Bağış, AB tarafından geçen hafta yayımlanan ilerleme raporuna ilişkin görüşünün sorulması üzerine, ''Aslında ilerleme raporu, Türkiye'nin fotoğrafını çekmeye çalışıyor ancak yanlış bir lensle çekmeye çalışıyor. Bazen Türkiye'ye ayna tutmaya çalışırken kırık bir aynayla yanlış bir imaj vermeye çalışıyor, ışığı ters yönden alıyor. Çektiği fotoğrafı önünüze koyuyor ama fotoğraf gerçeği olduğu gibi ya da bütün açılarıyla yansıtamıyor'' dedi.

Bağış, bu yılki ilerleme raporunda eleştiri dozunun geçmiş yıllara oranla daha yüksek olmasının nedenlerinden birinin, Türkiye'nin tanımadığı ve diplomatik ilişkilerinin bulunmadığı bir ülkenin dönem başkanlığına denk gelmesi olduğunu söyledi.

Bağış, ''Raporun tamamı da eleştireldir diyemeyiz. Raporun içinde aslında Türkiye'ye çok ciddi övgüler de var. Raporda, Türkiye'nin 33 faslın 32'sinde ilerleme kaydettiği teslim ediliyor'' diye konuştu.

''Vazgeçmedik''

''Toplumumuzda AB'ye karşı haklı bir kızgınlık var'' diyen Bağış, bu kızgınlığın AB standartlarına, birliğin temsil ettiği değerlere ya da AB yolunda atılan reform adımlarına değil, AB'nin Türkiye'ye karşı uyguladığı çifte standartlı yaklaşıma yönelik olduğunu bildirdi.

Bağış, ''İlerleme raporuna kızmamız, tutup da AB standartlarına ulaşma sevdamızdan vazgeçmemiz anlamına gelmez'' dedi.

''Nobel'den büyük ödül''

2012 Nobel Barış Ödülü'nün AB'ye verilmesini de değerlendiren Bağış, ''Artık Nobel Barış Ödülü, sağlanan başarıdan çok teşvik etme, biraz da kendi görevini hatırlatma unsuru haline geldi'' ifadesini kullandı.

Bağış, ''AB'nin kürselleşmesi Türkiye'nin üyeliğiyle gerçekleşecektir. Türkiye'nin AB üyeliği, Nobel'den daha büyük bir ödül olacaktır'' diye konuştu.