Türkçe En İyi İnternet Gazetesi
Günün Haberleri Giriş Sayfam Yap Favorilere Ekle Künye İletişim Son Dakika Ekle RSS
 
 
ANA SAYFA ANTALYA KKTC TÜRKİYE DÜNYA SPOR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
ANTALYA   25/30 °C
 
 
    KKTC 'de Patates Krizi,Gözler Hükümette  
 
    Akdeniz Üniversitesi Dünyanın En İyi Üniversite Sıralamasında  
 
    GAÜ Eğitim Fakültesinden İlginç bir akademik Araştırma  
 
    Antalya Trafiğine Nefes Aldıracak Projelerin Müjdesi En yetkili İsimden geldi.  
Cumhurbaşkanı Gül'den Kritik Açıklamalar
Cumhurbaşkanı Gül den Kritik Açıklamalar
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye'deki olaylara ilişkin "Bizim güvenimiz kaybolmuş vaziyette, bunu söylemek isterim dedi.
 
28 Ağustos 2011 Pazar - 15:26

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye'deki olaylara ilişkin, “Açıkçası her şeyin çok az ve çok geç olduğu bir safhaya geldiğini görüyorum. Bizim güvenimiz kaybolmuş vaziyette, bunu söylemek isterim. Suriye halkının huzuru, mutluluğu, iyiliği bizim için çok önemli” dedi.

"DÜNYA HIZLI, ELASTİK OLMAK GEREKİYOR”
Türkiye, geçmişe göre çok farklı noktaya geldi, ekonomik anlamda rakamlar ortada, siyasi anlamda etkinliği de gözle görülür hale gelmeye başladı. Önümüzde mevcut bir Anayasa var, bu Anayasa'nın Türkiye'nin mevcut niteliklerini karşıladığını düşünüyor musunuz?

Anayasa tabii ki zaman zaman değiştirildi, çok büyük değişikliklere uğradı. Bugünkü Anayasa, ilk yazıldığı şekliyle değil. Çok değişiklikler olduğu için de sistematiğini kaybetti. Bizim anayasamız, biraz teferruatlı bir anayasa, çok detaylar var. Halbuki bugünkü dünya, o kadar hızlı bir dünya ki hızlı bir dünyada biraz elastik olmak gerekiyor. Hızlı bir dünyada, genel prensipler, ilkeler olmalı, teferruatlar uygulayıcılara bırakılmalı. Bundan dolayı bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalınmıştı geçmişte. Şimdi de eminim ki kalınıyordur.

Ekonomik konularda da çok bağlayıcı birçok kurallar var. O açıdan anayasanın bugünkü dünyaya değil, geleceğe hitap edecek şekilde yazılması, temel ilkelerin ortaya konulması ve teferruatların biraz uygulamaya bırakılmasının doğru olduğu kanaatindeyim. Uygulama dediğimiz şey de yine herkesin kuralsız bir şekilde uygulaması değil, kanunlardır. Yani anayasa, temel ilkeyi koyacak, kanunlar ve daha sonra gelen ikinci, üçüncü derecede yasal düzenlemeler, kuralları oluşturacaktır ama anayasada bir darboğaz oluşursa o zaman onu hiç aşamazsınız. O bakımdan bütün bunların, geleceğin dünyasına bakarak yeniden düzenlenmesinin vakti çoktan geldi, geçiyor.

TERÖRLE MÜCADELE
Son dönemde terör örgütünün eylemleri ve saldırıları maalesef artmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, teröre karşı kararlılık vurgusu yapıldı ve ardından operasyonların hızlandığını görüyoruz. Sınır ötesine hava harekatı söz konusu oldu. Türkiye'ye hem içeriden hem dışarıdan destek geldi. Bu konuda sizin görüşleriniz nelerdir?

Türkiye, topyekun standartlarını yükseltiyor; hukuk standartlarını, demokratik standartlarını, siyasi standartlarını yükseltiyor. Bütün bunları yaparken bugünkü dünyaya, bugünkü demokratik anlayışımıza ters gelen hangi yapımız varsa bunları hep değiştiriyor. Bütün bunlardan maalesef rahatsız olanlar oldu. Ben bir zamanlar 'iyi şeyler oluyor, olacak' dediğimde çok rahatsız olanlar oldu ve adeta bu ülkede iyi şeylerin olmasını arzu etmeyenler ortaya çıktı. Bunlar zaten vardı.

Son gelişmeler, maalesef çok üzücü. Terör örgütünün saldırılarını tolere etmek, bunları görmezlikten gelmek asla mümkün değildir. Herhangi bir ülkede bir otorite noksanlığına göz yummak asla mümkün değildir. Bu, zaten devlet olmanın gereğidir. Terör örgütü, Türkiye'de bir zafiyet olduğu zannına herhalde ulaştı ki bu tip saldırılarını yapıyor. Devletin gücünün, herkesin gücünden daha güçlü olduğunu içeride ve dışarıda herkesin bilmesi gerekir, dolayısıyla son operasyonlarımız hep bu yöndedir.

Ümit ederiz ki; içeride ve dışarıda herkes, kendine bundan bir hisse çıkartır. Sadece terör örgütünün değil, onlara destek verenler, onlarla işbirliği içerisinde olanlar, yapması gereken sorumlulukları yerine getirmeyen ülkelerin de kendilerine hisse çıkarması gerekir. Türkiye, asla silahlı bir gücün karşısında pes etmez.

Şunu da söylemek isterim: Terör örgütüyle bölgedeki vatandaşlarımızı daima ayırmışızdır. Bölgedeki vatandaşlarımızın daha çok ihtimama, korunmaya ihtiyacı var çünkü bir taraftan terör örgütünün tehdidi altında kalıyorlar. Gece gündüz herkesin başına bir güvenlik gücü koyamazsınız. Onların halini iyi anlamak gerekir. Onun için bütün bölgelerimizde, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının tamamında devletimizin otoritesi, gücü ve hakimiyeti, bütün vatandaşlarımız tarafından görülmeli. Bu, hepimizin ortak anlayışıdır. Bundan herhangi bir şekilde farklı düşünen de söz konusu değildir.

Kesinlikle yanlış anlaşılmasın, bu vatandaşlarımızın güvenliğinin sağlanması açısındandır. Yoksa Türkiye toprakları üzerinde devletin gücünün içinde başka bir gücün illegal bir şekilde dolaşması, herhangi bir şekilde yapılanmasına asla müsaade edilemez.

"DEMOKRATİK HAK VE HUKUK, KÜRT MESELESİYLE SINIRLI TUTULMAMALI”
Terör örgütünün bölge halkından izole edilmesinin önemini sık sık dile getirirsiniz. Bir taraftan demokratik açılım süreci devam ediyor. Terörle mücadelede yeni dönemdeki faal durum bu süreci etkiler mi, etkilememesi için neler yapılmalı?

Hayır, bakın ben tekrar şunu söylüyorum: Demokrasi, terör örgütünü izole eder. Tabii ki birçok şeyin aynı anda paralel yapılması gerekir. Terörle mücadele, büyük bir konu tabii. Bir taraftan devletin gücünün en güçlü güç olduğunu herkese hissettirmek, göstermek, otoritesini göstermek; diğer yandan buna paralel olarak halkı kucaklamak, varsa eksikler, düzeltilmesi gereken şeyler, bunları düzeltmek... Bütün bunlar, hepimizin görevidir.

Şunu da kimsenin unutmaması gerekir; 'demokratik hak ve hukuk' dediğimiz şey, sadece bir konuyla ilgili değildir. Türkiye'nin dört bir tarafıyla, bütün vatandaşlarımızla, herkesin hakkının, hukukunun genişletilmesi, herkesin 'şu yanlıştır' dediği konunun düzeltilmesi şeklinde bakmamız lazım. Düşünün ki elimizde bir fener var, bununla her yeri aydınlatıyoruz. Bunu sadece bir konuyla, sadece Kürt meselesiyle, Güneydoğu meselesiyle, terör meselesiyle sınırlı tutmamak gerekir. Türkiye'nin başka konuları da vardır. Türkiye'deki diğer konular, şeffaflık, basınla ilgili konular, din özgürlüğüyle ilgili konulardır, sivil asker meseleleriyle ilgili konular vardır, ekonomisiyle ilgili konular vardır, yolsuzlukla mücadeleyle ilgili konular vardır. Dolayısıyla 'standartların yükseltilmesi' derken sadece bir konuyu aklımıza getirmememiz gerekir. Bütün bu konuları aklımıza getirmemiz gerekir.

MGK bildirisine de yansıdı, Sayın Başbakan da açıkladı. Terörle mücadelede bundan sonra yeni stratejilerle hareket edilecek. Bunlar hakkında paylaşabileceğiniz şeyler var mıdır? 'Yeni strateji' derken neler beklemeliyiz?

Doğrusu terörle mücadele sürekli bir konudur. Dolayısıyla sürekli kendinizi yenileyebilirsiniz. Yeni uygulamalar, yeni metotlar, yeni programlar devreye koyabilirsiniz. 'Nerede başarılıyız, nerede başarısızız', tecrübeleri değerlendirerek yeni imkanları devreye koyabilirsiniz. Bu çerçevede hem hükümetin, hem silahlı kuvvetlerimizin, emniyet teşkilatımızın, kamu güvenliğiyle sorumlu müsteşarlığın, İçişleri Bakanlığının yeni çalışmaları var. Bunlar kastedilmiştir. Bunlardan bazıları devreye girmektedir, bazıları biraz daha zaman alıcı düzenlemeler yapılacaktır.

30 AĞUSTOS KUTLAMALARINI GÜL KABUL EDECEK
30 Ağustos'ta hem Ramazan Bayramı'nın birinci gününü hem Zafer Bayramı'nı kutlayacağız. Bu yıl yine karşımıza çıkan yeni bir uygulama olacak ve 30 Ağustos kabulünü siz yapacaksınız. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Bu, açıkçası Genelkurmay Başkanımız'ın teklifidir. Düşünce onlardan geldi. Geçen Askeri Şura'da da, Milli Güvenlik Kurulu'nda da yeni uygulamaları herkes takip etti. Silahlı Kuvvetlerimiz de komutanlarımız da bundan çok memnundur. Bunlar hep olması gereken şeyler. Her şeyin bir zamanı var demek ki. Dolayısıyla bu 30 Ağustos'ta da başkomutan olarak bütün kutlamaları ben kabul edeceğim. Genelkurmay Başkanımız, Başbakanımız Milli Güvenlik Kurulundan önce yaptığımız bir konuşmada Genelkurmay Başkanı'nın getirdiği bir düşünceydi. Biz de çok doğru bulduk. Uygulama bundan sonra böyle olacaktır.

Biliyorsunuz terörle mücadelede biraz acılı günler geçirdik. Şehitlerimiz var, gazilerimiz var. Şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Gazilerimize acil şifalar, sağlık, sıhhat, afiyet diliyorum. Dolayısıyla bu 30 Ağustos'ta resepsiyon yapılmaması fikri Genelkurmay Başkanımızın fikridir. Biz de bu düşünceyi çok takdirle karşıladık. Bu sefer böyle olacak.

SURİYE
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye'de yaşanan olayların son bulması için Şam yönetimine “Artık bizden günah gitti” dercesine açık ve dürüst mesaj ilettiklerini belirterek, “Açıkçası her şeyin çok az ve çok geç olduğu bir safhaya geldiğini görüyorum. Bizim güvenimiz kaybolmuş vaziyette” dedi.

Gül, İstanbul Tarabya'daki Huber Köşkü'nde Anadolu Ajansına verdiği özel röportajda, Türk dış politikasında son dönemde önemli yer tutan Suriye ve Libya'daki gelişmeleri değerlendirdi.

Konu ile ilgili yöneltilen soru ve yanıtlar şöyle:

Geçen hafta Libya ve Suriye'de de önemli gelişmeler oldu. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a “çekil” çağrıları artmaya başladı, Libya'da Muammer Kaddafi yönetimi düştü. Bu konularla ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir?

Doğrusu son yıllarda en çok siyasi yatırımımızı Suriye'ye yaptık, bu açık bir şey. Çünkü 'Suriye'nin dönüşümüne yardımcı olabilir miyiz, katkı sağlayabilir miyiz' diye gayet iyi niyetli olarak bunu yaptık. Yoksa sınırlarımız bellidir. Suriye, bizim komşumuzdur. Onların güçlü, mutlu olması için yaptık ve şuna biz inandık; artık bugünkü dünyada otoriter yönetimlere, tek parti iktidarlarına, kapalı rejimlere yer yoktur. Bunlar, ya zorla değişeceklerdir yahut devletleri yönetenler, inisiyatif alarak yöneteceklerdir.

Biz Türkiye olarak, bu konuda çok çalıştık. Sayın bakanlar, Sayın Başbakan, ben, kamuoyunun bildiği veya bilmediği çok katkılar sağladık. Düşüncelerimizi çok açık bir şekilde paylaştık ve en sonunda Dışişleri Bakanımız Suriye'ye gittiğinde, mesajlarımızı, 'artık günah bizden gitti' dercesine gayet açık ve dürüst bir şekilde bir kez daha paylaştık. Şunu herkesin bilmesi gerekir ki; biz, tabii ki Suriye halkının yanındayız, halkların yanındayız. Esas olan halktır.

GÜNLÜK İSTİHBARAT RAPORU
Esad'ın, “Biz tabii ki tavsiyeleri dinleriz ama yapacağımızı biliriz” babında bir değerlendirmesi oldu. Diyalog kanallarının açık olduğu izlenimi de alıyoruz. Kendisiyle ya da yönetimle hala bir temas var mı?

Biz tabii ki takip ediyoruz, günlük takip ediyoruz. Dün (perşembe günü) 17 kişi öldü. Bana günlük istihbarat raporları geliyor. Suriye ile ilgili sayfalarca hangi ilde ne oluyor, hangi kazada ne oluyor, nerede ne nümayiş (gösteri) oluyor, nerede nasıl güvenlik güçleri insanların üzerine ateş açıyor, kaç kişi ölüyor, kaç kişi yaralanıyor, çok detaylı istihbarat raporları geliyor. Olaylar başladığından beri takip ediyoruz çünkü komşumuzda oluyor.

Biz, gerçekten çok üzüntü duyuyoruz. Olayların 'bitti' denildiği yerde işte 17 kişi yine ölmüş vaziyette. Bugün kaç kişi olacak? Açıkçası her şeyin çok az ve çok geç olduğu bir safhaya geldiğini görüyorum. Bizim güvenimiz kaybolmuş vaziyette. Bunu söylemek isterim: Suriye halkının huzuru, mutluluğu, iyiliği bizim için çok önemli.

LİBYA
Libya ile ilgili de aynı şeyleri söyleyebilirim. Libya'da olup bitenleri de demin söylediğim şekilde takip ediyoruz. Libya'daki rejimin devam etmesi mümkün değildi zaten. Akdeniz'e 2 bin kilometre kıyısı olan, dünyanın en zengin petrolüne sahip olan nüfusu küçük bir ülke, iyi bir yönetim altında dünyanın en müreffeh ülkesi olurdu ama otoriter bir kişinin, tek başına uzun yıllar yönetiminde, Libya'nın bu kadar uzun süre devam etmesi zaten akıl almaz bir şeydi. Nasıl bu kadar uzun süre devam etti, bunu anlamak mümkün değildi. Dolayısıyla onun da sonu gelmiştir.

Ümit ederiz ki; yeni Libya kurulurken herhangi bir iç çekişme, enerjilerini boşa harcama durumu söz konusu olmasın. Onun için Türkiye, çok aktif bir şekilde öncülük yapmak istiyor biliyorsunuz. Ulusal Geçiş Konseyi'nin Başkanı Türkiye'yi ziyaret etti. Ben kabul ettim, Başbakan kabul etti, Dışişleri Bakanımız birkaç gün önce Bingazi'de idi. Libyalı kardeşlerimize en büyük yardımları yapıyoruz, onlara ülkelerini siyasi ve maddi açıdan yeniden imar etmeleri için her türlü yardımı yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.

EKONOMİK KRİZ ÖNLEMLERİ
Küresel ekonomik kriz birçok ülkeyi derinden etkiliyor. Dünya lideri konumundaki ABD'nin kredi notu düşürüldü. Avrupa ülkelerinin resesyona girmesi öngörülüyor. Bu durumların Türkiye'ye ne gibi etkisi olabilir, bir öngörünüz var mı? Türkiye, bu şartlarda istikrarlı büyümesini sürdürebilir mi?

Türkiye, uzun süredir 'İçeriden ve dışarıdan gelecek ekonomik şoklara karşı kendimizi hazırlıyoruz' söylemini tekrarladı. Şöyle bir geçmişe bakarsanız, hepimiz bu cümleyi çok tekrarladık ve bu yönde de içeride çok tedbirler alındı ve neticede Türkiye, içeriden ve dışarıdan gelecek şoklara karşı çok daha hazırlıklı hale geldi.

2001 yılında içeriden gelen şok, Türkiye'yi yıktı çünkü hazırlıklı değildik. 2008 yılında dışarıdan gelen şok, Türkiye'yi sarstı ama o şoktan en kısa süre içinde çıkan ülke Türkiye oldu. Şimdi ümit ediyorum ki dışarıdan gelen bu şoka karşı da Türkiye kendisini en iyi şekilde koruyacaktır. Ekonomi yönetiminin epeyce tecrübesi var. Ekonomiyle ilgili tüm birimler arasında çok iyi bir koordinasyon var. Bunu da yakından takip ediyorum. Güvenim o açıdan tamdır.

İnanıyorum ki Türkiye, bunu da en az zayiatla atlatacaktır. 'Bizleri ilgilendirmeyecek' dememiz mümkün değildir. Unutmayın ki dünyada bir banka batıyor, o banka sadece battığı ülkeyi ilgilendirmiyor, bütün dünyayı ilgilendiriyor. 2008'de Lehman Brothers battığında sadece ABD'yi değil bütün dünyayı etkiledi. Şimdi de böyle. Herhangi bir ülkedeki enflasyon, faiz oranı, herhangi bir ülkedeki beklenti, hemen herkesi etkiliyor. O bakımdan gerçekçi olmamız lazım. Bir taraftan tedbirlerimizi almamız lazım -ki bu tedbirlerin en iyi şekilde alındığını görüyorum- diğer taraftan da rahat olmak gerekir. Devamlı bir telaş, kaygı içinde olmamak gerekir. Normal hayatı devam ettirirken tedbirlerin alındığını görmek, insanı mutlu ediyor. Ben, Türkiye'nin şimdiye kadar aldığı tedbirlerden dolayı bu sefer de rahat bir şekilde krizden çıkacağına inanıyorum.

Uluslararası işbirliği çağrıları, artık ekonomik kriz için de geçerli. Dünya liderlerinden bu konuda bir beklentiniz var mı?

Hükümetimiz bu konuda aslında çok aktif. Türkiye'nin tecrübeleri, G-20'de paylaşılıyor. Herkes birbirini takip ediyor. 2008 krizinden Türkiye'nin nasıl kısa sürede çıktığını tüm dünya gördü. Tüm dünyanın bankaları sarsılırken, Türk bankacılık sisteminin ne kadar sağlam olduğunu bütün dünya gördü. Yine son olay karşısında da Merkez Bankası ve diğer ekonomik birimler arasındaki koordinasyonu gördü. Eminim ki bu katkılarımızı ekonomiden sorumlu olan yetkililerimiz en iyi şekilde paylaşacaklardır.

YENİ ANAYASA
24. Yasama Dönemi'nin en önemli gündem maddelerinden birisi olacak yeni anayasanın kapsamıyla ilgili büyük bir mutabakat bulunduğundan emin olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “bu süreçte olabilecek usul hataları ya da eksikliklerinin yeni anayasa yapılmasını engelleyeceği endişesi” taşıyor.

Cumhurbaşkanlığının İstanbul Tarabya'daki Huber Köşkü'nde Anadolu Ajansı muhabiri ile özel röportaj yapan Gül, yeni anayasa çalışmaları ve terörle mücadeleye ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda kutlamaları kendisinin kabul edecek olmasının nasıl geliştiğini anlattı.

1 Ekim'de Meclisin yasama yılı açılışı var. Her yasama yılı açılışına gidiyorsunuz.

Benim önemli konuşmalarım Meclis açılışında yaptığım konuşmalardır. Bütün cumhurbaşkanlarının, devlet başkanlarının çok hazırlık yaptığı, yılda birkaç önemli konuşması olur. Benim de en hazırlıklı konuşmalarım Meclisin açılışında yaptığım konuşmalardır. Bu sefer de hazırlığımızı şimdiden yapıyoruz.

Yeni yasama yılında Meclisin önündeki en önemli konu yeni anayasa olacaktır, bu konuya muhakkak değineceksinizdir. Yeni anayasa nasıl yapılmalı? Daha önce de çalışmalar yapılmak istendi ama olmadı.

Ben doğrusu büyük bir fırsatın olduğuna inanıyorum. Daha önceki Mecliste de bu fırsat vardı çünkü Meclisin temsil kabiliyeti büyüktü, şimdiki Meclisin de temsil kabiliyeti büyük. Vatandaşlarımız, önemli siyasi akımların hepsini Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiler. Tabii şimdi karşı karşıya kaldığımız yemin konuları var.

Bu Meclis, geçen Meclisin de tecrübesinden yararlanarak, yeni bir anayasa yapabilir. Bu, büyük bir onurdur doğrusu. Uzun yıllardan sonra belki birinci Anayasamızdan sonra ilk defa, Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi serbest iradesiyle anayasa yapmış olacak, gerçekleştirebilirse. Onun için herkesin büyük bir sorumluluk duygusu içinde hareket etmesi gerekir.

Ben yeni bir anayasa yapma imkanının var olduğu kanaatindeyim. Şundan dolayı; bu anayasanın nasıl bir anayasa olacağı konusunda çok büyük bir mutabakat görüyorum. Bütün siyasi parti liderleriyle görüşüyorum, siyasi partileri takip ediyorum, konuşmalarını, söylemlerini görüyorum. Böyle bir anayasada nelerin olması gerektiğiyle ilgili büyük bir mutabakatın olduğundan tereddütüm yok. Eğer yeni bir anayasa yapılamazsa 'metodoloji ve usul hatalarından veya noksanlıklarından olabilir' diye düşünüyorum. Onun için buna çok dikkat etmek gerekir. Bazen usul, esasın önüne geçer, 'böyle bir titizlikle hareket edilirse bu gerçekleşir' diye düşünüyorum.

Şunu unutmayalım ki; anayasa metinleri, en büyük bağlayıcı metinlerdir, herkesi bağlayan metindir. Kolay kolay anayasa yapılmaz. Bir kez yapılır, yıllarca gider ancak konjonktür değişecek, ülke değişecek, dünya değişecek ondan sonra yeni bir anayasa yapma imkanı ortaya çıkacak. Onun için herkesin düşüncelerinin alınması, herkesin anayasası olduğuna önem verilmesi ve herkesin iyi kötü orada bir katkısının olması çok önemli. Ümit ediyorum ki bu sefer bunlar gerçekleşir.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek de çalışmalara aktif olarak katıldı. Hükümetten önce davranıp partilerle görüş alışverişinde bulunuyor.

Bu doğru bir usul. Her partinin tabii ki anayasa taslağı olabilir. Nasıl bir anayasa olacaksa onunla ilgili çalışması olabilir. İktidar partisi olarak hükümetin, muhalefet partilerinin, bu konuyla ilgili aktif çalışan sivil toplum örgütlerinin çok güzel görüşleri var. Bütün bunların değerlendirilmesi ve dikkate alınarak, herkesin çabasıyla ortaya bir metin çıkması çok önemli. O bakımdan Sayın Meclis Başkanı'nın bu başlangıcını gayet değerli buluyorum.

Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
 
 
İranlı Tutuklu Yönetmene Altın Portakal Daveti
 
Konyaspor, Yeni Sezona Hazırlanıyor
 
 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
 
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
DİĞER HABERLER
 
Kemer'de Bir Otelin Plajında Patlama
Antalya'nın Kemer İlçesi'nde plajda bir patlama meydana geldi. İlk belirlemelere ...
Hakkari'de Mayınlı Pusu: 3 Şehit
HAKKARİ’nin Şemdinli İlçesi’nde PKK’lı teröristlerin askerlerin geçiş ...
Toplantı Sona Erdi
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılımı men ...
'2. Sınıf Ülke Muamelesini Kabul Etmiyoruz'
Fenerbahçe Yönetim Kurulu, içinde bulundukları durum ile ilgili olarak ...
 
 
Abdullah Gül: Siyaseti Özledim
Çankaya Köşkü’nde geçen 4 yılını anlatan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, siyaseti özlediğini söyledi.
11 Bin 475 Öğretmen Atandı
Bakan 216 bin öğretmen adayının atama beklediğini açıkladı.
"Tam Gün" Sessizce Geldi
Hükümet, daha önce iptal edilen "Tam gün" uygulamasını sürpriz bir şekilde ...
Obama 'En Kötü İçin Hazırlıklı Olun'
ABD Başkanı Barack Obama, Amerikalıları Irene kasırgasını ciddiye almaları konusunda uyardı.
 
 
‘7 Sivil Öldü’ İddiasına Belgelerle Yalanlama
Irak’ın Kandil’e yapılan hava harekatlarında sivillerin öldüğü gerekçesiyle ...
Deniz Feneri Soruşturması'nda flaş gelişme
Deniz Feneri Soruşturması: 3 savcı görevden alındı!
Başbakan Erdoğan Sert Konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Ankara İl Başkanı’nın istifasına ilişkin, ...
Yeni Düzenlemeler Yapıldı
Adaletin gecikmeksizin yerine getirilmesi amacıyla ihtiyaç duyulan tetkik ...
 
 
  GÜNÜN MANŞETLERİ
KKTC 'de Patates Krizi,Gözler Hükümette

KKTC 'de Patates Krizi,Gözler Hükümette

  ANTALYA,Mehmet Kesim'in SİZ ANTALYAYI HAK EDİYOR MUSUNUZ ? Köşe yazısını Konuşuyor
 
  KKTC'de Ziya Öztürkler'den Beklenen TARİHİ DAVRANIŞ.
  ÇOK OKUNANLAR
www.buyukantalya.com
  YAZARLAR
 
 
KKTC'de Ziya Öztürkler'den Beklenen TARİHİ DAVRANIŞ.
 
Mehmet Kesim
 
 
Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi
 
Prof.Dr.Ata Atun
 
 
İnsanlık Hali
 
Hüseyin Kaya
 
 
KKTC'DE YEREL SEÇİM HEYECANI
 
Reşit KESİM
 
 
ANTALYA,Mehmet Kesim'in SİZ ANTALYAYI HAK EDİYOR MUSUNUZ ? Köşe yazısını Konuşuyor
 
Byturco diyor ki...
   
  Alkışlar Turgül Tomgüsehan İçin  
   
  Yılmaz Erdoğan  
  FOTO GALERİ
Güzeller Güzeli Rus Spor Spikeri, Sosyal Medyaya Damga Vuruyor

Güzeller Güzeli Rus Spor Spikeri, Sosyal Medyaya Damga Vuruyor

magazinekibi
   
  BONNE VIE Dergisi  
   
  ​Mehmet Akif Alakurt  
  ÇOK YORUMLANANLAR
 
  Bak Sen Sıla'ya!
  FACEBOOK'TA BYTURCO
  TWITTER'DA BYTURCO
  ANKET
     
 
Düzenli Olarak Spor Yapabiliyor Musunuz?

Evet
Hayır

Sonuçlar Anket arşivi
 
     
 
 
 
  •Künye
  •İletişim
  •Reklam
  •Sitene EKle
 
 
  •Antalya
  •KKTC
  •Türkiye
  •Dünya
  •Spor
  •Özel Röportaj
 
 
  •Siyasiler
  •Yaşam
  •Çeşitli
 
 
  •Spor
  •Magazin
  •Antalya
  •KKTC
  •Türkiye
  •Dünya