Ankara'nın Haymana ilçesindeki yüksekokulun açılış törenine katılan Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, öğrenciler tarafından çiçeklerle karşılandı. Kuzu, konuşmasını yapmak için kürsüye çıktığı sırada kendisini izleyen kız öğrenciler, kürsüye doğru çiçek attı. Törene katılanların da alkışlarla destek verdiği öğrenciler, Kuzu'yu coşkuyla karşıladı.
Kız öğrencilerin davranışlarını teşekkür ederek karşılayan Kuzu, burada yaptığı konuşmada, okulun açılışı için davet edildiğinde kendi kendine ''Ben 'İstanbul Milletvekiliyim, beni niye davet ettiler ki acaba?' dedim. Sonra düşündüm ki son günlerde Ankara Üniversitesi ile çok yakın ilişkim var. Onun için koşa koşa geldim'' dediğini anlattı. Türkiye'de üniversitelerin sayısının artırılmasının bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Kuzu, Japonya'da 2 bin 500 üniversite olduğunu, iki ülkenin nüfusları karşılaştırıldığında Türkiye'de de bine yakın üniversite olması gerektiğini savundu.
''Yüksekokulları böyle köylere kasabalara yapıyorsunuz'' şeklinde eleştiri aldıklarını anlatan Kuzu, bu eleştirilere katılmadığını, böyle güzel bir yüksekokulun Haymana gibi tarihi öneme sahip bir yere yakıştığını söyledi.
Törenin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kuzu, öğrencilerin kendisine çiçek atması hakkındaki düşüncelerinin sorulması üzerine çiçeklerle karşılanmanın çok güzel olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Aslında olması gereken ne çiçek ne yumurtadır. Sonuçta biz işimizi yapıyoruz ama öğrencilerimiz böyle güzel bir şey düşünmüş, onlara teşekkür ediyorum. Siyasal'da yaşanan olaydan dolayı davacı olmadım. O gün de söylemiştim, ben 30 yıllık hocayım, öğrencinin ne olduğunu bilirim. Sadece kırgınlığım devam ediyor. O da öğrencilerin yaptığına değil öğrencilerin içinde bulunduğu duruma üzülüyorum. Oraya gelmiş bir hocaya, siyasal gibi bir yerde böyle bir davranış olmamalıydı.
Kendi ifadeleriyle 120 yumurta atmışlar, bu çok fazla... Hadi 5-10 attın, ben orada 12-13 dakika durdum. İstedim ki yumurta dursun ama maşallah Ali Babanın Çiftliğine dayamışlar sırtlarını, oradan gelip gelip atıyorlar; buna üzüldüm. Konuyla ilgili soruşturma açıldı. Şu an soruşturma devam ettiği için daha fazla bir şey söylemeyeyim.''
'İDARİ ÖZERKLİK TANIMI TARTIŞILABİLİR'
Bir gazetecinin, ''demokratik özerklik tartışmalarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine Kuzu, ''idari özerklik'' tanımının, teorik olarak tartışılabileceğini, buna hukuken bir engel bulunmadığını belirtti.
Burhan Kuzu, şunları kaydetti:
''Bir siyasi partinin Genel Başkanı düzeyindeki temsilcisi 'Anayasa ne yazarsa yazsın biz şimdiden fiilen başlatıyoruz iki dilli iki bayraklı yönetimi' dediği zaman orada Anayasa'ya açıkça aykırı bir tutum içine girmiş olursun. Savcılık ne yapar ne yapmaz onu bilemem ama yapılanın suç olduğu ortada. Yöntem de yanlış, hiç bir devlet sokakta kurulmamıştır. Önüne her gelen 'ben hukuku dinlemem' derse bunun sonu gelmez.
Gerçi TBMM Başkanımızla görüştükten sonra biraz daha farklı mesaj verilmiştir. O mesaj üzerinden gidilmesi lazım. Aksi halde Türkiye'ye iyilik yapmış olmayız. Yani, hem 'benim ayrı bir devlet kurma niyetim yok' diyeceksin. Hem de 'ayrı bayrak, ayrı dil, özerk bölge, ekonomik özerklik' diyeceksin. Aslında bu ayrı bir devletin tanımıdır. Dolayısıyla yanlış bir yöntem, sonu olmayacak bir yöntem, bir çıkmazdır orası. Ondan bir an önce dönmek lazım. Dediğim gibi, 'idari özerklik' tanımı teorik olarak konuşulabilinir ama böyle değil de 'biz fiilen uygulamaya geçeriz' dediğinde o zaman müesses (kurulu) nizamın güçlerini karşında bulursun. Bu, bu kadar basit.''