Antalya Kamu Hastanelerine bağlı Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji ve Anjiyografi Uzmanı Dr. Mustafa Çetin, Türkiye’de yaklaşık 8 milyon böbrek hastası olduğunu ifade ederek bunlardan 70 bininin son dönem böbrek yetmezliğine düşen hastalar olduğunu hatırlattı.
Böbrek yetmezliği olan kişilerde, vücutta biriken fazla sıvı ve atık maddelerin yarı geçirgen bir membran (zar) aracılığıyla temizlenmesi işlemine diyaliz denildiğini söyleyen Dr. Çetin, diyaliz ve diyalize girmenin sağlıklı şekilleri hakkında bilgi verdi.
Böbrek hastalarının sağlıklı diyalize girebilmelerini sağlayan yöntemlerden hakkında bilgi veren Dr. Çetin, “Diyaliz fistülü, kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda hemodiyaliz cihazına hastanın bağlantısını sağlayan atardamar ile toplardamar arasında kalp damar cerrahisi tarafından oluşturulan cerrahi operasyondur. Kronik böbrek yetmezliği olan hasta, diyaliz fistülüne girilen 2 adet hemodiyaliz iğnesi ile haftada 2-3 kez hemodiyalize girer. Fistül hastanın kendi atardamarı ile toplardamarı arasındaki bir bağlantı olduğu için dışarıdan görülmez ve düşük enfeksiyon riski taşır” dedi.
AMELİYATSIZ TEDAVİ YÖNTEMİ
70 bin hastanın 65’binin hemodiyalize (kan diyalizi) girdiğini kaydeden Dr. Çetin, “Bu hastaların yaşamlarını sürdürebilmeleri için ya böbrek nakli olmaları ya da diyalize girmeleri gerekir. Diyalizde birkaç yöntem var. Boyuna ya da kola takılan geçici ya da kalıcı diyaliz kataterleri var. Bunların da bir ömrü vardır. Kalıcı olanın 3 ay süresi var. Enfeksiyon ve tıkanma riski nedeniyle yerinin değiştirilmesi gerekiyor. En iyi diyalize girme yöntemi diyaliz fistülü ile olandır. Diyaliz fistüllerinin enfeksiyon riski oldukça düşük olmasına karşın zamanla ortaya çıkan en büyük sorun atardamar ile toplardamar olan darlık ve tıkanıklıktır. Eğer bu sorun çözülmezse hastanın tekrar diyalize girebilmesi için geçici veya kalıcı hemodiyaliz kateteri takılması ya da başka bir operasyonla başka bir bölgeden diyaliz fistülü açılması gerekir. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde atardamar ile toplardamar arasındaki bağlantı noktasındaki darlıkların ve toplardamardaki darlık ve tıkanıklıkların giderilmesi işlemi olan Parkütan Translüminal Anjioplasti (PTA) operasyonu ile gideriyoruz. Tıkanan ya da çalışmayan fistülleri ameliyatsız tedavi ediyoruz” dedi.
“DAMAR YENİDEN ŞEKİLLENDİRİLİYOR”
Dr. Çetin PTA yöntemiyle ile tıkanan damarı yeniden şekillendirdiklerinin altını çizerek Türkiye’de çok az merkezde PTA yönteminin uygulandığı ifade eden bu işlemin zaman ve uzun takip gerektirdiğini kaydetti.
Diyaliz fistülünün açık olmasının hayati önem taşıdığını belirten Dr. Çetin, “Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 15 Aralık'tan bu yana bu hizmeti veriyoruz. 130 hastaya ulaştık. Bunlardan 30 tanesi diyalizi fistül tedavisiydi. Bu 30 hastaların yüzde 99’unda başarı sağladık” şeklinde konuştu.
Diyaliz fistülü tıkanan ve Kahramanmaraş’tan gelen 34 yaşındaki Yaver Kaplan, doğuştan tek böbreği olduğunu belirterek, 2006 yılında taş şikayetiyle gittiği hastanede böbreğinin iflas ettiğini öğrendiğini belirtti. Ardından diyalize girmeye başladığını söyleyen Kaplan, “2008 yılında annemin bağışladığı böbrek nakledildi fakat 2 yıl sonra böbreği kaybettim. 4 yıldır yine diyalize giriyorum. Kolumdaki fistül tıkanıklığı oldu. Fistülün açılması için buradayım. Fistül tıkandığı zaman sağlıklı bir diyaliz olmuyor. Enfeksiyon riski artıyor” dedi.