Toplantıya jüri başkanı Türkan Şoray, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, jüri üyeleri yapımcı Şükrü Avşar, yönetmen senarist Ümit Önal, yönetmen Reis Çelik, opera sanatçısı Rahman Altın, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Başkanı Feride Çiçekoğlu, görüntü yönetmeni Zekeriya Kurtuluş ve oyuncu Mahir Günşiray katıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, festivalde yarışacak filmlerin Cennetten Kovulmak (Ferit Karahan), Kısa Film (Ali Kemal Çınar), Kutsal Bir Gün (Serdar Temizkan), Kusursuzlar (Ramin Matin), Mavi Dalga (Zeynep Dadak- Merve Kayan), Mavi Ring (Ömer Leventoğlu), Meryem (Atalay Taşdiken), Sev Beni (Mehmet Bahadır Er, Maryna Er Gorbach), Uvertür (Alpgiray M. Uğurlu), Uzun Yol (Nihat Seven) olduğunu hatırlattıktan sonra sözü jüri başkanı Türkan Şoray’a verdi
İZLEDİĞİMİZ FİLMLER ÇOK GÜZEL
Şimdiye kadar izlediği filmlerin çok güzel olduğunu belirten ünlü sanatçı Türkan Şoray, gençlerin önünün açılması gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Bu yıl festivalde çok onurlu bir görev üstlendik. Ben bu görevin sorumluluğunu çok yürekten hissediyorum. Jüride sinema kültürü olan arkadaşlarım var. Filmleri hep birlikte izleyeceğiz ve izlenecek filmleri değerlendireceğiz. Belki de çok zorlanacağız. Türk Sineması çok büyük bir gelişim gösterdi. Genç sinemacılarımız arttı. Onların hepsi heyecan içinde. Diğer festivallere katılan filmler burada yok. Yeni sinemacıların önünü açmak için Antalya Altın Portakal Film Festivali önemli. Gençlerin önünü açacak bir festival. Burada hediye alan, ödül kazanan filmlerin önü daha da açılacak."
FİLMLERİN SEYİRCİYE ULAŞMASI GEREKİYOR
Filmlerin seyirciye ulaşmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Türkan Şoray, buna bir çözüm bulunması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Filmin seyirciye ulaşması çok önemli. Maalesef festivallerde ödül alan filmler, gişede para kazanacak ve dağıtımı başarılı olacak başka bir film çeksin. Böyle bir şansları olduğunu ben pek sanmıyorum. Buna bir çözüm bulunacağına inanıyorum. Çok güzel günler yaşıyoruz jürideki arkadaşlarımla. Şimdiye kadar izlediğimiz filmler çok güzel. Arkadaşlarımla çok zorlanacağız."
FİLMLERİN BANA NE ANLATTIĞI ÖNEMLİ
Habercilerin "Filmlerde sizi ne etkiler?" sorusuna Türkan Şoray, şöyle karşılık verdi: "Ben filmlerin genelinde bize ne anlatmak istediğine bakarım. Bir filmi herkese çok farklı anlatır. Anlatıma göre değişir. Sinema da böyle bir şey. Filmlerin beni ne kadar etkilediğine bakacağım. Sonra tekniksel konulara bakacağım. Oyuncular bizi ne kadar etkiliyor. Yani bunlar olacak kriterlerim."
HAKSIZLIĞA UĞRADIM
Jüri başkanı Türkan Şoray, sinema filmleri çektiği zamanlarda festivallere katıldığı filmlerde haksızlığa uğradığını ifade ederek "Jürinin haksızlığına uğramışımdır. Bazı yıllar benim oynadığım filmlerden birkaç tanesinde yönetmeni, senaristi ve oyuncusu ödül aldı. Ama ben almadım. Acaba kötü müyüm diye düşündüm" dedi.
VERİLEN DESTEK AZALDI
Festivale gerekli desteğin olup olmadığı hakkında sorulan bir soruya ise Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, şöyle cevap verdi: "Ben belediye başkanı olmadan önce 7 milyon 700 bin liralık bir destek vardı. Biz belediyeyi alınca bu oran 2,5 milyon liraya düştü. Bunun yarısı geçmiş dönemden kalan alacaklılara ödendi. Bize gelen 1.2 milyon lira aldık. Sonra bu oran git gide düştü. Bu sene ödenek 250 bin lira olarak belirlendi. Sanıyorum bu para henüz kasamıza yatmadı." Festivale herkesi davet ettiğini söyleyen Başkan Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben devamlı davetlerimi yapıyorum. Hatta ilk yıl çok düzenli yaptım. Tek tek devlet adamlarına davetiyeyi elden götürdüm. Hatta Mehmet Ali Şahin beyefendi bu daveti kabul etti. Ertuğrul Günay ile randevulaştık. Başbakanımızla mümkün olmadı."
Altın Portakal heykelinin eski haline getirildiğini ifade eden Akaydın, şunları söyledi: "Heykeli eski haline getirdiğimiz doğru. Beş sene önce. Bundan da gurur duyuyorum. Çünkü Altın Portakal bu heykelle anılıyor. Böyle devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bundan dolayı bir üzüntüm yok."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen yıl festivale geldiğini belirten Başkan Akaydın, şöyle konuştu: "Ondan önceki sene de sanıyorum genel başkan yardımcılarımız katılmıştı. Bu sene iki kere yüz yüze, bir kere telefonla davet edildi. Eminim sayın başkanımızın, malum seçim kampanyaları başladığı için, çok özel bir gündemi yoksa mutlaka gelmek isteyecektir. Ödül törenine gelmek istediğini ifade etti."
Habercilerin bu seneki filmlerin "Akil mi, yoksa çapulcu filmleri mi?" diye sorusuna Akaydın, "Ben bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Ama çapulcu sözü kulağıma çok hoş geliyor" cevabını verdi.
Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Başkanı Feride Çiçekoğlu da, "Gençler çok mutlulukla çapulculuğu üstlendi. Bundan sonraki kısa filmlerde güzel çapulcu filmler izleyeceğiz" diye konuştu
NİTELİKLİ FİLMLERİN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN ÇOK DESTEK VERMEK GEREKİYOR
Yapımcı Şükrü Avşar, nitelikli filmlerin ortaya çıkması için genç sinemacılara daha fazla destek verilmesi gerektiğini söyledi.
Kültür Bakanlığı'nın verdiği desteğin az olduğunu belirten Avşar, sözlerine şöyle devam etti: "Şimdi bütün dünyada popüler filmler yarışıyor, yönetmen filmleri yarışıyor. Fakat biz de bu ayırım biraz daha fazla. İzlediğimiz filmlerde pek ticari bir şey göremiyorum. Çok film var artık. Yerli filmlerimiz çok. Maliyetler yüksek olduğu için sinema salonları daha çok seçerek ticari filmleri değerlendiriyor. Bu durumun buraya gelme nedenini Kültür Bakanlığı’na bağlıyorum. Kültür Bakanlığı, yardım yaptığı filmlerde, destek verdiği filmlerde böyle durum çok görülüyor. Aslında çok fazla filme destek değil, nitelikli filmlere destek verilmesi gerekiyor. 200 bin lira destek veriyor. Film yapmaları bekleniyor. 200 bin lira ile film yapılınca başarılmıyor. Bir sinema filmine destek olmak için en az 700 bin- bir milyon vermek gerekiyor. Ben şimdi beş milyon dolara bir milyon dolara da film çekiyorum. Çektiğimiz filmlerin halka hitap etmesi gerekiyor. Film yapmak için kaynanasının bileziğini bile satan arkadaşlar var."
DAHA ÇOK YAPIMCININ VAR OLMASI LAZIM
Yönetmen Reis Çelik ise, iki konuyu konuşmak gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Birincisi, festivallere politikacıların yaklaşımı, sinemaya ya da sanata politikacıların yaklaşımı. Cumhuriyet tarihi boyunca sanat her zaman politikacılarla ters düşmüştür. Festivallerin özellikle böylesi büyük Türkiye’yi var eden, kültür varlığını ayağa kaldıran ve onu yaşatan festivallerin biraz politika üstü olması gerekiyor. Politika dışında bırakılması gerekiyor. Bu festivaller hep bu tür şeylere maruz kalıyor ve bunu bir türlü bu durumdan kurtaramıyoruz. Çok üzücü bir durum. Diğer bir konu, filmlerin üretimi, desteklenmesi ve bugünkü geldiği nokta konusunda bir fikrim var. 85 yıllık Cumhuriyet tarihinde sinema hep yargılanmıştır. Sansürlenmiştir. Sonra artık modern bir devlet aşamasına geldiğimizde biraz desteklenmesi görüşü alınmıştır. Eski Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile birlikte destekleme kanunu çıkardık. Destekleme kanunuyla destek aldık. Bir ülkede bir tarlayı yeşertmek için çok tohum ekersiniz. O tohumların yapısına göre kendinizi şekillendirirsiniz. Bir eksiklik var ben bunu hissediyorum. Genç sinemaya alternatif sinemanın önünü açmak gerekiyor. Her türlü sinemaya destek verdik. Türkiye’nin unutmaya çalıştığı siyasi toplumsal filmlere destek verdik. Bakanlık da bize destek verdi. Şimdi geldiğimiz nokta da şöyle bir sıkıntı var. Yapımcı eksikliğinin olmasından dolayı genç sinemacı arkadaşları eksiklik hissediyor. Biz yeni bir yasa tasarısı hazırladık. Lal filmi festivallerde 35 ödül aldı ama Türkiye'de 16 bin seyirci izledi. Yapımcıların artması gerekiyor ki, sinema gelişsin. Festivallerin Türkiye'deki politikalardan uzak durması gerekiyor"
Oyuncu Mahir Günşiray ise, "Bu seneki filmlerde tanımadığım çok yönetmen ve oyuncu var. Koskoca Türkiye'de dört festival var. Benim bu festivallere yarışmış filmlerin de katılması yönünde düşüncem var. Kaç film çekiliyor ve kaç festival var. Türk sinemasını çok olumlu görüyorum" diye konuştu.