Çelik, MİT Yasası'yla ilgili eleştiriler için şunları söyledi:
"Başbakan'a padişahlık yetkisi verildi demek banal. Münhasıran yetki Başbakan'a verilmiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu yanlış bir algıdır. Başbakan'daki yetkiyi tanımlamak padişah yetkisi mi vermek? Bu nasıl bir şeydir. MİT'te yanlış olmaz diye bir şey yok. Hrant Dink olayında iki kişinin adı geçti. Başbakan soruşturma izni verdi ve iki MİT mensubu yargılanıyor. Savcı bunlarla ilgili olarak Başbakan'dan izin istemiş olsaydı, yetki aşımına gitmeseydi bir problem olmayacaktı. Yerindelik denetimi yapamazsınız. CHP Anayasa Mahkemesi'ne gidecektir. Giderse gitsin, CHP'nin ihtisas alanı bu."
Cemaatle hükümet arasında çatışma olduğu iddialarını yorumlayan Çelik, "Cemaatin bir kaydı mı var? Yıllardır bu paranoyayla yaşadık. İnsan kendisine ait olan bir şeyi ele geçirir mi? Şu ele geçiriyor, bu ele geçiriyor. Kamuda çalışan solcu insanlar var mı, ülkücü insanlar var mı? Var. Oraya sızmış, buraya sızmış bu su mu, nem mi? Kamu personeli nasıl alınıyor; belli. KPSS sınavı var. Bu insanların yüz kızartıcı suçu yoksa, engel yoksa biz onların vicdanına hafiye kulağı dayayarak atayamayız. Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış bunlar kargaları güldürür. Bu paranoyaları bir tarafa bırakalım" dedi.
YASAYI KULUÇKAYA OTURTMASI GEREKMİYOR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün MİT Yasası'nı aynı gün onaylamasıyla ilgili konuşan Çelik, "Cumhurbaşkanı hemen onayladı dendi. Ahmet Necdet Sezer, engelleme çabasının devamı olarak 15 gün bekletiyordu. Bu süre bütün kanunlar için kuluçka süresi değildir. Zaman kaybettirmenin kimseye faydası yoktur. Detaylı bir kanun gelir. Cumhurbaşkanı bunu uzun boylu inceleyebilir. Bir maddelik meselede 15 gün kuluçkaya oturtması gerekmiyor" diye konuştu.
DİNK CİNAYETİNDE HATALAR OLDU
Çelik, DDK'nın Hrant Dink raporuna da değindi. Çelik şunları kaydetti: "Trabzon'dan başlayan serüvende birçok hatanın, kusurun olduğunu biliyoruz. DDK tarafından tespit edilmesi hukukun tecellisi için önemli bir adımdır. Bunun temyiz aşaması görülüyor. Bu tespitler ilgili makamlara iletildiği zaman bunlar yeniden incelenir."
ERDOĞAN BU HAFTA İSTANBUL'DA
Hüseyin Çelik, Erdoğan'ın rahatsızlığıyla ilgili olarak "Başbakan'ın sağlık durumu gayet iyi. Çalışmaya devam ediyor. Bir saat önce telefonla görüştüm. Bu hafta İstanbul'da olacak ama faaliyet gösterecek. Önümüzdeki haftadan itibaren Ankara'da olacak. Mesaisine İstanbul'dan devam edecek" dedi.
AÇLIK GREVİ SON ÇAREDİR
BDP'li vekillerin açlık greviyle ilgili değerlendirme yapan Çelik, "Açlık grevi en son başvurulması gereken çaredir. BDP'lilerin ne yapması gerektiğine biz karar vermiyoruz. Bu ülkede birçok sıkıntılar atlatıldı. Biz çok daha iyi yerdeyiz. Geminin dibi su alırsa bundan herkes zarar görür. Gazetelerde bir haber var. Leyla Yalçınkaya HES'leri protesto etmiş, 9 yıl hapsi isteniyor. Bir hakaretten, kasten yaralama ve görevi engellemek için direnmeden dava açılmış. Çocuk olarak yargılanacak. Demokratik hak eylem yapmaktır. Barışçı eylemi kimse engellemez. Şiddet işin içine girince şekli değişir" dedi.