Başkan Hasan Sözmener, değiştirilmiş şekliyle yürürlükte olan Kira (Denetim) Yasası gereği bundan böyle kiracıların, özellikle kira ödeme mükellefiyetlerini, kira sözleşmeleri şartlarına uygun olarak yerine getirmekte son derece titiz ve dikkatli davranmaları gerekeceğini belirtti.
Sözmener yazılı açıklamasında, yeni yasal düzenlemeyle kiracılar veya yasal kiracıların, ödemeleri gereken kiraları, ödemeleri gereken tarihten itibaren bir hafta içerisinde ödemedikleri takdirde, aleyhlerine mal sahipleri, kira talep eden ihbara gerek kalmaksızın, tahliye davası açabilecekleri uyarısında bulunarak, bu durumdaki kişilerden “zor durumlar yaşamamak için, ödemeleri gereken kira bedellerini zamanında ödemelerini” istedi.
Daha önceki yasal düzenlemelere göre, mal sahiplerinin ödenmeyen kiralar nedeni ile tahliye davası açabilmeleri için, kirayı ödemeyen kiracıya, öncelikle yazılı bir ihbar göndermeleri ve kiracıya, ödemedikleri kiraları ödemelerine olanak sağlamak için 21 günlük süre vermeleri gerektiğini; böyle bir ihbar yapılmadan, kira ödenmediği gerekçesi ile, tahliye davası açılamadığını anımsatan Sözmener, ihbarı alan kiracı, verilen süre içerisinde veya tahliye davası açılıncaya kadar, zamanında ödemediği kira miktarını öderse, aleyhine tahliye davası açılamadığını anlattı.
Sözmener açıklamasında şu bilgileri de aktardı:
“Genel ilke olarak, Gönyeli, Lefke belediye hudutları içerisindeki ev ve işyerlerine, Mağusa surlar içerisindeki işyerlerine, Lefkoşa’nın surlar içerisindeki Bakanlar Kurulu tarafından yayınlanmış olan strateji metninde birinci etap bölge olarak adlandırılan bölgedeki işyerlerine ve bu bölge dışındaki Lefkoşa belediye hudutları içerisindeki evlere ve işyerlerine, Girne’de, Bakanlar Kurulu tarafından yayınlanmış olan haritalarda gösterilen Kordonboyu dışında kalan Girne belediye hudutları içerisindeki evlere ve işyerlerine, Kira (Denetim) Yasası uygulanmaktadır.
Bu ne demektir? Kira (Denetim) Yasası’nın uygulanmakta olduğu evlerin ve işyerlerinin kira sözleşmeleri sona erdiğinde veya erdirildiğinde, kiracılar, kiraladıkları evleri veya işyerlerini tahliye etmek zorunda değillerdir ve kira sözleşmeleri sona ermiş olan veya erdirilmiş olan kiracılar, tasarruflarında bulundurmakta oldukları evleri veya işyerlerini tasarruf etmeye devam etmek hakkına sahiptirler. Kira sözleşmesi sona ermiş olan veya erdirilmiş olan kiracı, tasarruf etmekte olduğu işyerini veya evi tasarruf etmeye devam ederse, kanun gereği sıfatı ‘yasal kiracı’ olmaktadır. Halbuki Kira (Denetim) Yasası’nın uygulanmadığı yörelerdeki kiracılar, kira sözleşmeleri sona erdikten veya erdirildikten sonra, tasarruflarında bulundurdukları evleri veya işyerlerini tahliye etmek zorundadırlar. Bu zorunluluğa uymazlar ve tasarrufa devam ederlerse, sıfatları ‘yasal kiracı’ değil ‘mütecaviz’ olur.
‘Mütecaviz’ ile ‘yasal kiracı’ arasındaki en önemli fark nedir? Mütecaviz aleyhine mal sahibi tahliye davası açabilir ve mal sahibinin, kiracının, mütecaviz duruma düştüğünü ispatlaması, mahkemenin, tahliye kararı vermesine kafidir. Halbuki yasal kiracı aleyhine, mal sahibinin tahliye davası açabilmesi için, Kira (Denetim) Yasası’nda sayılmakta olan sınırlı tahliye sebeplerinden birisinin var olması gerekir. Yani, mütecavizi tahliye ettirtmek kolay, yasal kiracıyı tahliye ettirtmek, oldukça zor ve bazı hallerde de imkansızdır.
Meclis, yasal kiracılar aleyhine tahliye kararı alınmasının zorluğunu veya imkansızlığını dikkate alarak, Kira (Denetim) Yasası’nda değişiklik yapmış ve bu değişiklik çok kısa bir zaman önce yürürlüğe girmiştir.”
Sözmener, bunun dışında, Kira (Denetim) Yasası’nda yapılan değişikliklerle, mal sahiplerinin daha kolay tahliye kararı elde etmelerini sağlayan bazı düzenlemeler daha yapıldığını da ekledi.
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
.jpg)
.jpg)
.jpg)
k1.jpg)
k1.jpg){kind=small}
