Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban ki Moon ile görüştüğü New York’taki temaslarını tamamladı. Dün akşam New York’tan ayrılan Eroğlu’nun bu akşam saat 19:30 sıralarında KKTC'ye dönmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, New York’tan ayrılmadan önce Türkevi'nde basın toplantısı düzenleyerek ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Basın toplantısında, gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, "2010 yılının sonuna kadar bir anlaşma sağlanamaması durumunda bir yol ayrımına gidilip gidilmeyeceğinin" sorulması üzerine, şunları söyledi: "Tabii o zaman oturup hem kendi hükümetlerimizle Meclisimizle hem de Anavatan Türkiye ile durumu değerlendirmemiz gerekir. Çünkü Rum’un taktiği zamana oynama, zaman içerisinde KKTC insanının ekonomik olarak ambargolar altında zaafiyetini artırmak ve daha fazla taviz vererek bir anlaşmaya evet deme noktasına gelmesini beklemek gibi bir politikası olabilir."
Bu durumda yılsonunda bir durum değerlendirmesi yapmanın gerekli olduğunu belirten Eroğlu, görüşmelerin sonsuza dek devam ettirilemeyeceğini vurguladı. Eroğlu, "Bir 5 sene daha görüşmeler devam etsin, belki bir anlaşma olur diye bir düşünce içerisine girmek, tabii Kıbrıs Türk halkı için bir zaman kaybıdır" dedi.
BM PARAMETRELERİ VE EGEMENLİK
Derviş Eroğlu, BM parametreleri ve egemenlikle ilgili Kıbrıs Türk tarafının tutumunun sorulması üzerine, müzakere masasındaki BM parametrelerinin, "iki bölgeli, iki toplumlu, siyasal eşitliğe dayalı, eşit statüde iki kurucu devletin kuracağı bir federal yapı ve yeni bir ortaklık" olduğunu bildirdi.
KKTC'nin eski Cumhurbaşkanı Talat ve Rum yönetimi lideri Hristofyas'ın müzakerelerinde egemenlik konusunun gündeme geldiğini ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu:
"Ama o cümle tam okunursa, 'egemenliğin nereden neşet ettiği, nasıl uygulanacağı, nasıl kullanılacağı tartışılacaktır' şeklinde görüş vardır. Ben ilk görüşmede de bütün başlıkları ve alt başlıkları tartışacağımı, Sayın Downer’in başkanlığındaki toplantıda ifade ettim, Sayın Hristofyas da buna herhangi bir ses çıkarmamıştır. Dolayısıyla henüz hiçbir başlık kapanmadığı için bütün başlıklar tabii ki tartışılacaktır, o bakımdan (müzakerelerin) bırakıldığı yerden devam etme kararında olduğumuzu zaten Genel Sekretere yazdığım mektupta belirtmiştim.
Ama hiç konuları tartışmayacağız diye bir ifade yoktur orada, kaldı ki 6 başlıktan hiçbir başlık da kapanmamıştır. Yani 2 sene Sayın Talat-Sayın Hristofyas görüşmelerinde herhangi bir başlık tamamlanmış, dolayısıyla 'bunu bitirdik anlaştık, ikinci başlığa geçiyoruz şeklinde' bir mutabakat yoktur. Demek ki bütün başlıklar teker teker görüşülmeye ve uzlaşı noktasına gelinmeye çalışılacaktır. Zaten bütün konularda anlaşılmadığı sürece hiçbir konuda anlaşılmış sayılmayacak prensibiyle müzakereleri sürdürüyoruz. Bunu Sayın Genel Sekreter bir kere daha bizlere ifade etmiştir, 'bu bir güvenlik ağıdır' şeklinde de ifadede bulunmuştur."
YENİ BİR ORTAKLIK
"Rumların yeni ortaklık ifadesine karşı çıktıklarıyla" ilgili bir soruyu, Eroğlu, "Tabii ki müzakerelerde yeni bir ortaklık aranıyor, eğer yeni bir ortaklık kurulmayacaksa bu müzakereler niye yapılıyor" diye cevapladı.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rumların amacının daha önceki Rum lideri Tasos Papadopulos'un BM Genel Kuruluna söylediği gibi "Osmosis yoluyla Türkleri eritmekse" bunun adının anlaşma olamayacağını, bunun "Türkleri asimile etmek" olacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bizim istediğimiz siyasal eşit, eşit statüde iki kurucu devletin kuracağı bir ortaklıktır. Tabii ki bu ortaklığın, bu anlaşmanın, sürdürülebilir, yaşayabilir, kalıcı olması lazım. Kıbrıs Cumhuriyeti 3 senede yıkıldı, bu da 3-5 senede yıkılsın gibi bir düşünce içerisinde müzakereleri sürdürmüyoruz. Atılan imza ile kurulacak ortaklığın yaşayabileceğine inanmamız gerekmektedir."
İKT İLE İLİŞKİLER
İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) ile ilişkilerin "tanıma" dahil ne boyutta olduğuyla ilgili bir soru üzerine, Eroğlu, İKT'nin Genel Sekreterinin Ekmeleddin İhsanoğlu olması nedeniyle İKT ile aralarında samimi bir diyalog olduğunu, Kıbrıslı Türklerin eskiden İKT'de "Kıbrıs Türk toplumu" olarak katıldığını, son dönemde ise Annan Planı zamanında kendilerine verilen isim çerçevesinde "Kıbrıs Türk Devleti olarak" katıldığını anlattı.
Derviş Eroğlu, ancak şimdi adada müzakerelerin devam ettiğini, "tanınma" konularından söz etmenin doğru olmadığını vurguladı. Eroğlu, özellikle Anavatan Türkiye'nin Kıbrıs Türklerinin İKT'de çok daha iyi bir şekilde temsil edilmesi, İslam ülkelerinin KKTC'ye daha samimi bir yaklaşım içerisinde bulunmaları ve ilişkilerin artırılması yönünde (İKT devletleri nezdinde) devamlı telkinde bulunduğunu da belirtti.
ABD'nin Tutumu
Eroğlu, ABD'nin müzakerelere yönelik tutumuna yönelik bir soruya karşılık ise adada ABD'nin temsilcisiyle sık sık görüştüklerini belirterek, "ABD temsilcisinin söylediği, 'Siz bir anlaşma yapınız, bu anlaşmanın adı bizim için önemli değil, mühim olan iki halkın Kıbrıs'ta yaşayabilir bir anlaşmayı bulmasıdır.' Bize belirttikleri husus ve politika budur" dedi.
KIBRIS TÜRK HAVA YOLLARI
Eroğlu, Kıbrıs Türk Hava Yollarıyla ilgili soruyu cevaplandırırken, şunları kaydetti: "Kıbrıs Türk Hava Yolları, Atlas Jet Havayolları ile anlaşmış bulunmaktadır, bütün anlaşma metinleri imzalanmıştır bildiğim kadarıyla. Şimdi yeni bir ortaklık şirketi oluşturulacak, bugün veya yarın Kıbrıs Türk Havayolları Genel Kurulu düzenlenip alınması gereken kararlar alınacaktır. Şu anda mutabakata varılmış bulunuluyor."
NEW YORK’TAN AYRILDI
Eroğlu ve beraberindeki heyeti, JFK Havaalanı'nda Türkiye'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Elçi-Müsteşar Fazlı Çorman ve KKTC New York Temsilcisi Büyükelçi Kemal Gökeri uğurladı.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, 28 Haziranda BM merkez binasında Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile bir araya gelmiş, ayrıca Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, Türk ve Kıbrıslı Türk derneklerinin yöneticileri ve çeşitli medya kuruluşlarının temsilcileriyle görüşmüştü.