Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, halkın memnuniyetsizliğinin değişik kesimler tarafından sık sık tekrarlanmaya başlandığına işaret ederek, hükümetin bazı tedbirler alması gerektiğini söyledi.
Eroğlu, “İnşaat sektör çalıştığı takdirde, bundan etkilenen yan kuruluşların da çalışması ve ülke ekonomisine katkı sağlaması demektir. Ekonomideki sorunların kısmen de olsa çözümlenmeye ve giderilmeye başlaması demektir” dedi.
Halkın memnuniyetsizliğinin değişik kesimler tarafından sık sık tekrarlandığına işaret eden Eroğlu, hükümet edenlerle bu konuyu görüşüp, çözüm üretmesi gerektiğini kaydetti. Eroğlu, “İstikrarın arttığı yönünde sözler söyleniyor ama her taraftan da sesler geliyor. Bu seslerin çoğalması ve evlatlarımızı dahi burada tutamamamız hoş şeyler değil. Bu gibi olumsuzlukların ortadan kaldırılması gerekir. Burada da en fazla görev hükümete düşmektedir” dedi.
Eroğlu, sorunlara çözümün, bilirkişilerle istişare ederek daha kolay bulunabileceğini belirterek, sadece dar bir kesimle istişare edilerek üretilecek çözümün eksik olacağından daha geniş, ekonominin içinde olan kesimlerle birlikte istişare edilmesinde fayda olduğunu söyledi.
Konuları hükümetle de görüşmeye çalışacağını kaydeden Eroğlu, ülkedeki olumsuzlukların kısa zamanda gitmesi temennisinde bulundu. Eroğlu, “Çünkü şikayetler değişik sektörlerden gelmeye başladı. Bu da demektir ki tedbir alma zamanı gelmiştir. Hükümetin bazı tedbirler alması gerekir diye düşünüyorum” dedi.
GÜRCAFER
Cafer Gürcafer de konuşmasında, sorunlarını dile getirmek ve çözüm üretmek amacıyla bir dizi ziyaret düzenleyen birliğin, ilk olarak, bu gidişata dur diyebilecek Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu ziyaret ettiğini söyledi.
Ülkenin ve sektörün ekonomik açıdan büyük bir sıkıntı ve çöküntü içinde olduğunu kaydeden Gürcafer, geçmişte de benzeri sıkıntılar yaşandığında hükümetlerin sorunları çözmek için çaba harcadığını ancak bugünkü hükümetin, ‘giden gitsin, kalan kalsın’ mantığıyla karşı karşıya bulunduklarını savundu.
Gürcafer, “Kıbrıs Türkü, tarihinde olmadığı kadar mutsuz. Çok ciddi bir göçle karşı karşıyayız. Artık kendi çocuklarımızın gidişine şahit oluyoruz” dedi.
Hükümeti duyarlı olmamakla suçlayan Gürcafer, etrafındaki dar kesimin menfaatleri doğrultusunda yönlendirilen hükümetin bir yanılgı içinde olduğunu iddia etti. Bu yanılgının daha büyük hatalara neden olduğunu savunan Gürcafer, toplumsal varlığı için her türlü bedeli ödemeye hazır olan Kıbrıs Türkü’nün günümüzde ödemek zorunda olduğu bedelin, toplumsal yok oluş olduğunu ileri sürdü.