Antalya'nın Alanya ilçesi Devlet Hastanesi Başhekimi Ismail Basaran, bu yıl Ramazan ayının sıcak günlere rastlaması nedeniyle, oruç tutan vatandaşlara beslenme ile ilgili uyarılarda bulundu.
Alanya ilçesi Devlet Hastanesi Başhekimi Ismail Basaran, oruç tutanların iftar ve sahur menüleri konusunda dikkatli olmaları gerektiğini belirtti. Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının arttığı ve metabolizmanın bu yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığını ifade eden Başaran, "Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile birlikte yeterince sıvı alınmazsa, vücutta su ve mineral kaybı olmaktadır. Buna bağlı olarak da bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir" dedi. Vücuttaki su oranının yeterli düzeyde tutulmasının hayati önem taşıdığını kaydeden Başaran, şunları söyledi:
"Bunun için kaybolan miktarın mutlaka telafi edilmesi gerekmektedir. Günde ortalama, en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) su içilmelidir. Bununla birlikte Ramazan'da sıvı ihtiyacını karşılamak için ayran, taze sıkılmış meyve suyu, soda, sebze suyu gibi sıvıları sık sık tüketmek gerekmektedir. Sıcak havalarda aşırı beden hareketi yapılması durumunda, vücudun su ve tuz kaybı daha da artmaktadır. Bu gibi durumlarda tuzlu içilmesi önerilir. Çocuklar sıvı-elektrolit dengesine daha duyarlıdır. Bu nedenle daha dikkatli ve tedbirli olunmalıdır. Çocukların su ihtiyaçlarını fark edemeyecekleri ve kendilerini ifade edemeyecekleri göz önünde bulundurularak, sık sık kaynatılıp soğutulmuş su içirilmesine özen gösterilmelidir."
Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerektiğini bildiren Başaran, sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin yaklaşık 15-16 saat olan açlık süresini 20 saate çıkardığı, bunun da açlık kan şekerinin daha erken düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olacağını belirtti.
Sahur öğününün ağır yemeklerden oluşmaması gerektiğini söyleyen Başaran, "Gece metabolizma hızı yavaşladığından vücudun yağlanma hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanlar ise açlıklarını geciktirmek için kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketme yolunu tercih edebilirler. Ancak aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması gerekmektedir" dedi.
İftar sofraların çeşitliliği ve bolluğunun Ramazan'ın yemek kültürü açısından en belirgin özelliği olduğunu belirten Başaran "İftarda kan şekeri çok düşük düzeye indiği için kısa sürede fazla miktarda besin tüketme isteği doğar. Yapılan önemli yanlışlardan biride çok hızlı
bir şekilde ve yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin, doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra vermektedir. Dolayısiyla çok hızlı yemek yemek, kısa sürede yüksek miktarda besin tüketilmesine neden olmakta, bu da kilo alımına zemin hazırlamaktadır" dedi. Başaran
ayrıca zorunlu olmadıkça, güneş ısınlarının dik geldiği 11.00-15.00 saatleri arasında dışarıya çıkılmaması, çocuklar, yaşlılar, kalp ve şeker gibi kronik hastalığı olanların özellikle bu durumda daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu.