İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz, Antalya’da 1998 yılından önce dördüncü derece deprem riski kriterlerine göre inşa edilen 85 bin yapının deprem riski taşıdığını söyledi.
Oğuz, Antalya’da acil olarak deprem master planı hazırlanması gerektiğine vurgu yaptı.
Türkiye’de deprem bölgesinin 1996 yılında yapılan haritaya göre 5 bölgeye ayrıldığını söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz, bu haritanın revizyonunun yapıldığını belirtti. Türkiye’de bugüne kadar 4 ve 4’ün üzerinde 182 deprem olduğunu hatırlatan Oğuz, bu depremlerde yıllık ortalama ölü sayısının bin, yıllık ortalama yıkılan bina sayısının 6 bin olduğuna dikkati çekti.
KENT MERKEZİ İKİNCİ DERECE DEPREM BÖLGESİ
Antalya’nın deprem haritası hakkında bilgi veren Oğuz, kent merkezinin ikinci derece deprem bölgesi olduğunu kaydetti. 1996 yılındaki haritadan önce kent merkezinin dördüncü derece risk bölgesinde olduğunu ifade eden Oğuz, şöyle konuştu: "Antalya 1996 yılındaki haritada ikinci risk bölgesine geçti. Bu harita deprem yönetmeliğiyle birlikte 1998 yılında uygulanmaya başlandı. Ciddi bir problem ortaya çıktı. Bu problemde 1998 öncesi yapılan binalar dördüncü risk bölgesine göre hesaplanıp inşa edildi. Bakıldığı zaman Antalya merkezi 1998’den sonra ikinci risk bölgesinde. 1998 yılı öncesi yapılan binalar ne olacak sorusu gündeme geldi”
KENTTE 120 BİN BİNA BULUNUYOR
TÜİK verilerine göre, kentte 120 bin bina bulunduğuna değinen Oğuz, şunları söyledi: "Bunların 85 bini 1998 öncesi yapıldı. Dördüncü risk bölgesine göre projelendirmesi ve imarı yapılan yapılar ikinci risk bölgesinde bazı yetersizlikler ortaya çıkarabilir. Dolayısıyla 85 bin yapı riskli konumunda şu an."
Antalya’da, Döşemealtı, Aksu, Kıbrıs Herenik olmak üzere üç ana fay hattı olduğuna dikkati çeken Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Antalya’da, 120 bina olası bir depremde nasıl davranır? Oldukça zor bir cevap verilir. Bu konuda Antalya ile ilgili yapılmış tek bir çalışma var. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın talimatıyla 7 ilde kamu binalarının incelenmesi istendi. Antalya’da, 2004’te Antalya Valiliği’nin öncülüğünde bir yılda yapılan araştırmada 119 kamu binası incelendi. Olabilecek depreme karşı bu kamu binalarının davranışının ne olabileceği araştırıldı. Çıkan sonuçta 119 kamu binasının yüzde 70’i olabilecek bir depreme karşı riskli çıktı. 13 bina için yıkım kararı alındı. Bu yıkılması gereken binaların 12’si yıkıldı bir tanesi kullanılmıyor. Bu bize şunu gösteriyor. Kamu binalarının yüzde 70’i depreme karşı riskliyse, Antalya genelinde böyle bir çalışma yok. 120 bin binanın özellikle de o 85 bin binanın şimdiki verilere göre büyük çoğunluğu riskli bina çıkacak. Çünkü o yapılar dördüncü derece deprem kriterlerine göre inşa edilmiş. Oysa şu an Antalya ikici derece deprem bölgesinde."
DEPREM MASTER PLAN YOK
Antalya’da yapıların depreme dayanıklılığı ile ilgili yapılmış bir çalışma olmadığını işaret eden Oğuz, şunları söyledi: "2004 yılında belediyelerden yapıların depremselliği ile ilgili çalışma istedik. Ama o zamandan bu zamana hâla deprem master planımız yok. Binaların konumu durumu hakkında da olası depremde binaların davranışı şeklinde hiçbir çalışma yok. Bu incelemesi yapılan 119 kamu binası dışında." Antalya’da 9 yıldır hâla deprem master planının hazırlanmamasını eleştiren Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa bu planın çoktan yapılması gerekiyordu. kentsel dönüşüm kapsamında 81 ilin deprem master planı çıkarılması gerekirdi. Bu bir eksikliktir. Yasa doğru bir yasa, ancak yasanın içeriğinde problemler var. Antalya kentsel dönüşüm yapılan 33 ilin içinde değil. Bunu şans olarak görüyorum. Şehrin bütüncül olarak planının yapılması gerekiyor. Bu plan içerisinde nazım imar planın revize edilmesi lazım. Bu plan içinde muhakkak deprem master planı, ulaşım ana planını koymamız gerekiyor. Kentin geleceğini düşünerek bir afet master planı hazırlamak gerekir. Bu plan doğrultusunda uygulamaya geçmek gerekiyor. Bakanlık, belediyeler, meslek odaları bu içinde yer alarak ortak akılla bu projenin ortaya konulması gerekiyor."
17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden yıllar geçmesine rağmen çok şeyin değişmediğini söyleyen Oğuz, "Yapı denetim yasası ile ortaya konan yeni yapılan binalar etkin bir denetim altında. Eskiye göre denetim iyi ama olması gerekenden kötü" dedi.