Anayasa Mahkemesinin önceden verdiği bazı kararlar gibi son hak ihlali kararının da anayasanın hükümlerine açık ihlal taşıdığına değinen Bozdağ, şunları kaydetti:
"Çünkü, kanun yolu tüketilmeden, hatta iddianame okunmadan ve yargılama başlamadan, bireysel başvuruyu incelemiş ve ihlal kararı vermiştir. Başvuruyu karara bağlarken, ilk derece mahkemesi gibi hareket etmiş ve ilk derece mahkemesinin gözetmesi gereken hususları gözetmiştir. Kanun yolları tüketildikten sonra önüne gelmesi muhtemel bir başvuru hakkında ihsası reyde bulunmuştur."
"İhlal kararı mahkemeye baskıdır"
İptal kararının gerekçesi yazılmadan açıklandığını belirten Bozdağ, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Anayasa Mahkemesinin verdiği son hak ihlali kararı, daha yargılamaya başlamamış mahkemeye ve yargı görevi yapanlara baskıdır, müdahaledir. İlk derece mahkemesinde daha iddianamenin okunmadan, savunma dinlenmeden, deliller değerlendirilmeden ve sanıkların mahkumiyetine, beraatine karar verilmeden, Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı vermesi Anayasa ihlalidir. Yargılama sürerken, Anayasa Mahkemesinin, işin esasına girerek hak ihlali kararı vermesi, ayrıca açık bir yetki ve görev gasbıdır. Yargıya güven, yargının prestiji, eleştiri veya alkışlara göre değil, ancak usulde, esasta doğru kararlarla tesis edilebilir."