Hareketinden önce Ankara Esenboğa Havaalanı’nda basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın muteber üyesi Mısır’ın tarihinde ilk kez İslam Zirvesi düzenleyecek olmasını büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Senegal’da 2008 yılında yapılan bir önceki zirvede ve geçen yıl Ağustos ayında Mekke’de toplanan olağan üstü zirvede Türkiye’yi temsil ettiğini belirten Gül, “İslam dünyası yeni sınamalar ve genişleyen fırsatlar başlığı altında toplanacak Kahire zirvesinde İslam alemindeki işbirliği faaliyetleri gözden geçirilerek İslam İşbirliği Teşkilatı’nın önümüzdeki dönemlerdeki vizyonuna şekil verecek hususlar ayrıntılı bir şekilde bu toplantıda değerlendirilecektir.
Türkiye, İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'ne (İSEDAK) ev sahipliği yapmaktadır ve Cumhurbaşkanı olarak bende bu komitenin daimi başkanıyım. Kalkınma Bakanlığımız bünyesinde yer alan İSEDAK Koordinasyon Ofisi, benim nezaretimde İSEDAK’ın faaliyetlerine ve kurumsal yapısına ciddi reformlar getiren İSEDAK Strateji Belgesi’ni hazırlayarak Mekke’deki olağan üstü İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde onaya sunulmuş ve kabul edilmişti. Bu zirvede kabul edilen strateji belgesi geçen yıl Ekim ayında İstanbul’da yapılan 28. İSEDAK toplantısında resmen yürürlüğe girmiştir” diye konuştu.
“SURİYE, FİLİSTİN VE MALİ’NİN ZİRVENİN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDESİ”
Kahire’de gerçekleştirilecek olan zirvede başta strateji belgesi olmak üzere, İSEDAK’ın son dönemdeki faaliyetleri hakkında Başkan sıfatıyla üye ülkelere de ilerleme raporu sunacağını vurgulayan Gül, “Ayrıca bu toplantıda, Suriye, Filistin ve Mali’nin zirvenin önemli gündem maddelerini oluşturacaktır. Filistin’deki yerleşimler konusunda özel bir oturum düzenlenecek ve bu oturumda bende bir konuşma yapacağınım” şeklinde konuştu.
Zirvede bir çok devlet başkanlarıyla ikili görüşmede gerçekleştireceğini kaydeden Gül, Türkiye’nin İslam Zirvesi’ne ev sahipliği yapmaya aday olduğunu söyledi. Gül, şunları kaydetti: “Kahire’deki bu toplantıda 13. İslam Zirvesi’nin Türkiye’de yapılması kabul edilecektir. Türkiye İslam’ın içerdiği barış mesajına uluslar arası camiaya doğru ve etkili biçimde aktarılmasında İslam İşbirliği Teşkilatı’nın oynadığı merkezi rolün daha da güçlendirilmesi gerektiğine inanmaktadır.
Bu bağlamda Kahire İslam Zirvesi, İslam’a ve Müslümanlara yönelik yanlış algı ve ön yargıların giderilmesine şüphesiz katkıda bulunacaktır. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üzerine düşen mesuliyetin yeniden tanımlanmasına, küresel bir strateji ve yaklaşımla inisiyatif almasına da hizmet edecektir. Bu ziyaretimde aynı zamanda Mısır’la ikili ve resmi temasta yapacağım. Resmi ziyarette gerçekleştirmiş olacağım.”
“DEVRİMDEN SONRA İKİNCİ ZİYARET”
Türkiye’nin Mısırla köklü temellere sahip emsalsiz ilişkileri olduğunu sözlerine ekleyen Gül, seyahatinin ayrıca Tahrir Devrimi sonrasında Mısır’a yaptığı ikinci ziyaret olacağını kaydetti. Gül, “Devrimden iki ay sonra Mısır’a giden ilk Cumhurbaşkanı olmuştum. Daha sonra Mekke’de Cumhurbaşkanı Mursi ile bir araya gelmiştim ve ondan bir buçuk ay sonra Mısır Cumhurbaşkanı Mursi Ankara’yı ziyaret etmişti. Burada toplantılar yapmıştık” dedi.
“MISIR SİYASİ BAKIMDAN HASSAS BİR DÖNEMDEN GEÇMEKTEDİR”
Kahire’de Mısır Cumhurbaşkanı Mursi ile yapacağı resmi görüşmelerde iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konularda kapsamlı görüş alışverişinde bulunacaklarını belirten Gül, “Müstesna bağlara sahip olduğumuz kardeş Mısır halkı Tahrir Devrimiyle demokratikleşme yolunda tarihi bir irade sergilemiş, hürriyet, haysiyet ve adalet talepleriyle ümit dolu yeni bir dönem başlatmıştır. Ziyaretim vesilesiyle Mısır’daki dönüşüm sürecine olan desteğimizi de teyit edeceğim. Bu süreçte Mısır’ın önüne çıkabilecek güçlükler karşısında kararlı dayanışmamız şüphesiz devam edecektir.
Mısır siyasi bakımdan hassas bir dönemden geçmektedir. Tüm kesimlerim bu aşamada demokrasi ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde sabır ve sağduyu ile hareket ederek ülkelerini diyalog temelinde ileriye taşımaları samimi temennimizdir. Mısır halkının da beklentisinin bu yönde olduğu inancındayım. Mısır, Ortadoğu ve Akdeniz’de Türkiye için daima vazgeçilmez bir ortak olmuş, işbirliğimiz geçen yıl stratejik ortaklık seviyesine yükseltilmiştir.
Bölgemizdeki son siyasi gelişmeler Arap dünyasının amiral gemisi olarak bilinen ve Arap Ligi’ne de ev sahipliği yapan Mısır’ın barış ve istikrarı için önemini daha da arttırmıştır.
Bu çerçevede Mısır ile güçlü bir irade temelinde mükemmel seviyede seyreden siyasi ilişkilerimiz ekonomik ve ticari işbirliğimizin daha da geliştirilmesi için son derece elverişli bir zemin oluşturmuştur. Mısır halen Türkiye’nin bölgesindeki en önemli ticaret ortaklarından biridir. İkili ticaret hacmimiz son resmi ziyaretimi gerçekleştirdiğim 2008’den bu yana yüzde 50’den fazla artarak 2012’de 5 milyar dolara çıkmıştır.
Türk şirketlerinin bugüne kadar Mısır’da üstlendikleri projelerin toplam bedeli ise 1 milyar 500 milyon doların üstüdedir. Türk şirketlerinin devrim süreci boyunca Mısır’daki faaliyetlerine ara vermemiş olması bu kadim ülkeye duyulan güvenin açık ispatıdır” diye konuştu.