KTÖS, KTOEÖS, BES, KTAMS, TIP-İŞ, BASIN-SEN, ÇAĞ-SEN, DAÜ-BİRSEN, KOOP-SEN ve GÜÇ SEN temsilcileri 11.00’de Meclis önüne gelerek pankart açtılar.
“Kıbrıslı Türkler Türkiye’nin Alt Yönetimi Olmayı Kabul Etmiyor”; “EU, Act Now Against The Turkish Cypriot Extinction” (AB Şimdi Kıbrıslı Türklerin Yok Olmasına Karşı Hareket Et”; “Solution Now: Independent United Federal Cyprus” (Çözüm Şimdi: Bağımsız Birleşik Federal Kıbrıs); “Turkey, Respect The Will of Turkish Cypriots”(Türkiye Kıbrıslı Türklerin İradesine Saygı Göster) pankartlarını açan sendikacılar daha sonra basın açıklaması yaptı.
GÖKÇEBEL
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel Brüksel’e devletin parası, reddedilen Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportları ve “rejimin uçaklarıyla” bir çıkarma yapıldığını söyleyerek, bu kişilerin Kıbrıslı Türkleri temsil etmediği görüşünü savundu.
Kıbrıs Sorununun şekil değiştirerek Kıbrıslı Türklerin ada üzerindeki eşitlik haklarını ortadan kaldıran bir sorun haline dönüştüğünü ifade eden Gökçebel, “rejimin” Kıbrıslı Türkleri adadan yok etmek için elinden geleni yaptığını iddia etti.
Gökçebel, Kıbrıslı Türklerin adada eşit ortak olduğunu, kendi kendilerini yönetme talepleri bulunduğunu vurgulayan sesin Kıbrıslı Türklerin gerçek sesi olduğunu söyleyerek, devlet parasıyla yurtdışına taşınan sesin yapay bir ses olduğu görüşünü bildirdi.
ELCİL
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de, meclis önünde bugün açılan pankartların geçen yıl Brüksel’de Schumann Meydanı’nda açtıkları pankartlar olduğuna dikkat çekerek, “Eğer sivil toplum örgütü isek kendi kararımızı kendimiz alırız, başkasının kararı ve parasıyla eylem yapmayız” dedi.
Bir yandan Rum kesiminin “Kıbrıs Cumhuriyeti” üzerindeki işgalinin diğer yandan da arazi, ganimet ve vatandaşlık dağıtılarak yapılan işgalin devam ettiğini ileri süren Elcil, Kıbrıs’ta “çift taraflı bir işgal yaşandığını” savundu ve bu sorunların Brüksel’e taşınması yerine, yapay gerekçelerle eylem yapıldığını iddia etti.
“Kıbrıs Cumhuriyeti” pasaportlarını yasaklayarak kendi toplumuna ambargo koyan hükümetin, devleti de adeta “polis devleti” haline getirdiğini ileri süren Elcil, talimat aldığı sürece mevcut hükümetin Kıbrıslı Türkleri temsil edemeyeceği görüşünü savundu.
Eylemde basın mensuplarına ortak basın açıklaması da dağıtıldı.
Açıklamada özetle şu görüşlere yer verildi:
“Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgalleri altında tutan Kıbrıslı Rumların AB Dönem başkanı olmaları bahane edilerek, Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportları yasaklanırken ve bunu protesto eden öğrencilerimiz polis tarafından dövülürken, aynı saatlerde parası KKTC devleti tarafından karşılanan iki uçak dolusu sivil toplum temsilcisi, “Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportları ile Brüksel’e uçup “Ambargo ve İzolasyonları” protesto etmeleri ne yaman çelişkidir. Ambargo ve izolasyonu uygulayan siz ama onu da protesto etmek için parayı ödeyen organizasyonu yapan siz. Tam bir iki yüzlü politika.
Bizlerin Brüksel’e gitmek Kıbrıslı Türklerin toplumsal haklarını savunmak için birilerinden bize uçak tutulmasına ihtiyacımız yoktur. Bilinmelidir ki adamızın Kuzeyinde yeterince kukla yönetici vardır, TC’nin ayrılıkçı politikacılarına hizmet etmek bize yakışmaz”