Yılmaz Bora yaptıüı açıklamada, , güven yaratıcı önlemlerin de olumlu bir ortam yaratmasının zayıf ihtimal olduğunun görüldüğünü kaydetti.
 
Bora, “Devletimizin genç Dışişleri Bakanının Rum zihniyetini bizzat yakından görme fırsatı bularak haklı ve yerinde tepkilerini ortaya koymaktan çekinmemesi takdir edilmesi gereken bir davranıştır. Rumların her aşamada çeşitli oyun ve manevraları ile karşılaşılmaktadır” dedi.
 
“51 YILDIR KIBRIS’TA İKİ AYRI YÖNETİM MEVCUTTUR”
 
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
 
“15 Temmuz 1974 Rum ve Yunan’ın “ENOSİS” darbesine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 20 Temmuz 1974’de gerçekleştirdiği meşru müdahalesi olmasaydı bugün Kıbrıs’ta Türk varlığından söz edilecek miydi? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin meşru müdahalesi ( Atina’da bir mahkeme müdahaleyi meşru saydı) Kıbrıs’a barış, huzur ve güveni getirmiştir. 1975’de topluca Nüfus Mübadelesi yapılmış ve iki ayrı halktan oluşan iki ayrı bölge oluşmuştur. 51 yıldır Kıbrıs’ta iki ayrı yönetim mevcuttur. 40 yıldan beri de Rumların sebep olduğu savaşın bir neticesi olarak bu iki ayrı halktan oluşan iki ayrı yönetim, antlaşma sonucu gerçekleştirilen Nüfus Mübadelesi ile birbirinden ayrı iki bölgede toplanmıştır. O tarihten beri de, Kıbrıs’ta barış, huzur ve güven vardır. Kıbrıs’taki barış ve huzurdan rahatsızlık duyanlar bunu bozmak için çaba harcamakta ve bu yüzden yaşanan acı gerçekleri dikkate almak istememektedir”
 
“AÇIKLAMALAR GERÇEKLERİ YANSITMAKTAN UZAK”
 
ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın birkaç gün önceki açıklamalarının gerçekleri yansıtmaktan uzak olduğunu ifade eden Bora, “ O Yunan lobisine hoş görünmek için bir ifade kullanmıştır. Kıbrıs’ın gerçekleri ortadadır ve bu gerçekler dikkate alınmadan siyasi bir çözümden söz etmek mümkün değildir. Biden’ın elinde sihirli bir araç mı var ki Kıbrıs meselesini çözecek!” dedi.
 
ABD ve AB yetkililerinin bugünlerde yaptıkları değerlendirmelerle Kıbrıs Türk halkını ve Anavatan Türkiye’yi psikolojik baskı altına almak istediklerini kaydeden Bora açıklamasını şöyle tamamşadı:
 
“Kıbrıs gerçekleri ile bağdaşmayan Rumların lehine bir çözümü kabul ettirmeyi hedefledikleri anlaşılmaktadır.
 
Kıbrıs Türk halkının, haklı ve meşru devletini Anavatanın desteği ile sonsuza dek yaşatmak azmi ve kararındadır. Halkımız bu ve buna benzer hak ve hukuk dışı telkinlere asla itibar etmeyecektir”
C