren Alman teknik adam, ''Şimdi durum öyle olmadığı için çok mutluyum. Gruptan çıkmayı garantiledik ancak yine de bu maçı kesinlikle kazanmak istiyoruz. Ancak şunu da çok iyi biliyorum ki yarın Berlin'deki gibi bir Türk Milli Takımı karşımızda olmayacak. Çok daha farklı bir maç olacağından eminim'' dedi.
Almanya'da Türkiye ile yaptıkları karşılaşmayı 3-0 kazandıklarını hatırlatan Löw, ''Berlin'deki maçta, Türkiye'nin gerçek gücünü ve gerçek yüzünü göstermediğini düşünüyorum. Biz orada çok net bir galibiyet aldık. Tabii ki bundan memnunum ancak yarın çok yoğun bir seyirci desteği olacak, çok motive olmuş bir Türkiye olacak karşımızda. Çok zor bir oyun olacak'' diye konuştu.
''HEDEFİMİZ OYUNU ŞEKİLLENDİREN TARAF OLMAK''
Joachim Löw, Türkiye karşısında yarın oyunu şekillendiren taraf olmak istediklerini ve baskı altında da olsa galip gelmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Türkiye maçının kendileri için önemiyle ilgili bir soru üzerine Löw, yaptıkları 8 karşılaşmayı da kazanarak gruptan çıkmayı garantilediklerini hatırlatarak, şunları kaydetti:
''Benim için istatistik hiçbir zaman önemli değil. Evet gruptan garanti olarak çıktık. 8'de 8 yaparak çok üstün bir şekilde çıktık. Ancak başka bir takıma avantaj ya da dezavantaj sağlamamak adına biz halen bu elemelerin içerisindeyiz. Bu maçlar oynanmak zorunda ve bu maçları ciddiyetle oynamak zorundayız. Yarın 50 bin kişinin önünde oynayacağız. Bu maçta bizim hedefimiz oyunu şekillendiren taraf olmak ve bu baskı altında galip gelebilmek. Yarın kazanmak istiyoruz.''
"OYUNCULARIMDAN BU AKŞAMKİ ANTRENMANDA ÇIKIP HER ŞEYLERİNİ DENEMELERİNİ İSTEYECEĞİM"
Joachim Löw, sakatlıkları bulunan oyuncuları Mario Gomez, Miroslav Klose ve Mesut Özil ile ilgili soru işaretlerinin olduğunu anlatarak, ''Mario Gomez'in adale sorunu devam ediyor. Miroslav Klose'nin dizine kan oturmuş vaziyete halen iyileşmedi. Mesut Özil'in de aşil tendonunda bir problem var, o da henüz iyileşmedi. Oyuncularımdan bu akşamki antrenmanda çıkıp her şeylerini denemelerini isteyeceğim. Belki yarın sabah antrenmanında da bir test yapmamız söz konusu olabilir ancak mümkünse ben kararımı bu akşam vermek istiyorum'' ifadelerini kullandı.
Sakat oyuncuların dışında her zaman alışık oldukları ilk 11 ile sahaya çıkacaklarını belirten Alman teknik adam, ''Geçen sefer maç kadrosunu erkenden belirledim ve paylaştım. Ama bu sefer gerçekten yapamayacağım. Çünkü hazırlık dönemimizde birçok önemli pozisyonda istediğim şekilde çalışmalarda bulunamadık. Mesut ve Klose'nin sakatlıkları önemli pozisyondaki antrenmanları etkiledi. Akşamki idmanı bekleyeceğim, orada oyuncularımın durumunu göreceğim. Çünkü tek maç olarak bakmamak lazım, iki maç için hazırlık yapmamız gerekiyor. Fazla da değişiklik yapmamak için idmandan sonra kararı vereceğim'' değerlendirmesinde bulundu.
Löw, bir soru üzerine, Mesut Özil'in yarınki karşılaşmada oynamamasının kendilerini için dezavantaj olacağını vurgulayarak, ''Tabii ki Mesut Özil'in oynamaması bizi etkiler. Çünkü oynadığı Dünya Kupası'nda ya da son maçlardaki performansı göz önüne alındığı zaman dikkat ederseniz özellikle ileri uçta oynayan oyuncular Podolski, Klose, Gomez olsun kendisinden son derece faydalanıyor. Bitirici pasları atıyor. Oynamaması dezavantaj olur ancak bu durumda da alternatifler var'' dedi.
''MESUT, OYNAMAK İSTİYOR''
Joachim Löw, Almanya Milli Takımı'nda forma giyen Türk kökenli futbolcu Mesut Özil'in yarınki karşılaşmada oynamak istediğini belirtti.
Bir basın mensubunun, Mesut'un yarınki karşılaşmada forma giymek istemediğine dair duyumların olduğunu belirtmesi üzerine, Alman teknik adam, ''Basın toplantısı başlamadan önce böyle bir duyumu ben de aldım. Kesinlikle öyle bir şey yok. Kendisiyle telefonla görüştüm Real Madrid maçından önce. Oynamak istediğini ve İstanbul'a mutlaka gelmek istediğini belirtmişti. Yarın oynamak için de uğraşacak'' diye konuştu.
Türk Milli Takımı ile Alman Milli Takımı'nın Almanya'da yetişen Türk kökenli oyuncuları kadrosuna katmak için bir rekabet içinde olduğunun konuşulduğunu dile getiren Löw, şunları kaydetti:
''Almanya'da Türk kökenli futbolcular bir rekabet olduğu konuşuluyor. Bizim bu duruma bakış açımız şöyle; biz bu konuda kesinlikle her türlü karara saygı duyuyoruz. Benim şahsi görüşüm şudur ki, bir futbolcu bu kararı verirken, 'Şu ülke için oynarsam şöyle başarılı olurum, bu ülke için oynarsam böyle olur' şeklinde değil, tamamen kalbinin sesini dinleyerek, duygularını ailesiyle paylaşarak karar vermesini istiyoruz. Elbette bizim kadromuzda Podolski ve Klose var. Cacau da var, tipik Alman görüntüsü yok kendisinde, ama neticede kendi aidiyet duygularına göre karar verdiler. Ben de böyle olmasını istiyorum.''
''ARDA'YA DİKKAT ETMEK GEREKİYOR''
Joachim Löw, Türk futbolunda yavaş yavaş bir değişimin söz konusu olduğunu dile getirerek, ''Bugünü kadar baktığımızda genellikle çok uzun yıllar oynayan ve tecrübeli futbolcular yer alıyordu kadroda. Ancak son zamanlarda yavaş yavaş gençlerin de monte edildiğini görüyoruz'' dedi.
Hangi Türk futbolcuyu tehlikeli gördüğünün sorulması üzerine Löw, ''Önemli futbolculara gelince elbette Emre'yi belirtebiliriz. Kendisi çok kaliteli, yetenekli bir futbolcu şüphesiz. Ama burada illa tehlikeli olarak gördüğüm bir ismi bildirmemi istiyorsanız, tabii ki Arda'yı bildirmek istiyoruz. Arda genç yamh antrenmanında da bir test yapmaşına rağmen tek başına oyunun kaderini değiştirebilecek kalite ve kapasitede bir oyuncu. Arda'ya dikkat etmek gerekiyor'' ifadelerini kullandı.
Almanya'da futbol eğitimi almış oyuncuların, Türk Milli Takımı'nda oynamasının Türk futboluna etkileriyle ilgili bir soruyu ise Löw, ''Öncellikle oyuncuların Almanya'da futbola başlamaları önemli değil. Hayatı yaşama biçimleri önemli ama onların hepsinden de önemli çalıştıkları hoca. Almanya'da futbola başlamış olsanız da ya da başka bir etken altında kalmış olsanız da hocanızın dediğini yapmak zorundasınız. Sayın Hiddink'in de bir oyun planı ve stratejisi vardır, bu plan ve strateji içerisinde oyuncular onun dediğini sahada uygulamak durumundalar'' şeklinde cevaplandırdı.
PHİLİPP LAHM: SON İKİ MAÇI DA KAZANARAK REKOR KIRMAK İSTİYORUZ
Alman Milli Takımı'nın kaptanı Philipp Lahm ise gruptaki son iki maçı da kazanarak elemelerde bir rekor kırmak istediklerini söyledi.
Lahm, son 9 ayda 8'de 8 yaparak üstün bir eleme dönemi geçirdiklerini kaydeden Alman futbolcu, ''Son iki maçımızı da kazanırsak çok mutlu oluruz. Bu bir rekor olacak ve bunu kırmak istiyoruz. Ödüller seneye verilecek. Dünya Kupası'nın ardından Avrupa Şampiyonası'na katılmak bizi takım olarak mutlu ediyor, kalitemizi de net bir şekilde ortaya koyuyor'' diye konuştu.
Türkiye karşısına favori olarak çıkacaklarını kaydeden Lahm, ''Elbette biz favoriyiz ama Türkiye de iyi bir rakip. Yarın seyirci avantajları olacak. Biz gücümüzün farkındayız, yarın favori olarak çıkacağız'' dedi.
Lahm, şampiyonaya katılmayı garantilediklerinin hatırlatılması üzerine, ''Ancak önümüzde bir turnuva var ve herkes, özellikle gençlerimiz kendini göstermek isteyecektir. Bu, onlar ve bizim için takım olma yolunda önemli bir motivasyon faktörü'' ifadesini kullandı.
Geniş bir kadrolarının olduğunu ve herkesin kendini kanıtlamak için uğraştığını anlatan Lahm, şöyle konuştu:
"Gruptan çıkmayı garantiledik, şimdi sakin olarak Avrupa Şampiyonası'na hazırlanabiliriz. Türkiye ve Belçika'nın maçlarını ciddiye alacağını biliyoruz. Biz de bu ciddiyete karşılık vererek, ciddi hazırlanıyoruz. Elde edebileceğimiz bir rekor var, bunu başarmak istiyoruz.''
Alman futbolcu, eski takım arkadaşı Hamit'i yarın göreceği için sevinçli olduğunu belirterek, ''Kendisini severim, Bayern Münih'teyken iyi anlaşıyorduk. O'nun Real Madrid'e transfer olması sürpriz değil, kapasitesini ve kalitesini biliyorum. Orada da yakında yeteneklerini göstereceğinden eminim'' dedi.
Türkiye ve Türk futbolu denince aklına öncelikle kişisel Türk arkadaşlarının geldiğini anlatan Lahm, ''Onlar da evlerinde televizyon başında veya statta bu maçı seyredip Türkiye'yi destekleyecekler'' diyerek sözlerini tamamladı.