Çalık Sosyal Medya'daki Hesabından Paylaştığı açıklamasında Serik Belediye Başkanı Enver Aputkanı muhatap alarak şunları söyledi;
“Vah vah mı desem. Ah mı desem bilmiyorum. İş buraya kadar geldi demek Sayın Aputkan!
Ak Partili başkanınızı rüşvet almakla suçlamaya kadar geldi öyle mi? Kendi partinizden belediye başkanlığı yapmış bir insana mesnetsiz isnatlar bulunarak yeni tip bir partili profili oluşturdunuz öyle mi? Temsil ettiğiniz dava bu mu?
Sahillerimize sahip çıkamayınca, partili başkanınızı rüşvet almakla suçlayacaksınız, gündem değiştireceksiniz öyle mi? Halk salak mı bay başkan? Bu kadar ucuz mu bu işler? Gerçi hakkımda fetö soruşturması açtırıp, cezaevindeki fetö şüphelisine gidip
“Ramazan Çalık bizdendir, fetöcüdür” dersen seni özgürlüğüne kavuşturacağız gibi tekliflerin hedefi olmuş, iftira fırtınalarını görmüş bir adam olarak hiç bir şey beni artık şaşırtmıyor. Gerçekten paranın dini imanı, siyasetin de vefası yok.
Gerçi ben siyasetten vefa beklemiyorum. Allah rızası için çalıştım ve halkımdan da vefa gördüm elhamdülillah.
Sayın Aputkan ben beş yıl aşık olduğum topraklarıma hizmet verdim. Sıramı savdım sıra sana geldi, boş lafları bırak hizmet üret. Canbaza bak numarasını da terket. Bakana yazıklar olsun dedim de falan da filan da! Geçin bunları! Gerçek şu 2013 yılında tahsisler iptal edilmişti.
Biz geldik sahip çıktık. Çok uzun uğraşlar sonucunda beach parkların tahsisini aldık. Zaten seçim vaadimizdi. Gerçekleştiremeseydik orada durmazdık. Belediyemizde olmayan mesire alanımız için de bakanımızdan tahsis alıp halkımızın hizmetini sunduk. Lütfen samimi olun.
Beach parkları ve belek mesire alanını kaybedip birde ihaleyi bana yıkma kolaycılığından vaz geçin. Ucuz ve basit oyunlar bunlar. Akıbeti daha önce bana kurulan aynen fetö kumpası gibi olur. Devlet her şeyi bilir! Bakın Sayın Aputkan, siz ne yaptığınızın farkında değilsiniz?
Siz Serik sahilleri bizimdir kampanyasına katılmak değil, Serik sahillerini Serik’e mâl etmek konumundasınız. Öyle şu bakana şöyle atar yaptım, şunu söyledim, bunu söyledim gibi lafları bırakın. Sonuç alın sonuç.
Zira siyasette zaman zaman üstlerinizle ve siyaset arkadaşlarınızla ters düşebilirsiniz. Bu bakan olur, vekil olur, İl başkanı olur, ancak kol kırılır yen içinde kalır. Bu güne kadar bizim de birçok sıkıntılarımız oldu.
Şahsıma dair sorumluklardan kaçmadım ne kendi bakanımı ne benden önceki belediye başkanını sorumlu tutmadım. Halkımız sizin kavganızla değil işiniz ve ortaya çıkardığınız sonuçlarla ilgilenir.
Sizin vazifeniz, üstlerinizi siyaseten ikna etmek, yanlış varsa başınızı ortaya koyarak yanlıştan vazgeçirmektir. Benim bu anlamda gereğini yapmadığımı kimse söyleyemez. Söyleyen olursa Allah indinde hesaplaşırız.
Bugüne kadar söylemek istemedim. Ama mecbur bıraktınız. Ben belediye başkanlığını şahsi olarak ciddi bir borçla bıraktım. Çünkü kapıma gelen ihtiyaç sahiplerini boş çevirmemeye çalıştım. Zira kaynak bulamadığımda kendi cebime davrandım.
Çünkü bana Şehrü’l emin diyorlardı! Rant bölgesinde 5 yıl belediye başkanlığı yapmış ve dönemini şahsi borçla kapatmış bir belediye başkanı olmanın şerefini taşıyorum.
İşte tam da bu sebeple rüşvet alındığını iddia ettiğiniz, 500.000 lirayı kimden nasıl alındığını açıklamaz ve bu parayı bende ve hatta yakın akrabalarımda bulup da ifşa etmezseniz şerefiniz tartışma konusu olur. Ben demedim bakan dedi kolaycılığına kaçmayın.
Kamuoyu sizden duydu. Bakan böyle bir şey demez, diyemez. Ayrıca benim için bu lafın mesulü birinci derecede sizsiniz. Zira kamuoyu önünde gerçeğe aykırı şeyleri ilk defa söylemiyorsunuz.
Sonuç olarak bu numarayı kimse yemez. Sonradan pişman olacağınız açıklamalardan vazgeçin. İşinizi yapın. Sık sık müfteri durumuna düşüyorsunuz. Yapmayın böyle şeyler. Altında kalırsınız ve kalıyorsunuz. Acizane tavsiyemdir.”