Seçim ofisinden yapılan açıklamaya göre, Ulaş, cumhurbaşkanı adaylarından birisinin “Türkiye kökenlileri geri gönderecek gemi de yok, hiç kimse de yok, onların Kıbrıs’ta kalması kırmızı çizgilerimizdir” dediğini belirterek, gerçekte olması gerekenin zaten bu olduğunu ama pratikte hiç de böyle olmadığını; hem sağda hem de solda, Türkiye kökenlilerin seçim döneminde hatırlandığını savundu.
 
Ulaş, başka bir cumhurbaşkanı adayının da yine bu kesimi kastederek, “bu Türkiyeli kökenli insanların burada demografik, yani nüfus yapısını bozmaması gerektiğini” söylediğini belirterek, “bu tavırlar gerçek bir solun değil, küçük burjuva solunun duygusal gel-gitleridir” ifadesini kullandı.
 
Ulaş, “söz konusu Türkiyeli denilen insanların bazılarının anne-baba vatandaş olmasına rağmen, çocuklarının vatandaş olamadığını, gidecek bir yeri ve ülkesinin de olmadığını, burada kalabilmek için çalışma izni almak zorunda kaldığını” belirterek, bunu “bir insanlık ayıbı” olarak değerlendirdi.
 
Yine bu insanların bir kısmının 20-30 yıl KKTC’de kalmasına rağmen, çocuklarının burada doğup, burada okuyup büyüdüğünü ve KKTC’yi vatan olarak görmesine karşın kendilerinin ve çocuklarının vatandaş olamadığını öne süren Ulaş, ailelerin paramparça olduğunu ve bir insanlık dramının yaşandığını savundu.
 
Ulaş, “Avrupai anlamda bir sol partinin ve anlayışın bunlara ilgisiz kalması mümkün değil ama Kıbrıs’ta kimse oralı bile olmuyor” dedi.