Ülkemize yönelik tehditler kimi zaman milletimizi değerlerinden koparma şeklinde ortaya çıkmıştır. Son 19 yıldır sağladığımız istikrar sayesinde ülkemiz her alanda gerçek potansiyelini ortaya çıkarma imkanı bulmuştur. 19 Mayıs'ı bu güçlü duruşun sembollerinden biri olarak görüyoruz. Salgın şartları nedeniyle 19 Mayıs'ı da arzu ettiğimiz coşkuyla geçiremem üzüntüsü içerisindeyiz. Bu akşam saat tam 19.19'da Türkiye'nin her yerinde vatandaşlarımızla birlikte balkonlarımıza, kapı önlerine çıkıp yürekten gelen bir sesle İstiklal Marşımızı okuyacağız.
İSRAİL'İN GAZZE SALDIRILARI
Suriye'de 10. yılını geride bırakan krizin yol açtığı sorunları her gün tekrar tekrar yaşıyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Filistin topraklarında başlayan katliamlar son günlerde yeniden başlamıştır. Demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet, özgürlük, güvenlik vaazı veren uluslararası kurumlar ile devletler bu zulmü sessizce seyrediyor.
Bize 'Erdoğan bu şekilde konuşmamalı' diyorlar. Ne yapmalı, alkış mı tutmalı? Biz zulmü gördüğümüz yerde en yüksek eda ile haykıracağız.
Yıkılan evler Filistinlilerin değil insanlığı başına çökmektedir. Bugün İsrail'in zulmü altında inleyen masumların çığlıklarına kulak tıkayanlar aslında kendi felaketlerinin zeminini hazırlamaktadır. Filistin'de yaşanan zulme var gücümüzle karşı çıkmaya devam edeceğiz. Eğer bugün Filistin'deki, Suriye'deki, Türkistan'daki kardeşlerimizin başlarına gelene sessiz kalırsak yarın aynı zalimlerin bizim kapımıza da dayanacağını çok iyi biliyoruz. Şayet zulme direnmek ve mazluma sahip çıkmak için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa bunu da ödemekten asla çekinmeyeceğiz.