Tanjevic, Euro Basket 2013 Elemeleri'nde bugün Portekiz'le karşılaşacağı maç öncesi önemli açıklamalarda bulundu. NBA ile FIBA ilişkilerini doğru bulmadığını belirten Tanjevic, "İlişkiler eksik, tam oturmuyor. Bütün FIBA ülkelerine üçüncü dünya ülkesiymiş gibi davranmaya çalışıyorlar. NBA'de 40-50 civarında oyuncu olduğunu biliyorum. Bu çocuklara doğduğu topraklardaki, ülkelerdeki hem kulüpleri büyük yatırımlar yapıyor, bu seviyeye getirebilmek için. Hiçbir yatırım yapmadıkları, gelişmelerine katkı sağlamadıkları oyuncuları buradan kolayca çekip alarak NBA'de bir iş ve eğlence sektörünün içine koyuyorlar ve bir şekilde kullanıyorlar" şeklinde konuştu.
"NBA'YE OYUNCU GÖÇÜ VAR"
'Biz de kendi çocuklarımızı NBA'de görüp onların yaptıkları işten zevk almak istiyoruz' diye konuşan Tanjevic, "Sonuçta onların edinimlerini, kazanımlarını maalesef sadece NBA'deki insanlar bu zevki alabiliyorlar. Avrupa'dan NBA'ye oyuncu göçü var. En azından bence bir şekilde yazın özellikle uluslararası Milli Takım turnuvalarında oradaki oyuncuların buraya gelip katılmaları gerekiyor. Bu şu anda tamamen oyuncuların gelip gönülden oynayıp oynamamalarını istemelerine kalmış durumda. Bence bununla ilgili NBA'in de bir yaptırımı olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Deneyimli antrenör, yaz programlarına katılması için NBA'de oynayan özellikle Milli Takım sporcularının baskı yapmasını ve böyle bir kural getirmesi gerektiğini belirterek, "Zaten şampiyona bittikten sonra kendilerine ayıracakları çok uzun bir süre kalıyor. Aslına bakarsanız bu NBA için de çok iyi bir şey. 4-5 ay boşta kalacağına bir sporcu yaklaşık 2 ay süre içerisinde bir antrenman temposu içerisinde bizlerle çalışma ve maç yapma imkanı bulacak. Bu süre zarfında da oyuncular hem kendi temel tekniklerini geliştirirken hem de oyun bilgileri artırmış olacak" değerlendirmesinde bulundu.
"20 YAŞINA GELMİŞ BİR OYUNCUNUN BİLE MİLLİ TAKIMDA OYNAMAYI REDDEBİLECEĞİ BİR KONUMA GELDİK"
Basketbolun bir iş sektörü olduğu için Amerika'daki spekülatif hareketlerin NBA'nin daha fazla para kazanmasına yol açtığını öne süren Tanjevic, "20 yaşına gelmiş bir oyuncunun bile Milli Takım'da oynamayı reddebileceği bir konuma geldik. Açıkçası orada bizim sporcumuza para veren, işveren ne kulübü ne yöneticisi 'sen son 3 yılda fazla oynayamadın, yüksek okulda kötü rakiplere karşı oynadın, üniversitede ilk sene kurallardan dolayı bir ceza aldın, zaten 3 yıldır oynamıyorsun, bu sene de yeterince süre alıp kendini geliştiremedin, şu anda senin Milli Takım'a gidip daha fazla maç yapman senin için de bizim için de önemli bir katkı sağlayacaktır' diye orada bunu kimse söylemiyor" dedi.
Tanjevic, bahane yaratmak ya da 'ağlamak' için bunları söylemediğini dile getirerek, "Türk Milli Takım'ı kesinlikle bir ya da iki oyuncuyla zarar görebilecek bir takım değil çok iyi bir takım ama bunun prensip olarak böyle olması gerektiği için fikirlerimi söylüyorum" diye konuştu.
"KOBE BRYANT, İBRAHİMOVİÇ'TEN DAHA AZ KAZANIYOR"
NBA'nin çok büyük bir sektör olmasına rağmen dünyada futbolun piyasasında olmadığını anlatan Tanjevic, "Örneğin İbrahimoviç'in bu seneki transferinde yıllık maliyeti yaklaşık 44 milyon euroya geliyor ancak Amerika'daki oyuncular hükümete vergi ödüyor. Avrupa'da böyle bir şey de yok. Yaklaşık kulübüne 44 milyon euroya mal olan ve futbol açısından bir marka olan İbrahimoviç kendi milli takımında sezon ortasında hazırlık maçında Faroe Adaları'na gidiyor ve oynuyor. Böyle örnekler de var. Düşündüğünüzde İngiltere, İtalya ve Fransa’da oynayan bir sürü Afrikalı sporcu da sezon içinde gerçekleştirilen Afrika Uluslar Kupası’nda oynamak için neredeyse 1 ay takımlarından ayrı kalıyorlar ve kulüplerinde yer almıyorlar. Neden basketbolun bunlardan farklı olması gerekiyor. Biz futboldan daha büyük bir işkolu değiliz. Kobe Bryant, İbrahimoviç'ten daha az kazanıyor sonuçta" ifadelerini kullandı.
"FUTBOLDA NASIL BÜTÜN MİLLİ MAÇLARA GİDİYORLARSA BASKETBOLDA DA AYNISI OLMASI GEREKTİĞİNİ SAVUNUYORUM"
Futbolcuların da basketbolcular kadar profesyonel sporcular olduğunu ifade eden Tanjevic, "Ama gördüğünüz gibi futbolda nasıl bütün Milli maçlara gidiyorlarsa basketbolda da aynısı olması gerektiğini savunuyorum. Brezilya takımının en yetenekli oyuncusu olimpiyat köyünde bütün amatör sporcularla aynı yerde kalıyor. Bunu neden söylediğimi açıklamak istemiyorum. Bir şekilde bu kuralları, NBA-FIBA ilişkisini geliştirmemiz gerekiyor. Bunu küçük bir dosya için değil genel itibariyle söylüyorum. Sistemin iki tarafı da mağdur etmeyecek şekilde düzenlenmesi yapılması gerekiyor. Bizim eşit şartlarda çalışma şeklini bir şekilde kabul ettirip NBA ile eşit hale gelmemiz lazım" dedi.
"MİLLİ TAKIM SAYGISI VE SEVGİSİNİN PARANIN ÜZERİNDE OLMASI GEREKİYOR"
Tanjevic, paradan önemli şeyler olduğunu bunun en önemli örneğinin ise Milli forma olduğunu kaydederek, "Sonuçta mili formayı giyen her sporcuyu sadece Türkiye'de yaşayan halk değil dünyanın başka yerlerinde yaşayan Türkler de sürekli onları desteklemek ve görmek istiyor. Onların saygısını, sevgisini kazanıyorsunuz bunu parayla yapmanız mümkün değil. Bu çok önemli bir duygu, bin lira maaşla çalışan insanlar buraya gelip, sıraya girip hep beraber İstiklal Marşı’nı okumak için buraya gelecekler. Paranın üzerinde Milli Takım saygısı ve sevgisi olması gerekiyor" diye konuştu.
"BİZİM ESAS İŞİMİZ İNSANLARI MUTLU ETMEK"
"Biz daha iyi şartlarda çalışan, insanlara göre belki daha fazla kazanan, dünyayı bir şekilde gezen şanslı insanlarız ve 300-400 dolar maaşla çalışan insanları mutlu etmek için buradayız" diye konuşan Tanjevic, "Bizim esas işimiz bu. Türk halkı NBA’de bütün sezon da oynasa sahada en iyi, en yetenekli oyuncularını görmek, desteklemek ve onlar için tezahürat yapmak istiyor. Bunun için de NBA’yle FIBA ülkelerinin kurallar koyularak eşit hale gelmesinin şart olduğunu düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"NBA COACH'U OLSAM OYUNCULARIMA ÖĞRETECEĞİM ÇOK FAZLA BİR ŞEY YOK"
"Benim işim; 'star' olmaya yeni başlayan oyuncuların öğretmeniyim, onlara doğru şeyleri öğretmeye çalışıyorum" diyen Tanjevic, "NBA coach'u olsam oyuncularıma öğreteceğim çok fazla bir şey yok. İlk sezonunu bitirmiş oyuncuma 'senin yazın programın ne, Milli takımda programın var mı, yazın neler yapacaksın’ diye sorarım. Çünkü 'ilk sezonda bana verdiklerin yeterli değil ikinci sezonda seni daha kuvveti halinle görmek isterim' derim" diye konuştu.
Tanjevic, şunları kaydetti:
"Ben oyuncuya ne yapacağını sorduğumda oyuncu bana, 'ben biraz halter yapmayı, hafif idman antrenmanları yapmayı düşünüyorum' diyorsa hiçbir şey yapmıyordur aslında. Ondan sonra '1-2 aylık bir program var oraya gidebilirim' diyor oyuncu. Peki dediğimde, '2 aylık programda couch'un bana karşı davranışları beni düşündürüyor. Bizi çok zorluyorlar, günde 2 idman yaptırıyorlar. 2 idmanda couch bana daha iyi yapmam için bağırıyor, kızıyor' demesi üzerinde ben de 'bu iyi bir şey' diyorum. Ne kadar maç yaptıklarını sorduğumda ise, 'yaklaşık 10-11 tane resmi maç yapacağız. Üzerinde de 7-8 tane eleme grubu maçı yapacağız' diye oyuncu cevap veriyor. Daha sonra bu organizasyonun içine girebilmen için ne kadar para ödediğini sorduğumda ise, 'ben para ödemiyorum, bir de oraya gidebilmem için gidiş-dönüş uçak biletini de alıyorlar' diyor. Ben orada olsam 'sen nasıl oraya gitmezsin' diye yakasına yapışır, onu bir sarsarım. Bütün bunlar oyuncuların kendine daha fazla zaman ayırmak istediği için ve kimsenin ona ne yapmak istediğini sormadığı için oluyor. NBA'in bu oyuncuları doğru şekilde yönlendirmesi gerektiğine inanıyorum. 40 yılı aşan yaşlı bir coach'um NBA'deki 3-4 yıllık antrenörler gibi değilim. Ben her zaman oyuncularıma kendilerini nasıl geliştirmeleri gerektiğini, ilerideki sezon için neler yapmaları gerektiğini ve eksiklerini söylüyorum. Bu durum dönüyor, dolaşıyor NBA-FIBA ilişkisine geliyor."
"ESPRİ MAHİYETİNDE OLAN BİR RÖPORTAJDI"
Tanjevic, ünlü spor gazetesi La Gazzetta Della Sport'a verdiği röportajda, Milli oyunculara ilişkin, "NBA'de gelişemiyor. Çünkü orada 3-4 iyi 'couch' var. Gerisi salak" yönünde medyaya yansıyan açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
Tanjevic, konuya ilişkin şunları kaydetti: "Orada ben aslında 'salak' kelimesini direk olarak kullanmadım. Çok yakın bir gazeteci arkadaşımla sohbet içerisinde kullandığım bir şey. O flaş haber gibi vermek için biraz süsledi açıkçası. 'Çok umursamaz' yönünde İtalyanca bir kelime kullandım. 'Salak' kelimesi çok ağır bir kelime. Ben orada '3-4 bin iyi antrenör' var dedim o binini atmış. Basın toplantısında da o gazeteci arkadaşa 'beni çok iyi anlamamışsın' diye söyledim. O espri mahiyetinde olan bir röportajdı ama şu anki açıklamalarım gayet ciddi bir konu."