15 üyesi bulunan Güvenlik Konseyi'nin, karar tasarısını tüm üyelerinin oybirliğiyle kabul etmesi büyük önem taşıyor.
Kararda Libya rejimine yönelik silah ambargosu getiriliyor, Libya lideri Muammer Kaddafi, akrabaları ve rejimin önemli mensuplarının mal varlıkları donduruluyor, bu kişilere karşı uluslararası seyahat yasağı getiriliyor, ayrıca ülkedeki protestoculara karşı hükümetin şiddet uygulamasının Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne havale edilmesi isteniyor.
Konsey'in kabul ettiği 1970 sayılı kararda, Libya'daki olaylardan ciddi endişe duyulduğu belirtilerek, sivillere yönelik şiddet ve güç kullanılması ''kınanıyor.''
Libya'da ''sivil halka karşı kullanılan yaygın ve sistematik saldırıların, insanlığa karşı suç teşkil edebileceği'' kaydedilen kararda, bu saldırıları düzenleyenlerin yaptıklarından sorumlu tutulması gereği de vurgulanıyor. Bu kapsamda Konsey kararında, BM Ana Sözleşmesinin (Şartı) 7. Bölümünün 41. maddesi çerçecevesinde, aşağıdaki hususlarda çağrıda bulunuyor:
''-Şiddetin derhal sona ermesi ve nüfusun meşru taleplerinin yerine getirilmesi,
-Libya'dan ayrılmak isteyen tüm yabancıların tahliyesinde BM'ye üye tüm ülkelerin işbirliğinde bulunması,
-15 Şubat'tan beri Libya'da meydana gelen şiddet olaylarının Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) havale edilmesi ve UCM'nin savcısının 2 ay içerisinde Konsey'e bu konuda bilgi vermesi, ardından her 6 ayda bir gelişmelerden Konsey'i haberdar etmesi,
-Tüm üye ülkelerin Libya'ya doğrudan ya da dolaylı silah, mühimmat, askeri araç ya da yedek parçası tedariğini, satışını veya transferini durduracak önlemler alması,
-Libya'nın tüm silah ve ilgili malzemelerin ihracatını durdurması,
-BM'ye üye ülkelerin, vatandaşlarının, Libya yetkililerinin insan hakları ihlallerine katkıda bulunacak faaliyetlere katılmak üzere Libya'ya seyahat etmelerinin önüne geçmeleri.''
Kararın eklerinde uluslararası seyahat yasağı getirilen toplam 16 kişi arasında Muammer Kaddafi başta olmak üzere Kaddafi'nin ailesi ve yakın çevresinden kişiler bulunuyor, malvarlıkları dondurulan 6 kişi de Kaddafi, kızı Ayşe ve 4 oğlundan oluşuyor.
Kararın diğer önemli bir özelliği de Konsey'in, Sudan'ın Darfur bölgesindeki çatışmaları Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) havale etmesinin ardından tarihinde ikinci kez Libya'daki şiddet olaylarını UCM'ye taşıma kararı alması ve bu kararı ilk kez bu defa ''oybirliğiyle'' alması oldu.
LİBYA'LI DİPLOMAT DABBAŞİ VE GENEL SEKRETERDEN KONSEY'E TEŞEKKÜR
Konsey yaptırım kararını almasının ardından Libya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı İbrahim Dabbaşi Konsey'e hitaben bir teşekkür konuşması yaptı. Dabbaşi konuşmasında, yaptırım kararının Kaddafi'ye direnen halka ''manevi destek verdiğini'' ifade etti.
Kaddafi'ye ilk isyan bayrağını çeken ve onu liderlikten çekilmeye davet eden ilk Libyalı diplomat olan Dabbaşi konuşmasında, Kaddafi rejiminin çoktan güvenirliğini ve meşruiyetini kaybettiğini belirterek ''Bu kararın, Trablus'ta hala varlığını sürdüren bu faşist rejimin sona ermesine yardımcı olmasını umuyoruz'' dedi. Dabbaşi, Libya ordusu mensuplarına da çağrıda bulunarak onlardan halka destek vermelerini ve Kaddafi rejimini kınamalarını istedi. ''En önemli şey bu rejimin sona ermesidir'' diye konuşan Libyalı diplomat, halkın rejime direnmeye devam etmesini istediklerini ve yakında rejimin devrileceğine inandığını söyledi. Dabbaşi daha sonra gazetecilerin soruları üzerine ise kendilerinin Libya halkı için çalıştıklarını, bir süredir Trablus'taki rejimle ilgilerini kestiklerini söyledi.
Dabbaşi sorular üzerine kendisinin sadece görevini yaptığını ve asıl cesareti Libya halkının gösterdiğini de söyledi.
Genel Sekreter Ban Ki-mun da Konsey'de yaptığı konuşmada, Konsey'i kabul ettiği karar dolayısıyla tebrik ettiğini belirterek ''Bu karar, temel insan haklarının ihlallerinin hoşgörülemeyeceği, ve bu tür ciddi suç işleyenlerin sorumlu tutulacakları yönünde tüm dünyaya güçlü bir mesaj vermektedir. Umarım bu mesaj, Libya'daki liderlik tarafından dinlenir'' dedi. Ban önümüzdeki günlerde daha da sert önlemlerin alınabileceğini de belirtti.
BATILI TEMSİLCİLER
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mark Lyall Grant yaptığı açıklamada, ''Yaptırımlar, uluslararası toplumun Libya'daki şiddete karşı duyduğu derin endişe ve aslında kızgınlığın güçlü bir ifadesi oldu'' dedi. Grant gazetecilerin soruları üzerine de, UCM Savcısından Libya'daki olaylarla ilgili derhal soruşturma başlatmasını ve kendilerine 2 ay içinde bilgi vermesini istediklerini belirtirken kararın Kaddafi rejimine yönelik son derece ''sert ve bağlayıcı yaptırımlar'' getirmesinden son derece memnun olduklarını söyledi. Grant, 24 saat önce Konsey'e sundukları karar tasarısının hızla ve oybirliğiyle kabulünden ayrıca memnun olduklarını da dile getirdi.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Susan Rice da konuşmasında, yaptırım kararının son derece hızlı alınmış, güçlü, bağlayıcı ve etkin bir karar olduğunu düşündülerini vurgulayarak ''Sivillere kıyım uygulayanlar kişisel olarak yaptıklarından sorumlu tutulacaklardır'' dedi. Rice bu kapsamda Konsey'in ''tek ses olmasından ve sert ve bağlayıcı yaptırım kararı almasından'' dolayı son derece memnun olduklarını ifade etti.
Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gerard Araud da, Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'da ''özgürlük ve değişim rüzgarlarının estiğini'' belirterek, BM Güvenlik Konseyi'nin de uluslararası ilişkilerdeki bu yeni döneme yanıt verebilmeyi başardığını söyledi.
Almanya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Peter Wittig ise Konsey'in dünyaya bu derece güçlü bir mesaj vermesinden çok memnun olduklarını belirterek, Konsey açısından ''tarihi bir gün'' yaşandığını söyledi.